![]() fometoksazol kombinasyonu, hastaliin ortaya çikma riskinin en yüksek olduu ilk yil içinde en az 6 ila 12 ay kullanilir. LENFOPROL¾FERAT¾F HASTALIK sinde solid organ transplantasyonunu takiben sakalim oraninda kismi bir ilerleme kayde- dilmitir. Maalesef, bu ilerleme Posttransplant Lenfoproliferatif Hastalik (PTLH) insidansinda arti ile sonuçlanmitir. PTLH, benign lenfop- roliferatif yanittan lenfoid malignite ve ölüm geliimine kadar deien anormal immün ya- nitin neden olduu,immünsupresyonun geni bir hastalik spektrumunu içeren ciddi ve ha- yati tehdit edici bir komplikasyonudur. sonra kazanilmi primer EBV enfeksiyonu ile ilikilidir ve en çok transplantasyonu takiben 2 yil içinde ortaya çikar. bir donörden allograft alabildikleri için EBV- ilikili PTLH açisindan erikinlere kiyasla risk artmitir. EBV maruziyet riskini artiran kan transfüzyonlari da alabilirler. Ayrica çocuklar, non-transplant çocuklarin çou gibi erikin yaa gelmeden toplumdan primer EBV enfek- siyonu mononukleozu alabilirler. Yine grafttan edinilebilecek primer CMV enfeksiyonu da PTLH için bir risk faktörüdür. T hücre sup- resyonuna yönelik güncel transplant immün- supresyon stratejileri primer EBV enfeksiyon taramalarini ve yaniti olumsuz etkiler. EBV ne- gatif alicida transplant sonrasi erken dönemde PTLH gelimesi siklikla graftin primer enfek- siyon ajani olduunu ve immünsupresyonun PTLH geliiminde rolü olduunu düündürür. Transplanttan sonra erken dönemde PTLH ortaya çikmasinin airi immünsupresyonun sonucu olduu, transplanttan birkaç yil son- ra düük doz immünsupresyon altindayken gelimesi halinde ise immün yanittaki primer malign transformasyonu yansittii görüü ha- kimdir. Böyle geç balangiçli PTLH olgularinin EBV ile ilikisi azdir ve daha çok lenfoma tipi tedaviye ihtiyaç duyar. (PTLH) insidansi farkli organ transplant tip- lerine göre deiiklik gösterir ve deien hasta lanilan immünsupresyon stratejilerini yansitir. Genel olarak bildirilen PTLH sikliklari tora- sik transplant alicilarinda, akcier %10-20 ve kalp %10, transplant tipine göre deien farkli rejeksiyon risklerini, mevcut rejeksiyon tedavilerinin et- kinliini ve de rejeksiyona bali organ disfonk- siyonu gelien aliciyi destekleme kabiliyetini yansitir. nik tablosu nonspesifik viral hastaliktan ma- lign lenfomaya kadar deiebilir. Semptomlar ate, halsizlik, kilo kaybi, boaz arisi, lenfa- denopati, ishal veya gastrointestinal kanama, baarisi ve allograft disfonksiyonunu içerir. Fizik muayenede tonsillerde büyüme, asimet- ri, ülserasyon, lenfadenopati, splenomegali, ve/ veya graftta hassasiyet ve genileme olabilir. Transplante graft siklikla PTLH tablosunda yer alir. Graft disfonksiyonu veya nonspesifik viral enfeksiyon klinik tablosunda EBV viremisinin PCR ile belirlenmesi PTLH tanisini kuvvetli olarak düündürür. PTLH'nin tanisal deer- lendirmesi tam kan sayimi ve periferik yayma, elektrolitler, laktat dehidrogenaz, kalsiyum ve ürik asit tetkiklerini içerir. EBV serolojileri ve PCR yaninda karacier ve böbrek fonksiyonlari da deerlendirilmelidir. Görüntüleme çalima- lari özellikle nodal veya ekstra nodal hastalik ve allografttaki infiltratif deiikliklikleri de- erlendirme açisindan göüs, batin ve pelvis BT'lerini içermelidir. Mezenterik adenopati veya barsak duvar kalinlamasi PTLH'nin ilave gastrointestinal bulgularidir. üpheli herhangi bir lezyondan biopsi yapilmalidir. Dier özgün radyografik bulgularin yokluunda endosko- pik biopsi non-bulky PTLH veya mukozal ül- serasyonlari gösterebilir. PTLH'i ekarte etmek için transplant graft biopsisi yapilmalidir. tolojik deerlendirmesi hastaliin klinik tablo- sunun çeitliliini de yansitacaktir. 2001 yilinda Dünya Salik Örgütü (DSÖ) PTLH tanimi ve deerlendirmesi için yaygin bir ekilde benim- senmi bir PTLH siniflamasi yayinladi. ri, altta yatan doku yapisinin korunmasi veya harabiyeti ve lenfositik farklilamanin derecesi, DSÖ siniflama sisteminin temel esaslaridir. PTLH'nin çounda polimorfik bir infiltrat gö- rülebilir. Monomorfik bir infiltrat, geni B hüc- reli lenfomayi andiran transforme lenfositler ile daha malign görülebilir. Doku, EBV varlii açisindan enfekte lenfositleri tanimlamak için EBER (Ebstein-Barr erken RNA) boyasi ile ay- rica deerlendirilir. Kitle veya infiltrattaki len- fosit ekspresyonunun CD-20 ile belirlenmesi, PTLH'nin tanisal deerlendirmesinde artarak yer almaktadir. Aktive B hücrelerini içeren in- filtrati daha özgün bir ekilde tanimlamaya ila- veten, çalimalar devam etmekle beraber, CD- 20-pozitif PTLH,-anti-CD-20 antikor içeren-, tedaviye daha iyi yanit verebilir. (PTLH) primer tedavisi, alici immün sistemi- nin EBV enfeksiyonuna kari antiviral etkinli- inin bir kismini geri kazanmasini salayacak olan immünsupresyonun azaltilmasidir. Et- kinlii tam olarak gösterilmese de Gansiklo- vir, PTLH tedavisinde siklikla birinci seçenek olarak kullanilir. lk 2-3 hafta içinde klinik bir yanit ve/veya EBV-PCR kopya sayisinda düme olmalidir. mmünsupresyonun azaltilmasina dirençli veya fulminan hastalik eklinde seyre- den PTLH'de sistemik kemoterapi gerekebilir. Düük doz sitoksan ve prednizon tedavisinin dirençli PTLH'nin balangiç tedavisinde etkili olduu gösterilmitir. tirilmaktadir. B-hücre veya Hodgkin benzeri lenfoma görülen çocuklar, nontransplant has- talardaki gibi uygun lenfoma kemoterapi pro- tokolü ile tedavi edilirler. de immünsupresyonun mümkün olduu kadar azaltilmasidir.Özellikle ilk birkaç yil içinde PCR ile EBV taramasi, rutin transplant sonra- si yönetim stratejilerine katilmitir. Hastaliin erken saptanmasi genellikle iyi sonuçlar ile ili- kili olsa da bu önlemlerin PTLH sonuçlarinda iyilemeye yol açip açmayacai görülecektir. UZUN DÖNEM YÖNET¾M¾ sakalimi artmaya devam ettikçe daha fazla çocuk, yaina uygun "normal" aktivitesine ve hayat tarzina dönebilmektedir. Genel salikta- ki düzelme baarili organ transplantasyonunun temel hedeflerinden biridir ve bu dönem ank- |