background image
521
Karaciöer Nakli
resif pre ve post transplant sivi ve elektrolit te-
davisi, graft yaam süresini uzatmitir.
21
Anor-
mal enzimi deitirmek için yapilan karacier
transplantasyonu, hem primer böbrek yetmez-
liini önlemede hem de renal allograft yaam
süresini uzatmada baarili olmutur.
22
Memranoproliferatif glomerulonefrit (MPGN)
Tip I ve II'nin her ikisi de allograft biyopsilerin-
de yüksek oranda tekrarlar ama nadiren graft
kaybi ile ilikilidirler.
23
Kalitsal bir metabolik
hastalik olan ve böbrek yetmezlii ile ilikili
olan sistinozis. Allograft ta böbrek disfonksiyo-
nuna yol açmaz.
Q ¶LAÇ UYUMU
Böbrek allograftlarinin geç kaybinda ana bir
faktör immünsupresif tedaviye zayif uyum-
dur.
24
Pediatrik böbrek transplant alicilari ara-
sinda ilaç uyumsuzluu %5 ile %50 arasinda
rapor edilmitir. Adolesanlarda yapilan bir ça-
limada, ilaç uyumsuzluu %64 kadar yüksek
bulunmutur. Gerçek siklii izlemek, olduun-
dan daha az tespit etme ve raporlama nedeniyle
zordur. Ayrica, potansiyel olarak, graft kaybi-
nin nedenini ilaç uyumsuzluu yerine kronik
allograft nefropatisi olarak yanli tanimlama
riski vardir. laç uyumsuzluu için tanimlanmi
risk faktörleri; kiz cinsiyet, adolesan ya, irk,
transplantasyon merkezinden uzaklik, düük
sosyoekonomik durum, sosyal destek yokluu,
tibbi tedavinin komplekslii ve süresi ve ilacin
kozmetik yan etkileridir. Tedavi uyumunu ko-
laylatirmada çeitli öneriler vardir. Özellikle
de anne-babadan birisi donörse, ev destek siste-
mine özel önem verilmelidir. Her ne kadar ken-
di bakiminda hastanin yer almasi önerilse de,
sorumlu olanin hasta deil anne-baba olduu
vurgulanmalidir. Yakin transplantasyon sonra-
si izlem zorunludur. laç uyumsuzluunun geç
belirtileri nedeniyle bu izlem, graft fonksiyon-
lari yillarca istikrarli olsa bile uzun süre devam
ettirilmelidir. Tibbi tedavinin komplekslii
transplantasyon öncesi ve sonrasi mükemmel
hasta ve aile eitimini gerektirir. Tedavi reji-
mini basitletirmeye yönelik çabalar gelien bir
temelde yapilmalidir. Primer bir salik hizmeti
salayicisi sisteminin kurulmasinin hasta uyu-
munu artirdii bulunmutur. Belli vakalarda
daha kiiselletirilmi izlem yaklaimlari gerekli
olabilir. Salik hizmeti salayicisi mümkün ol-
duunda tedavi rejimlerini basitletirerek, ka-
çirilmi vizitleri takip ederek, hastanin eforunu
takdir ederek ve cesaretlendirme yaparak katki-
da bulunabilir. Rehberlik yoluyla uzun dönem
destein varlii tedavi uyumunu artirabilir.
BÖBREK
TRANSPANTASYONUNUN
SONUÇLARI
Q HASTA YAéAM SÜRES¶
Canli donörden organ alanlarda, transplantas-
yon sonrasi 1, 3 ve 5 yillik hasta yaam süreleri
sirasiyla %98, %97 ve %96'dir. Ölü donörden or-
gan alanlarda ise transplantasyon sonrasi 1, 3 ve
5 yillik hasta yaam süreleri sirasiyla %97, %96
ve %93'tür ve canli donörden alanlara göre be-
lirgin olarak daha kötüdür (p<0.001). Fakat ölü
donörden tarnsplantasyon yapilanlarda hasta
yaam süreleri ilk yillara göre belirgin olarak
düzelmi ve 5 yillik yaam süresinde %91'den
son yillarda %96'ya çikmitir. Ana ölüm nedeni
enfeksiyondur (%30). Bunu kardiyopulmoner
nedenler (%16) ve maligniteler izler (%11).
Q BÜYÜME VE GEL¶éME
Pediatrik tranplantasyon hastasinda büyüme
ve gelimenin optimal bir ekilde olmasi ana
hedeftir. Çalimalar, fonksiyonel bir böbrek
transplantasyonunun, çocuklarin normal ge-
limesini, oldukça iyi büyümelerini ve okul
performans deerlerinin normal olmasini sa-
ladiini göstermitir.
25,26
Genel olarak, trans-
plantasyon sirasinda görülen boy geriliinde
düzelme olmutur. 1987'de ilk transplantasyo-
nunu olan hastalarin ortalamaya göre boylari
2.4 standart sapma aaida iken; 2006 kohor-
tunda bu durum 1.4 standart sapma aaida-
dir. Fakat böbrek transplantasyonu yapilan
çocuklari büyümede yaitlarini yakalamasi
(catch-up growth) 2-5 ya arasinda sadece ço-
cuklarin %47'sinde görülmütür. Maalesef be
yaindan büyük çocuklarin küçük bir kisminin
büyümede yaitlarini yakaladiklari bildirilmi-
tir. Günairi steroid verilmesinin uzun dönem
graft fonksiyonunu ve graft yaam süresini
olumsuz olarak etkilemeden büyümeyi olumlu
olarak artirdii gösterilmitir.
27,28
Bunu izleyen
bir çalimada, rekombinant büyüme hormo-
nu tedavisinin kronik böbrek yetmezlii olan
böbrek transplantasyonu hastalarinda ve pedi-
atrik böbrek allograft alicilarinda uzun dönem
kullaniminindaki etkileri tanimlanmitir.
29
Son zamanlarda steroidsiz protokollerden elde
edilen kanitlar, mükemmel büyüme olduunu
göstermektedir.
30
Böbrek transplantasyonu grubunda puberte
gecikmesi siktir. Puberte öncesi transplantas-
yon yapilan hastalarda, erkeklerde puberte or-
talama 14.6 yainda; kizlarda 13.3 yainda ba-
lamaktadir. Puberte süresi erkeklerde 7.2 yil ve
kizlarda 6.5 yil sürmekte ve nihai erikin boya
ulamayi erkeklerde ortalama 20 kadinlarda
ise 19 yaa kadar geciktirmektedir. Bu çalima-
da kizlarin menara ulama yai ortalamadan
sonra ve 15.3 yata bulunmutur. Menstrüel
siklusu düzensizlikleri tipik olarak transplan-
tasyon sonrasi düzelmektedir. Bir çalimada
kronik böbrek yetmezliinden böbrek trans-
plantasyonu sonrasina kadar olan dönemde
kadinlarin menstrüel durumlari aratirilmitir.
Kronik böbrek yetmezlii tanisi almadan önce
kadinlarin %75'i düzenli menstürasyon bildir-
milerdir. Kronik böbrek yetmezlii sonrasi ise
sadece %24'ü düzenli menstürasyon görmeye
devam etmi ve %42'sinde amenore olumu-
tur. Transplantasyon sonrasi ise %47'si normal
menstrüel siklusa sahipken %15'i amenoreik
kalmitir. Menstrüeasyon transplantasyon son-
rasi ortalama 5 ayda eski halini almitir.
Optimal doum kontrol yöntemine karar
verirken transplant alicisinin tibbi durumu
ve ilaçlarinin dikkatli bir ekilde deerlendi-
rilmesi gereklidir. En sik kullanilan hormonal
kontraseptif yöntemi kombine oral kontrasep-
tif haplaridir ve bunlar sentetik progestin ve
düük doz estrojen içerirler. Bu ilaçlar, hiper-
koagulabilite risk faktörleri olan, kiisel veya
kuvvetli ailevi tromboembolik hastalik öyküsü
olan veya kardiyovasküler hastalik risk faktör-
leri bulunan hastalara reçete edilmemelidir.
Reçete edilirken, hormonal kontrasepsiyon
ilaçlarinin transplantasyon ilaçlari ile etkile-
imleri hakkinda bilgi sahibi olunmasi gerek-
lidir. Özellikle, kombine oral kontraseptifl er
P-450 3A4 yolunu inhibe ederler ve siklosporin
gibi ilaçlarin biyoyararlanimini artirirlar. laç
düzeylerinin yakin monitörizasyonu önerilir.
Jinekoloji ve farmakoloji konusunda uzmanlari
içeren multidisipliner bir yaklaim optimaldir.
Q HAYAT KAL¶TES¶
Artan hasta ve graft yaam süreleri, klinisyen-
lerin pediatrik böbrek transplantasyon hastala-
rinda hayat kalitesine odaklanmalarina neden
olmutur.
31,32
Transplantasyon sonrasi akade-
mik performans ve okul konulari özellikle il-
gilenilen alanlardir. Okula tekrar dönü çeitli
faktörler tarafindan sinirlanabilir. Artan farkin-
dalikla birlikte fiziksel görünümdeki deiiklik
çocuklarda, özellikle adolesanlarda, sinifa geri
dönme konusunda isteksizlie neden olabilir.
Anne-baba ve okul personelinde anksiyete be-
lirgin olabilir. Okula dönüün önemi konusun-
da hem anne-babayi hem de okul personelini
eitmek salik hizmeti ekibinin iidir. Tekrarla-
yan doktor vizitleri ve buna bali sik devamsiz-
liklar da akademik zorluklara yol açabilir.
KAYNAKLAR
Kaynaklar için DVD'ye bakiniz.
BÖLÜM 130
Karaciöer Nakli
Patrick J. Healey
Çeviri: A. Betül Büyüktiryaki
Günümüzde çocuklarda geri-dönüsüz son dö-
nem karacier hastaliinin yönetiminde kabul
edilmi bakim standardi karacier naklidir.
Starzl tarafindan 1966 yilinda yapilan ilk ba-