![]() davisi, graft yaam süresini uzatmitir. transplantasyonu, hem primer böbrek yetmez- liini önlemede hem de renal allograft yaam süresini uzatmada baarili olmutur. de yüksek oranda tekrarlar ama nadiren graft kaybi ile ilikilidirler. olan sistinozis. Allograft ta böbrek disfonksiyo- nuna yol açmaz. faktör immünsupresif tedaviye zayif uyum- dur. rapor edilmitir. Adolesanlarda yapilan bir ça- limada, ilaç uyumsuzluu %64 kadar yüksek bulunmutur. Gerçek siklii izlemek, olduun- dan daha az tespit etme ve raporlama nedeniyle zordur. Ayrica, potansiyel olarak, graft kaybi- nin nedenini ilaç uyumsuzluu yerine kronik allograft nefropatisi olarak yanli tanimlama riski vardir. laç uyumsuzluu için tanimlanmi risk faktörleri; kiz cinsiyet, adolesan ya, irk, transplantasyon merkezinden uzaklik, düük sosyoekonomik durum, sosyal destek yokluu, tibbi tedavinin komplekslii ve süresi ve ilacin kozmetik yan etkileridir. Tedavi uyumunu ko- laylatirmada çeitli öneriler vardir. Özellikle de anne-babadan birisi donörse, ev destek siste- mine özel önem verilmelidir. Her ne kadar ken- di bakiminda hastanin yer almasi önerilse de, sorumlu olanin hasta deil anne-baba olduu vurgulanmalidir. Yakin transplantasyon sonra- si izlem zorunludur. laç uyumsuzluunun geç belirtileri nedeniyle bu izlem, graft fonksiyon- lari yillarca istikrarli olsa bile uzun süre devam ettirilmelidir. Tibbi tedavinin komplekslii transplantasyon öncesi ve sonrasi mükemmel hasta ve aile eitimini gerektirir. Tedavi reji- mini basitletirmeye yönelik çabalar gelien bir temelde yapilmalidir. Primer bir salik hizmeti salayicisi sisteminin kurulmasinin hasta uyu- munu artirdii bulunmutur. Belli vakalarda daha kiiselletirilmi izlem yaklaimlari gerekli olabilir. Salik hizmeti salayicisi mümkün ol- duunda tedavi rejimlerini basitletirerek, ka- çirilmi vizitleri takip ederek, hastanin eforunu takdir ederek ve cesaretlendirme yaparak katki- da bulunabilir. Rehberlik yoluyla uzun dönem destein varlii tedavi uyumunu artirabilir. TRANSPANTASYONUNUN SONUÇLARI yon sonrasi 1, 3 ve 5 yillik hasta yaam süreleri sirasiyla %98, %97 ve %96'dir. Ölü donörden or- 5 yillik hasta yaam süreleri sirasiyla %97, %96 ve %93'tür ve canli donörden alanlara göre be- lirgin olarak daha kötüdür (p<0.001). Fakat ölü donörden tarnsplantasyon yapilanlarda hasta yaam süreleri ilk yillara göre belirgin olarak düzelmi ve 5 yillik yaam süresinde %91'den son yillarda %96'ya çikmitir. Ana ölüm nedeni enfeksiyondur (%30). Bunu kardiyopulmoner nedenler (%16) ve maligniteler izler (%11). ve gelimenin optimal bir ekilde olmasi ana hedeftir. Çalimalar, fonksiyonel bir böbrek transplantasyonunun, çocuklarin normal ge- limesini, oldukça iyi büyümelerini ve okul performans deerlerinin normal olmasini sa- ladiini göstermitir. düzelme olmutur. 1987'de ilk transplantasyo- nunu olan hastalarin ortalamaya göre boylari 2.4 standart sapma aaida iken; 2006 kohor- tunda bu durum 1.4 standart sapma aaida- dir. Fakat böbrek transplantasyonu yapilan çocuklari büyümede yaitlarini yakalamasi (catch-up growth) 2-5 ya arasinda sadece ço- cuklarin %47'sinde görülmütür. Maalesef be yaindan büyük çocuklarin küçük bir kisminin büyümede yaitlarini yakaladiklari bildirilmi- tir. Günairi steroid verilmesinin uzun dönem graft fonksiyonunu ve graft yaam süresini olumsuz olarak etkilemeden büyümeyi olumlu olarak artirdii gösterilmitir. nu tedavisinin kronik böbrek yetmezlii olan böbrek transplantasyonu hastalarinda ve pedi- atrik böbrek allograft alicilarinda uzun dönem kullaniminindaki etkileri tanimlanmitir. edilen kanitlar, mükemmel büyüme olduunu göstermektedir. yon yapilan hastalarda, erkeklerde puberte or- talama 14.6 yainda; kizlarda 13.3 yainda ba- lamaktadir. Puberte süresi erkeklerde 7.2 yil ve kizlarda 6.5 yil sürmekte ve nihai erikin boya ulamayi erkeklerde ortalama 20 kadinlarda ise 19 yaa kadar geciktirmektedir. Bu çalima- da kizlarin menara ulama yai ortalamadan sonra ve 15.3 yata bulunmutur. Menstrüel siklusu düzensizlikleri tipik olarak transplan- tasyon sonrasi düzelmektedir. Bir çalimada kronik böbrek yetmezliinden böbrek trans- plantasyonu sonrasina kadar olan dönemde kadinlarin menstrüel durumlari aratirilmitir. Kronik böbrek yetmezlii tanisi almadan önce kadinlarin %75'i düzenli menstürasyon bildir- milerdir. Kronik böbrek yetmezlii sonrasi ise sadece %24'ü düzenli menstürasyon görmeye devam etmi ve %42'sinde amenore olumu- menstrüel siklusa sahipken %15'i amenoreik kalmitir. Menstrüeasyon transplantasyon son- rasi ortalama 5 ayda eski halini almitir. ve ilaçlarinin dikkatli bir ekilde deerlendi- rilmesi gereklidir. En sik kullanilan hormonal kontraseptif yöntemi kombine oral kontrasep- tif haplaridir ve bunlar sentetik progestin ve düük doz estrojen içerirler. Bu ilaçlar, hiper- koagulabilite risk faktörleri olan, kiisel veya kuvvetli ailevi tromboembolik hastalik öyküsü olan veya kardiyovasküler hastalik risk faktör- leri bulunan hastalara reçete edilmemelidir. Reçete edilirken, hormonal kontrasepsiyon ilaçlarinin transplantasyon ilaçlari ile etkile- imleri hakkinda bilgi sahibi olunmasi gerek- lidir. Özellikle, kombine oral kontraseptifl er P-450 3A4 yolunu inhibe ederler ve siklosporin gibi ilaçlarin biyoyararlanimini artirirlar. laç düzeylerinin yakin monitörizasyonu önerilir. Jinekoloji ve farmakoloji konusunda uzmanlari içeren multidisipliner bir yaklaim optimaldir. lerin pediatrik böbrek transplantasyon hastala- rinda hayat kalitesine odaklanmalarina neden olmutur. gilenilen alanlardir. Okula tekrar dönü çeitli faktörler tarafindan sinirlanabilir. Artan farkin- dalikla birlikte fiziksel görünümdeki deiiklik çocuklarda, özellikle adolesanlarda, sinifa geri dönme konusunda isteksizlie neden olabilir. Anne-baba ve okul personelinde anksiyete be- lirgin olabilir. Okula dönüün önemi konusun- da hem anne-babayi hem de okul personelini eitmek salik hizmeti ekibinin iidir. Tekrarla- yan doktor vizitleri ve buna bali sik devamsiz- liklar da akademik zorluklara yol açabilir. Karaciöer Nakli Çeviri: A. Betül Büyüktiryaki nem karacier hastaliinin yönetiminde kabul edilmi bakim standardi karacier naklidir. Starzl tarafindan 1966 yilinda yapilan ilk ba- |