background image
480
KISIM 9: KRON¾K HASTALI¼I OLAN BEBEK VE ÇOCUK
edemeyecei bazi ortak özellikler taimakta-
dir.
6
Psikolojik yanitlarin, deneyimlenen fark-
li durumlara göre gruplandirilmasi, örnein
yaami tehdit eden durumlar, zorla/arili te-
daviler, ikincil ilevsel ve bilisel yetersizlik ve
görünürlük/sosyal stigmatizasyon gibi , psiko-
lojik uyuma, herhangi bir fiziksel veya kronik
duruma özgün olmaktan ziyade siniflandiril-
mami kavramsal bir yaklaim salamaktadir.
Pekçok aratirmaci, psikososyal mütereklere
odaklanan böyle bir gruplamanin veya sinif-
landirilmami yaklaimin, kronik hastaliin
aile ve çocuun psikolojik uyumu üzerindeki
etkisinin anlailmasini artirabileceini öne
sürmülerdir.
7-10
Q ÇOCU´UN UYUMUNUN
DE´ERLEND¶R¶LMES¶
Kronik durumu olan çocua bakim verirken
çocuk hekimleri, çocuun uyumunu etkileye-
cek faktörlere hassas olmalidirlar, örnein:
1. Çocukluk çai aktivitelerinde ilevsellik
veya katilim (oyun, okul performansi, ile-
tiim ve kiilerarasi beceriler)
2. Kendilik
algisi
3. Kiisel ihtiyaçlarin karilanmasinda ba-
imsizlik
4. Akran
kabulü,
5. Çocuk ve akranlari için önemli bir alanda
yüksek kendilik-yeterlii algisi
6. Ari veya dier rahatsizlik verici bulgula-
rin varlii (ishal, öksürük, tik, havale, vb)
7. Geriye kalan seçenekler arasinda kontrollü
bir ekilde seçim yapma, gezinme beceri-
si (tibbi tedavi planlari, okul veya günde-
lik iler). Bu ilevsel alanlarda güçlüklerin
tanimlanmasi, sadece tani veya durumun
zorluunun analizi ve siniflandirilmasina
göre, uyum zorluklarinin, kavranmasini
daha çok artiracaktir.
Q SOSYAL YETERL¶L¶K
Kronik durumlari olan çocuklarda, sinif arka-
dalarinin sosyal desteinin olmasi algisi, en
uygun gösterge olarak saptanmi ve bu deste-
in olmasi durumunun daha düük depresiv
bulgular, durumluk ve sürekli kaygi, sosyal
kaygi, içselletirme davrani sorunlari ve dia
vurum davrani sorunlari ve daha yüksek genel
benlik saygisi ile ilikili olduu bulunmutur.
11
Kronik hastalii olan çocuklarda, akran iliki-
lerinin hastalik seyrine olumlu etkisi nedeni
ile, tüm yeni tani almi kanser hastasi çocukla-
ra sosyal beceri eitimi önerilmektedir. Geli-
tirilecek sosyal becerilerin görüme becerileri,
ortak oyun, olumlu akran etkileimi, akran ka-
bulü ve arkadalik kurmayi kapsamasi ve alay
etme ve ad takma ile baa çikmayi öretmesi
önerilmektedir. Sosyal yeterliliklerin güçlendi-
rilmesinin çocukluk çai kanser sakalim has-
talarinda özellikle zaman içinde daha da yararli
olduu gösterilmitir.
12,13
Q TRAVMAT¶K VEYA STRESL¶
OLAYLARA EGEMENL¶K
Kronik durumu olan çocuklar ve ailelerinin
genellikle günlük aktiviteleri bozan, arili , ek
duygusal ve enerji kaynai gerektiren veya bir
ekilde çocuk ve/veya aileye yük getiren tibbi
tedavi planlari uygulamalari gerekmektedir.
Bunlara cevap farklilik göstermektedir. Ör-
nein bir çocuk özel diyet ve günlük insülin
enjeksiyonlarinin uyum salayabilirken, ayni
ya ve hastalii olan baka bir çocuk diyet kisit-
lamalarina kari çikip, enjeksiyonlar sirasinda
kaygili olabilir. kinci çocuun sosyal yalnizlik
yaamasi ihtimali daha yüksektir. Aslinda iki
olguda da artlar tümüyle aynidir-arili enjek-
siyonlar, diet düzenlemesi ve çocuu akranla-
rindan ayiran, aktivitelerin kesintiye uramasi.
Bu örnekte, pek çok kronik hastalik senaryo-
sunda olduu gibi olaylarin stresli, yikici veya
kötü olarak algilanmasi, olayin veya durumun
doasindan çok, çocuk ve ebeveyne özgü bi-
lisel süreçle ilgilidir.
14
Tibbi tedavi ile ilgili i-
lemler, ebeveynler, çocuklar veya öretmenler
tarafindan çok stresli olarak ele alinirsa, çocuk
ve ebeveyn daha çok depresif semptom yaaya-
cak ve sonuçta daha düük benlik saygisi geli-
ecektir.
15
Bir olayin stresli olup olmadii ile ilgili algi
veya bilisel deerlendirme, tedavi veya stresi
azaltacak çevre deiiklikleri veya çocuk ve
ebeveynin stresli olay veya i üstünde daha çok
kontrol ve denetimi nasil kuracainin öretil-
mesi ile bir ölçüye kadar deitirilebilir. Oyun
tedavisi veya seçim hakki sunan dier giriim-
ler çocuun tibbi tedaviler ve destek önlemle-
rinden kaynaklanan travma algisini azaltarak
çocuun travmatik olay ve deneyim üzerinde
egemenlik kurmasini salayacaktir.
16,17
Ka-
çinma, çocuklarda erken dönem için bir baa
çikma mekanizmasi olabilir fakat kronik duru-
mu olan çocuklarda kaçinma, endieyi artirir
ve endie cevabinin kaybolmasini engeller.
18
Bilisel davraniçi tedavi çocuun çok bunal-
madan sikintili durumla karilamasi için des-
tek salayabilir. Eer tibbi tedaviye uyum kötü
ise veya ebeveyn, öretmen veya bakim veren
dier erikinler tibbi görevlerin tamamlan-
masinda airi zorluklar bildiriyorlar ise direk
baa çikma stratejileri uygulanmalidir. Belirgin
sikinti bulgulari ve psikososyal ilevlerin azal-
masi tibbi tedavi planina uyumsuzluk riskini
artirmaktadir.
19
Tibbi tedaviye uyum karmaik
bir konu olmakla birlikte çocuklar ve adöle-
sanlarin, pek çok erikin gibi, tedavilerine he-
kimlerinin tanimladii gibi uyum salamalari
olasi deildir.
19-21
Yaklaik hastalarin üçte biri
akut sorunlar için önerilen tedaviye uyum sa-
layamaz. Kronik hastaliklarda bu uyumsuzluk
%50-55'dir.
22,23
ÇOCU¼UN KRON¾K
DURUMUNA EBEVEYN¾N
UYUMU
Ebeveynin, çocuun kronik hastaliina davra-
nisal yaniti, kayip ile baa çikma, stres ile baa
çikma, kontrolün odaini deitirme ve finan-
sal ve bakim sorumluluklari ile bouma gibi
uyumun çeitli alanlarinda deiiklik gösterir.
Uyum ile ilgili pek çok ebeveyn raporu nere-
deyse sadece annenin artlarini tanimlar. Oysa
1869'da yapilan geni bir Kanada çalimasinda,
1727 anne ve 1722 baba ile görüülmü ve bun-
larin %12.5'i tek ebeveynli ev olduklarini bildir-
mitir. Bu toplumdaki yaklaik 455 anne ve 400
baba kronik hastalii olan çocuklari olduunu
bildirmitir. Bu ebeveynler, salikli çocuklari
olan ebeveynlere göre 2-3 kat daha fazla ruh
salii tedavisi için bavurduklarini bildirmi-
lerdir. Salikli çocuu olanlar ile kronik hasta-
lii olan çocuu olan ebeveynler arasinda tek
ebeveynli ev, anne eitimi, babanin ii, sosyal
yalnizlik veya alkol sorunu açisindan fark yok-
tu.
24
Pekçok baka çalima annede duygulanim
bozukluklari riskinin arttiini göstermektedir,
bazi çalimalarda annelerin %30'unda bir veya
iki bozukluk için kriterler olduu bildirilmek-
tedir.
25
Bununla birlikte bu çalimalar, zaman
içindeki tek bir noktadaki, uyumun deerlen-
dirilmesi ile kisitlidir. Genel olarak annelerde,
uyum sorunu riski olmakla birlikte, annelerin
çounda iyi bir uyum mümkündür.
Annenin baa çikmasi ve ruh salii duru-
mu çocuun uyum bildirimini etkileyebilir;
bununla birlikte çocuklarin kendi deerlendir-
mesi ile ebeveynin davrani deerlendirmesi
uyumlu deildir.
26
Daha çok psikolojik soru-
nu olan anneler veya baa çikmak için çeitli
yöntemleri kullananlar çocuklarini, çocuklarin
bildirdiinden daha az uyum salami olarak
algiliyorlar.
27
Çocuun uyumu ile ilgili, anne-
lerin bildirdii ile, çocuklarin bildirdii arasin-
daki farkliliklari anlamak ve çocuun gerçek
uyumunu belirlemek için ek olarak öretmen-
ler ve çocuun bakimini yapan dier erikinle-
rin de sorgulanmasi gereklidir.