background image
1612
KISIM 24: Neoplastik Hastal¿klar
lerle ölçülür) klinik etkiler oldukça deiken
zamanlarda ortaya çikar; radyoterapi sira-
sinda (hemen gelien etkiler), tedaviden kisa
süre sonra (subakut etkiler, 1-6 ay sonra) ya
da RT'den uzun süre sonra (geç etkiler, tipik
olarak 1-2 yil ve ötesinde). Akut reaksiyonla-
rin çou semptomatik ve destekleyici olarak
halledilebilebilmesi yaninda RT esnasinda ve
birkaç hafta içinde düzelir; ancak çok belirgin
iseler geç etkilerle ilikilidirler. Birçok akut etki
radyasyon teknii veya bazen radyasyon teda-
vilerinin etkisini artiran e zamanli ilaç tedavi-
lerinin birakilmasi ile azaltilabilir.
Subakut reaksiyonlar büyük oranda doku
proliferasyonu veya spesifik hücre tiplerindeki
(örn. Tip 2 pnömositler, renal tübül hücreleri,
miyelin yapan astrositler) deiikliklerin geç
bulgulari olan viseral deiikliklerdir, bunlarin
klinik bulgulari radyasyon tedavisinden hafta-
lar veya yillar sonra geliir. Böyle etkiler kis-
men sitokinler ile ilikili kronik inflamatuvar
deiiklikleri yansitir. Etki altinda kalan organ
volümü, radyasyon dozu ve bireysel duyarlilia
bali olarak radyasyon sonrasi gelien subakut
deiiklikler (pnömonitis, erken nefropati, he-
patopati veya merkezi sinir sisteminde beyaz
cevher deiiklikleri) sadece görüntülemelerle
ya da fonksiyonel testlerle ortaya konulabilir
veya semptomatik olabilir, hatta yaami tehdit
edici olabilir.
Radyasyon tedavisinin geç etkileri ele alina-
rak, ciddi sonuçlarla karilamamak için doz
sinirlari ve teknik yaklaimlar tanimlanmitir.
Geç etkiler arasinda organ fonksiyonlarinda,
büyüme ve gelimede (fiziksel ve nöropsiko-
lojik) deiiklikler ve ikincil kanser geliimi
sayilmalidir. Normal doku toleranslari spesifik
doku tiplerine, iinlanan organ veya dokunun
hacmine ve uygulanan doza göre deiir.
Altta yatan patofizyoloji parenkim hücreleri
üzerindeki dorudan etkiler yaninda genellikle
küçük arterlerdeki deiikliklerle gelien do-
layli etkiler ile ilikilidir. Radyoterapi sonrasi
görülen spesifik geç etkilerin önde gelenleri
merkezi sinir sisteminde fokal beyin nekrozu
veya beyaz cevher deiiklikleri, kemik büyü-
mesini gerileten epifiz fizyolojisinde deiik-
likler, kapiller-alveol membranlarindaki dei-
iklikler ile fibrozise bali pulmoner fonksiyon
bozukluklari, azalmi veya tükenmi hormon
yapimi, kardiyovasküler stenoz ve kapak bo-
zukluklari, mesane veya kolon/rektumda azal-
mi kapasite yaninda bazen rekürren kanama
veya ülserasyonlar ile katarakt oluumudur.
Semptomatik yaklaimlar organa veya etkilere
bali olarak planlanir.
Çocuklarda radyoterapi sonrasi karsinoge-
nez çok düük dozda radyasyona maruziyet
sonrasi bile söz konusu olan bir risktir. kincil
kanserlerinin çou geç dönemde görülen epitel
kökenli kanserler olup tipik olarak radyotera-
pi sonrasi 15 yildan fazla sürede geliir. kincil
kanserler için toplam risk, genetik yatkinlik
olanlarda (örn. bilateral retinoblastom) 20 yil
ötesinde %25-30, kizlarda puberte öncesinde
maruziyet halinde meme kanseri için yaklaik
%20 ve tüm genel pediatrik popülasyon için de
%4-7 olarak deimektedir.
KAYNAKLAR
Kaynaklar için DVD'ye bakiniz.
BÖLÜM 446
Pediatrik Onkolojide
Klinik Çal¿ùmalar
Malcolm A. Smith ve
Gregory H. Reaman
Çeviri: Tezer Kutluk
Bir zamanlar çou ölümcül olan çocukluk çai
kanserlerinin büyük kisminin tedavi edilebilir
hale gelmesinde klinik çalimalar çok önemli
bir rol oynamitir. Örnein, çocukluk çai akut
lenfoblastik lösemilerinde (ALL) yaam hizla-
rindaki iyilemelerin önemi bölümü ALL'lerde
yapilan ardiik faz III klinik çalimalarda et-
kinlii kanitlanan tedavilerin, etkinlii düük
tedavilerin yerini alarak standart tedavi haline
gelmesi sonucu olmutur. Son 40 yilda yapilan
klinik çalimalarla 5 yillik yaam hizlarinda es-
kiye göre çok daha iyi sonuçlarin elde edildii
tedaviler tanimlanmitr (
ekil 446-1
).
Pediatrik Onkologlar, mevcut en iyi tedaviler
birçok kanser türü için optimal olmadiindan,
hala ailelere klinik çalimalara katilmalarini
önermeye devam etmektedir. Çou kanser
türünde mevcut tedavilerle çocuklarin önem-
li bir kisminda uzun süreli yaam salanama-
maktadir. Ayrica, çou tedavi yaklaiminda
kisa ya da uzun dönemde yaam kalitesini etki-
leyen tedavi ilikili sekeller olumaktadir. Kli-
nik çalimalar katilmanin çalimaya katilanlar
için mutlaka yararlanacai eklinde bir garan-
tisi olmamasina karin, çocuklarda daha etkili
ve daha az toksik tedavilerin gelitirilmesine
yönelik olarak tedavi ile ilikili kritik sorulara
cevap arayan, çounlukla biyolojik çalimalarla
da ilikili yürütülen iyi tasarlanmi klinik çali-
malar yapilmaktadir.
Çocuklari da kapsayan aratirmalardaki ge-
nel etik ilkeler pediatrik onkoloji aratirmala-
rinda, çocuklarin yaami tehdit eden hastalik-
lara duyarliliklari nedeni ile özellikle önemli-
dir. Federal kurallarin D bölümü bu kurallarla
ilgilidir ve ilgili "enstitü etik kurullarinin" bu
kurallarin yürütülmesini salamakla sorumlu-
dur. Aratirmalarda test edilen tedaviler doal
olarak minimal riskten daha fazla risk taimak-
tadirlar, 45CFR 46.405'te (http://www.hhs.gov/
ohrp/humansubjects/guidance/45cfr46.htm)
tanimlandii gibi çocuklardaki tedavi aratir-
malari dorudan yarar önerilmelidir. Klinik
çalimalara katilmanin getirdii risk bekleni-
len yararla dengeli olmalidir, yarar-risk dengesi
çaliilan populasyon için en azindan mevcut
dier tedavi seçenekleri kadar iyi tarafta olma-
lidir.
Pediatrik grupta yeni tedavi yaklaimlarin-
da önemli basamak faz I klinik çalimalardir.
1
Yeni antikanser ajanlarla yapilan klinik çali-
malarda standart "önce çocuklar" yaklaimi,
bu ajanin erikin çalimalarinda önce toksisite
3%
34%
71%
83%
88%
0%
20%
40%
60%
80%
100%
1960­1963 1970­1973 1981­1983 1990­1992 1996­2004
øEK¾L 446-1.
Akut lenfoblastik lösemili çocuklarda beù y¿ll¿k yaùam h¿zlar¿ (<15 yaù).