![]() zamanlarda ortaya çikar; radyoterapi sira- sinda (hemen gelien etkiler), tedaviden kisa süre sonra (subakut etkiler, 1-6 ay sonra) ya da RT'den uzun süre sonra (geç etkiler, tipik olarak 1-2 yil ve ötesinde). Akut reaksiyonla- rin çou semptomatik ve destekleyici olarak halledilebilebilmesi yaninda RT esnasinda ve birkaç hafta içinde düzelir; ancak çok belirgin iseler geç etkilerle ilikilidirler. Birçok akut etki radyasyon teknii veya bazen radyasyon teda- vilerinin etkisini artiran e zamanli ilaç tedavi- lerinin birakilmasi ile azaltilabilir. (örn. Tip 2 pnömositler, renal tübül hücreleri, miyelin yapan astrositler) deiikliklerin geç bulgulari olan viseral deiikliklerdir, bunlarin klinik bulgulari radyasyon tedavisinden hafta- lar veya yillar sonra geliir. Böyle etkiler kis- men sitokinler ile ilikili kronik inflamatuvar deiiklikleri yansitir. Etki altinda kalan organ volümü, radyasyon dozu ve bireysel duyarlilia bali olarak radyasyon sonrasi gelien subakut deiiklikler (pnömonitis, erken nefropati, he- patopati veya merkezi sinir sisteminde beyaz cevher deiiklikleri) sadece görüntülemelerle ya da fonksiyonel testlerle ortaya konulabilir veya semptomatik olabilir, hatta yaami tehdit edici olabilir. sinirlari ve teknik yaklaimlar tanimlanmitir. Geç etkiler arasinda organ fonksiyonlarinda, büyüme ve gelimede (fiziksel ve nöropsiko- lojik) deiiklikler ve ikincil kanser geliimi sayilmalidir. Normal doku toleranslari spesifik doku tiplerine, iinlanan organ veya dokunun hacmine ve uygulanan doza göre deiir. küçük arterlerdeki deiikliklerle gelien do- layli etkiler ile ilikilidir. Radyoterapi sonrasi görülen spesifik geç etkilerin önde gelenleri merkezi sinir sisteminde fokal beyin nekrozu veya beyaz cevher deiiklikleri, kemik büyü- mesini gerileten epifiz fizyolojisinde deiik- likler, kapiller-alveol membranlarindaki dei- iklikler ile fibrozise bali pulmoner fonksiyon bozukluklari, azalmi veya tükenmi hormon yapimi, kardiyovasküler stenoz ve kapak bo- zukluklari, mesane veya kolon/rektumda azal- mi kapasite yaninda bazen rekürren kanama veya ülserasyonlar ile katarakt oluumudur. Semptomatik yaklaimlar organa veya etkilere bali olarak planlanir. sonrasi bile söz konusu olan bir risktir. kincil kanserlerinin çou geç dönemde görülen epitel kökenli kanserler olup tipik olarak radyotera- kanserler için toplam risk, genetik yatkinlik olanlarda (örn. bilateral retinoblastom) 20 yil ötesinde %25-30, kizlarda puberte öncesinde maruziyet halinde meme kanseri için yaklaik %20 ve tüm genel pediatrik popülasyon için de %4-7 olarak deimektedir. Pediatrik Onkolojide Klinik Çal¿ùmalar Gregory H. Reaman Çeviri: Tezer Kutluk kanserlerinin büyük kisminin tedavi edilebilir hale gelmesinde klinik çalimalar çok önemli bir rol oynamitir. Örnein, çocukluk çai akut lenfoblastik lösemilerinde (ALL) yaam hizla- rindaki iyilemelerin önemi bölümü ALL'lerde yapilan ardiik faz III klinik çalimalarda et- kinlii kanitlanan tedavilerin, etkinlii düük tedavilerin yerini alarak standart tedavi haline gelmesi sonucu olmutur. Son 40 yilda yapilan klinik çalimalarla 5 yillik yaam hizlarinda es- kiye göre çok daha iyi sonuçlarin elde edildii tedaviler tanimlanmitr ( hala ailelere klinik çalimalara katilmalarini önermeye devam etmektedir. Çou kanser türünde mevcut tedavilerle çocuklarin önem- li bir kisminda uzun süreli yaam salanama- maktadir. Ayrica, çou tedavi yaklaiminda kisa ya da uzun dönemde yaam kalitesini etki- leyen tedavi ilikili sekeller olumaktadir. Kli- nik çalimalar katilmanin çalimaya katilanlar için mutlaka yararlanacai eklinde bir garan- tisi olmamasina karin, çocuklarda daha etkili ve daha az toksik tedavilerin gelitirilmesine yönelik olarak tedavi ile ilikili kritik sorulara cevap arayan, çounlukla biyolojik çalimalarla da ilikili yürütülen iyi tasarlanmi klinik çali- malar yapilmaktadir. rinda, çocuklarin yaami tehdit eden hastalik- lara duyarliliklari nedeni ile özellikle önemli- dir. Federal kurallarin D bölümü bu kurallarla ilgilidir ve ilgili "enstitü etik kurullarinin" bu kurallarin yürütülmesini salamakla sorumlu- dur. Aratirmalarda test edilen tedaviler doal olarak minimal riskten daha fazla risk taimak- tadirlar, 45CFR 46.405'te (http://www.hhs.gov/ ohrp/humansubjects/guidance/45cfr46.htm) tanimlandii gibi çocuklardaki tedavi aratir- malari dorudan yarar önerilmelidir. Klinik çalimalara katilmanin getirdii risk bekleni- len yararla dengeli olmalidir, yarar-risk dengesi çaliilan populasyon için en azindan mevcut dier tedavi seçenekleri kadar iyi tarafta olma- lidir. malarda standart "önce çocuklar" yaklaimi, bu ajanin erikin çalimalarinda önce toksisite |