background image
788
KISIM 15: Romatoloji
Kompleman proteinleri, bakteri ve dier
patojenlerin doal taninmasinda yer alan geli-
imsel olarak en eski proteinlerdendir (Bölüm
189'a bakiniz). Klasik yol erken dönem komp-
leman eksiklii olan hastalar, opsonik aktivite
kaybindan dolayi sadece tekrarlayan enfeksi-
yonlara maruz kalmayip lupus geliimine de
oldukça eilimlidirler. Komplemanin gösteril-
mi en önemli rolü apopitoza giden hücrelerin
ortadan kaldirilmasi ve toleransin oluturul-
masidir.
Doëal Cevab·n Düzenlenmesi
Çou otoimmün bozukluklardaki karakteristik
organ hasarina doal immün sistemin katkisi,
enflamasyonlu dokuda makrofaj ve nötrofille-
rin gösterilmesi eklindedir. Otoimmün has-
taliklardaki patolojik yanitta bu hücreler sik
görülmemekle birlikte otoenflamatuar hasta-
liklarda sorunun kaynai nötrofillerdir. Bunla-
rin patofizyolojisi bölüm 209'da ayrintili olarak
tartiilmitir ama burada ana hatlariyla açikla-
mak yararli olacaktir.
Tek genli otoenflamatuar hastaliklar, ailevi
Akdeniz atei, TNF reseptör ilikili periyodik
ate sendromu, mevalonat kinaz eksiklii ve
CIAS1 otoenflamatuar bozukluklar, nispeten
daha az anlailmi çok genli bozukluklarin ay-
dinlatilmasina yardimci olmaktadir. Tüm tek
gen bozukluklarinda enflamatuar yolda IL-1
ve IL-18 ekspresyonunda problem vardir (
e-
kil 198-1
). Sonuçta bu olaylar apopitoz ilikili
olup ana düzenleyici mekanizma, immün akti-
vasyon sonrasi düzenin tekrar kurulmasindan
sorumludur. Nötrofillerin yaam beklentisi
sadece 18-24 saattir. Uygunsuz enflamasyon
devamliliini önlemek için bakteri fagositozu
sonrasi nötrofillerin apopitozu artar. Bilinen
çou otoenflamatuar hastalikta nötrofil hüc-
re ölümü gecikir, enflamasyon uzar. NALP3/
CIAS1 ilikili sendromlarda cryopyrin defekti
artan hücre ölümlerine yol açar. Halbuki bu,
apopitozda görüldüü gibi immünolojik olma-
yip oluan bu farkli ölüm tipi daha fazla enfla-
masyona yol açmaktadir.
Sinirli hasar açisindan, etkili konak defan-
si için gereken enflamasyonu balatan yol ile
kontrol mekanizmasi arasinda kritik bir denge
olduu açikça görülmektedir. Hücrelerin ve si-
tokin ürünlerinin düzenlenmesinde bozulma
son derece kritik olmakta ve bu yol ile hasara
neden olabilmektedir.
UYARILMIø ¾MMÜN S¾STEM
B hücreleri kemik iliinde geliip ikincil lenfo-
id organlarda olgunlamakta, plazma hücresi
haline geldikten sonra dolaimdan kemik ilii-
ne geri dönmektedir. Geliimin hemen hemen
her basamainda denetleme olmakta, otore-
aktif B hücrelerinin sürekliliine ve hasara yol
açmasina izin verilmemektedir. Birçok strateji
B hücresinin evrimi sirasinda otoreaktif du-
rum geliimini önlemede kritik olmakta fakat
rekombinasyon olaylari immünglobulin mole-
kül ürünlerini rastgele seçerek otoreaktif duru-
ma yol açabilmektedir. Bu stratejilere ramen
periferde belli bir miktarda otoreaktif hücre
bulunmaktadir. Bu hücreler T hücreye yardim
için yarimakta, kisaca T hücrenin hayatta ka-
limini sadece B hücre salamamaktadir. Genel
olarak B hücresi için ayni türden yardim gerek-
mekte (T hücre ve B hücre benzer antijenleri
tanir), fakat bu gereksinim T hücresi için mev-
cut deildir. T hücrelerinin, enfeksiyon sirasin-
da spesifik olmayarak otoreaktif B hücrelerine
yardim ettii düünülmektedir. Benzer ekilde
fare modellerinde olduu gibi B hücre, nere-
deyse her zaman otoimmünite geliimi için
delesyon yeteneini deitirmitir.
T hücreleri, otoreaktif hücre geliimini ön-
lemek için eitim programina maruz kalir. T
hücre öncülleri timusa girer ve ya veya
T hücre reseptörü tair duruma gelirler. T
hücre geliimine kiyasla T hücre geliimi
hakkinda daha az bilgi mevcuttur. T hüc-
releri timus içinde kemokin uyarisina yanit
olarak gelimektedir. Bunlar ikili negatif T
hücreler olarak kapsül altinda çoalir, çünkü
bu hücrelerde CD4 ve CD8 yoktur. Bu noktada
T hücreleri, T hücre reseptör genlerini yeniden
düzenleme yoluna gider. T hücreleri ile stromal
hücreler arasindaki karilikli etkileim, korti-
komedüller yapinin geliimi için gerekmekte-
dir, bu da uyarinin timus epiteli boyunca dola-
tiini düündürmektedir. Baarili bir yeniden
düzenleme ile T hücreleri CD4 ve CD8'in iki-
sini de eksprese etmeye balarlar ve ikili pozitif
(DP) T hücreleri olarak adlandirilir. Bu hüc-
reler çok siki elemeye urarlar. Balangiçta ol-
dukça hareketli DP T hücreleri stromal hücre-
lerle etkileir. T hücre reseptörleri kendi MHC
ile karilikli etkileerek uyariyi alir, oysa tanima
yeteneine sahip olmayan T hücrelerde ölüm
oluur. Yaayan DP T hücrelerde ilk tarama
medullaya göç ederken olur, çeitli doku spesi-
fik antijenlere kari reseptör testi yapilir. Bu en
az bir transkripsiyon faktörü tarafindan uyaril-
mi gen düzenlenmesinde arti olarak tanim-
lanmitir, aksi takdirde timus içinde ifade edil-
mez. Timus "kendi için ayna" durumuna gelir
ve böylece kendi reaktif T hücrelerinin negatif
elemesi oluur. Medulla içerisinde düzenleyici
T hücreleri de geliir. Medulla içerisinde daha
fazla gelime, ya CD4 ya da CD8 ifade edilme-
sine yol açar ve bu yolla tekli pozitif T hücre
oluur. Tekli pozitif T hücreleri, timusdan çikip
perifere giderler. T hücre sadece MHC ile anti-
jeni tanir. CD4 T hücre MHC Class II ile, CD8
T hücre MHC Clas I ile antijeni tanir. Dend-
ritik hücreler, makrofajlar ve B hücreleri esas
antijen sunan hücrelerdir. Bunlarin her biri, e
uyaran moleküllerin düzenlenmesini arttirir,
ATP
K
+
Apopitoz
Ürik
Asit
Bakteriler
Toksinler
IL-1
IL-18
NALP 3
NALP 3
NALP 3
Prokaspaz 1
Prokaspaz 1
Prokaspaz 1
ASC
ASC
ASC
Pirin
Kaspaz 1
øEK¾L 198-1.
Otoenflamatuar bozukluklar inflamazomu etkiler. ¾nflamazom hücre içinde komplex bir
proteindir ve tan¿ma görevi için çeùitli davran¿ùlar göstermektedir. ¾nflamazom; ürik asit, bakteri toksin-
leri, bakteri hücre duvar¿ ürünleri ve baz¿ viruslerle uyar¿labilmektedir. Klasik inflamazom NALP3/CIAS1
(pirin 3 alan¿ içeren, NOD-benzeri reseptör ailesi), ASC (apopitoz iliùkili partikül benzeri protein içeren
bir CARD) ve prokaspaz'dan oluùur. Bu kompleksin aktivasyonu bölünmeye neden olur ve prokaspaz
1 ve aùaö¿ yönde IL-1
` ve IL-18 oluùur. Pyrin, ailevi Akdeniz ateùi'nde bozuk olduöu için bu sürecin
düzenlenmesini negatif olarak etkiler. CIAS1 olarak da bilinen NALP3 bozukluöu; NOMID, Muckle-Wells
sendromu ve ailevi soöuk ürtiker ile iliùkilidir. Bu vakalardaki mutasyonlar kronik IL-1
` ve IL-18 ürünleri
oluùmas¿na neden olur. Bu yol görüldüöü gibi apopitozu da etkileyebilir.