![]() ki deikenlii, bireysel olarak adölesanlarin enerji gereksinimindeki deiimi yönlendirir. yeterliinin deerlendirilmesi için uygundur. Bununla birlikte, bu hesaplama, hasta veya kötü beslenen çocukarin enerji ihtiyaci için yeterli bir gösterge deildir. Bu durumda, ço- cukalrin enerji ihtiyaci için, daha fazla kesin bireyselletirilmi hesaplamaya ihtiyaç vardir. Hasta çocuklarda yeterli kalorinin en güvenilir göstergesi, zaman içinde uygun kilo alimi veya kaybi, uzama veya deri kalinliinin ölçümleri- dir. Büyüme parametrelerinin devamli monito- rizasyonu, yeterli enerji aliminin tek güvenilir metodur. Eer büyüme normalse, enerji alimi da normaldir denebilir. protein sentezi ve dier polipeptit hormonlar gibi nitrojen içeren maddelerin oluumu için gereklidir. Nitrojen ya ve karbohidratlardan sentezlenemez. Vücut parçalarinin büyüme ve yenilenmesi için, deri, saç, feçes ve idrarla nit- rojen kaybi olduundan, protein depolarinin takrar doldurulmasi gereklidir. dailimi olarak ifade edilir. Yüksek kaliteli pro- tein, esansiyel aminoasitlerin büyük oranini içermektedir. Protein aliminin gereklilii, sin- dirilen proteinin kalitesine göre deimektedir; yüksek kaltitede protein alindiinda gereklilik azalacaktir. azalarak 6 ay civarinda ortalama 1,6 g/kg/gün olur ve 1 yaina kadar bu ekilde devam eder. Proteinin diyetle önerilen alimi, daha yara- li olan gram/kg/gün yerine gram /gün olarak ayarlanmitir. teinin ortalama %75'ni süt proteini olduun- dan, protein gereksinimi 1,5 g/kg/gün'den 2 g/ kg/gün'e artar. Pek çok batili diyet tarafindan, besinsel protein gereksinimi, bebeklik döne- minde göreceli olarak kolaylikla karilanmak- tadir. Sürpriz olarak, diyetteki bireysel protein ihtiyacinin ne kadar (veya tam olarak ne kadar az) karilandii ile ilgili deerlendirme yoktur. Diyetle önerilen , 15 yaindaki bir erkek için ortalama 60 gr proteindir. 5-oz'luk hamburger, protein ihtiyacinin %50'sini karilar. dirilemez olabilir. Sindirilebilir karbohidratlar, metabolizma için önemli bir enerji kaynai salar. Beyin için önemli bir enerji kaynai olan glukoz, karacierde glikojen olarak de- polanir. Karbohidratlar ayni zamanda, glikop- roteinlerin yapisal elementidir. Eer diyetle yeterli enerji salanamazsa, proteinler glukoza dönütürülmek üzere harcanir. Dönütürü- len protein, idrarda nitrojen kaybiyla beraber, sentetik yapinin kaybina neden olur. Enerji oluturmanin alternatif yolu ya asidi oksidas- yonudur. Karbohidrat kullanilamadiinda, ya asitleri -oksidasyona girerek sitrik asit dön- güsünün ara ürünü olan asetil-KoA oluur ve enerji üretimi ile sonuçlanir. Enerji oluturmak için olan glukoneogenezde de enerjiye ihtiyaç vardir. Kalori kaynai için önemli olan karbo- hidratlarin yetersizlii, toplam vücut protein ve ya depolarinin kaybi ile sonuçlanirak protein- enerji malnütrisyonuna neden olabilir. Ayrica, tüm kaynaklardan yetersiz enerji alimi açlikla sonuçlanir ve enerji için vücut keton cisimle- rini kullanir. Salikli bir diyette karbohidratlar önemli bir makrobesindir. Meyve ve sebzeler, glukoz ve fruktozu içeren basit ekerleri; glukoz ve fruktozun kombinas- yonu olan sukrozu (tablet eker) içerir. Çocuk ve erikinlerde en önemli besinsel karbohidrat özellikle de niastalar gibi olan polisakkarit eklinde tüketilir. Amerikan diyetinin ortala- ma %35-60'i karbohidratlardir. Diyetteki kar- maik karbohidratlar artirilmali, basit ekerler ve rafine niasta azaltilmali. Böylece `bo kalo- ri' ve rafine ekerlerde yüksek konsantrasyon- larda bulunan fruktozun (ör, soda, tatli, eker ve çeitli `meyveli' içecekler) airi tüketimi si- nirlanacaktir. `lignin' adli bitkilerin hücre duvarinda bulunan maddelerden kaynaklanir. Besinsel fiberlerin 2 formu vardir: çözünebilir veya çözünemez. Çözünebilir fiberler, pektin, sakiz, bitkilerden çikan zamk kivamli yapikan sivi ve bazi ya- rim selülozlarda vardir. Pektinler, temel olarak meyve ve sebzelerde bulunur. Yulaf kepei, arpa ve baklagiller diyetteki çözünebilir fiberlere ör- nektir. Bitki hücrelerinin yapisinda yer alan tam veya yarim selüloz da çözünemeyen fiberlere örnektir. Çözünemeyen fiberlerin temel kayna- i da hububatlarin kepek tabakasindadir. kaynaidir ve lipid tabakali zarlarin yapisinin asitleri araidonik asit, prostaglandinler, lökot- rienler ve trombaksanlarin ekillenmesinde öncül maddeleri salar. Batili diyette üç büyük lipid kategorisi vardir: (1) trigliseritler, (2) fos- folipidler ve (3) steroller. Triglideritler diyetteki ana lipiddir. Her bir trigliserit, gliserol mole- külünü balayan üç esterlemi ya asidinden oluur. Trigliseritler, bali ya asitlerinin zincir uzunluuna göre; kisa zincirli ya asitleri (8 karbondan az), orta zincirli ya asitleri (8-12 karbonlu), uzun zincirli ya asitleri (12 karbon- dan fazla) olacak ekilde karakterize edilir. Di- yetteki fosfolipidlerin üç önemli formu vardir: (1) fosfatidilkolin (lesitin), (2) fosfatidilserin ve (3) fosfatidiletanolamin. Bazlari diinda yapisal olarak birbirlerine benzerler (kolin, serin, eta- nolamin). Besinsel ana sterol, bitkisel kökenli olan yiyeceklerde olmayan kolesteroldür. 20 karbonlu birmleri içerir)'dir. Uzun zincir- li ya asitleri daha önceleri doygunluklarinin derecesine göre siniflandirilirdi ki; doymu (hidrojenlerin tamami zincire bali), tekli doy- mami (tek çift ba), çoklu doymami (iki veya daha fazla çift bali). Tipik Amerikan diyetleri, ortalama %40 tekli doymami ve doymu ya asitlerini içerir. Çoklu doymami ya asitleri ve gliserolün her biri ortalama %10 `nu oluturur. Diyetteki doymami ya asitlerinin doymu ya asitlerine orani, P/S orani olarak belirtilir (tekli doymami ya asitleri dilandiktan son- ra). Genellikle, hayvansal yalar yüksek düzey- de doymutur ve bitkisel yalardan daha düük bir P/S oranina sahiptir. Bu ayrim önemlidir çünkü, diyetle beraber yüksek oranda doyma- mi ya alimi ile ateroskleroz geliimi arasinda güçlü bir iliki vardir. eklinde oluturulur. Bu süreç, trans yapisinda ürün olumasina neden olur (cis yapisindaki ürün doymami yalari doal yapisinda var- dir). Son zamanlardaki çalimalar, trans-ya asitlerinin tüketiminin Amerikan diyetinde- kine benzer ekilde olduunda (kilokalorinin %3'ü), LDL-kolesterolün yükselmesi ile koro- ner kalp hastaliinin riskinin arttiini ve fazla trans- ya asitlerinin aliminin bebeklerin nö- rogeliimsel durumlarini olumsuz yönde etki- lediini göstermitir. yüksek yala firinlanmi gidalarda bulunmak- tadir. Trans-ya asitlerinin doal kaynaklari, tereyai, siir eti ve sütdür. nova olarak sentezleyebilirler. Ancak, linoleik asit (2 doymami bali,18 karbonlu ya asitle- |