![]() la patojenin kendisi TLR yoluyla taninarak e uyarici moleküllerin düzenlenmesinde artma sinyali oluturabilmektedir. Alternatif olarak enflamatuar sitokinler, e uyarici molekülleri de tetikleyebilir. Antijene ek e uyarici sinyaller ile T hücre artii ve B hücrelerde etkilenmeyle sitokin üretilmesi ve enfekte hedefin öldürül- mesi baarili ekilde gerçekleir. Ek olarak T hücreleri, dier T hücreleri ve immünolojik hücreler için de kritik önemli düzenleyici rol oynamaktadir. Antijenin içinde bulunduu e uyarici sinyal yokluunda T hücre anerjik olur ve çoalamaz. Algilanan bir tehdit yokluunda T hücreleri antijeni kendinden varsayar ve gör- memezlikten gelir. Tehlikeli sinyalin olduu, ortamin sinirlandirilamadii enfeksiyonlarda seyirci olan T hücre uygunsuz ekilde aktive olarak toleransi bozabilmektedir. MEKAN¾ZMASI tegoriye ayrilmaktadir. Bu süreçlerin karmaik bir savunma stratejisinin bir parçasi olduu ha- tirda tutulmalidir. Dorudan veya Tip I hiper- sensivite tipik alerjik yanit olarak adlandirilir. Mevcut IgE, direkt olarak mast hücresine bali antijene kari olumutur. Antijene balanan IgE, mast hücrelerinde histaminin yani sira çeitli sitokinlerin salinimi ile granül içeriinin boalmasina neden olur. IgE aracili doku hasari nadiren otoimmün durumlarla ilikilidir; fakat kisitli veriler göstermitir ki mast hücreleri enf- lamasyonu deitirebilir. Membran atak kompleksini içeren kaskad, ön- celikle eritrosit gibi hücrelere zarar vermekte, membran hasarini tamir etme yetenei olma- maktadir. Dier yandan otoantikorlar, retikü- loendotelyal sistem tarafindan alimi kolayla- tirmak yoluyla da doku hasarina yol açabilirler. Buna örnek olarak idiyopatik trombositopenik purpura verilebilir. Dier vakalarda otoanti- korlar, vücudun kendi dokularina kari op- sonin görevi görür, makrofaj ve nötrofillerin toplanmasina ve böylece doku hasarina neden olur. Bu tip otoantikor aracili hasar romatizmal atete olmakta, streptokoklara kari gelien an- tikorlar ile miyokard antijenleri arasinda çap- raz reaksiyon olmakta, bu da enflamasyona ve semptomlara yol açmaktadir. (myastenia gravis'de görüldüü gibi) hasara ne- den olabilmektedir. mmünkompleks hastalii yada Tip III hipersensivitenin en iyi örnei se- rum hastaliidir. Orijinal olarak difterinin pasif immünizasyon seyrinde tanimlanmi olmakla birlikte u an siklikla ilaç kullanimi sonrasi ge- 7-10 gün sonra antikor oluumu balayinca ate, artrit ve proteinüri geliir. Bazen ciltte vaskulit tarzi döküntü görülebilmektedir. Cilt, eklem ve böbreklerin küçük arter yataklarinda yüksek onkotik basinçla karakterize olup bu anatomik bölgeler büyük olasilikla serum hastaliina bali tutulmaktadir. Bu yüksek onkotik basinç; tutu- lan bölgelerde immünkompleks depolanmasina, sirasiyla lokal Fc reseptör aktivasyonuna neden olur. Bu daha sonra enflamatuar sitokinlerin üretilmesine, nötrofil ve dier enflamatuar hüc- relerin artiina neden olur. Sistemik lupus erite- matozusun bazi klinik bulgulari bu yolla olabil- mektedir. Kriyoglobulinemi de immünkomp- leks benzeri bir duruma yol açabilmektedir. küloz için olan PPD testine dayanir. Burada T hücreleri doku hasarindan sorumludur. Çou otoimmün hastaliin temelinde T hücre tole- ransinda bozulmanin olduu, birkaçinda ise ana mekanizmanin T hücrenin tahrik edilmesi olduuna inanilmaktadir. MHC haplotipleri ile birlikte çou otoimmün hastaliin ilikisine ramen çocukluk çai birkaç hastalikta drama- tik T hücre infiltrasyonu görülmütür. Örnek olarak multipl skleroz, diabetes mellitus ve Crohn hastalii gibi. Juvenil idiyopatik artritte siklikla sinoviyal sivi çok sayida nötrofil içer- mektedir, bu da hastaliin semptom ve bulgu- larinda doal immün sistemin rolünün kaniti- dir. Sinoviyal membran, büyük makrofajlar ve T hücreler tarafindan igal edilmitir. Bazi va- kalarda infiltre hücreler, germinal merkezi olan lenf nodu benzeri bir yapi eklinde görülebilir. Bu lenfoid birikime T hücre katkisi gerektiine inanilmakta ama bu kompleks yapi içerisinde T hücresinin kesin rolü bilinmemektedir. endürasyon, isi ve siklikla fonksiyon kaybi gibi çok belirgin bulgular temelinde tanimlamali- dir. Bunlar mikrosirkülasyondaki deiiklikler sonucu olumaktadir. Otoimmün veya otoenf- lamatuar bozukluklarin olduu ortamda enfla- masyonun etkileri büyük ölçüde patolojik ola- rak görünmektedir. Enfeksiyona yanit olarak bakildiinda bu deiiklikler daha fizyolojik olarak anlailabilir. nan Hageman faktör olarak da bilinen faktör XII aktive olur. Hageman faktör, faktör XI'i aktifletirir ve hasarli doku bölgesinde koagü- lasyon balar. Bu durum o bölgede kan akiini yavalatir böylece nötrofil adezyonu kolaylair. Hageman faktör ayrica kallikrein yolunu da yol açar. Bradikinin vasküler kaçain oluma- sindan sorumludur ve endürasyon ve ilik oluur. Bu ayrica vasküler dilatasyon media- törlerinden birisidir ve enflamasyonda karak- teristik kirmizi rengin görülmesine neden olur. Kallikrein yolu direkt olarak kompleman pro- tein C5'i ikiye bölerek güçlü kemotaktik faktör ile nötrofilleri olay yerine çeker. Bu küçük da- marlardaki deiiklikler, ortama fazla miktarda nötrofil toplanmasini salar. açar. Bu sitokin, vasküler endotelde P-selektin ve E-selektin ekspresyonunu arttirir. Bu selek- tinler, P-selektin glikoprotein ligand-1 (PSGL1) ve dier glikoproteinlere balanarak nötrofil- lerin adezyon fazini balatir. Enflamatuar sito- kinler, platelet aktivatör faktör ve kemokinler, 2 integrinleri aktive ederek nötrofillerin vas- küler endotele sikica yapimasina aracilik eder. Bu süreç, enflamasyonlu bölgedeki kan aki hizinin yava olmasi ile desteklenir. Nötrofiller diapedez ile vasküler endotele geçer ve bak- teriye doru yönelir. Vasküler kaçak, kandan kompleman ve antikorlarin kaçiina izin verir ve nötrofillerin dokuya girii, opsonizasyonu bakterilerin hücre içine alinmasini kolaylatirir. Böylece enflamasyon sirasindaki patolojik de- iikliklerin her birinin net bir fizyolojik yarari vardir. kendine kari yaniti önlemek için T hücreleri ve B hücrelerinin eitim görmesidir. T ve B hücrelerindeki tolerans süreci tamamen anla- ilamami olmakla birlikte günümüzde tek gen bozukluklari anlaildikça tolerans hakkinda daha güvenilir bilgiler olumaktadir. yüzey immünglobulini bir dizi rekombinasyon olayi kemik iliinde gerçekleir. Bu olaylar re- septörlerin rastgele üretimine yol açar ve bun- lardan birkaçi konak defansinda kullanilir. Air zincir, ilk bata pro-B hücre aamasinda yeni- den düzenlenmeye urar. Bu air zincir, hafif zincir ile çevrelenmekte ve bu aamada air zincirin hafif zincirle elemesi test edilmek- tedir. Etkin bir eleme, hafif zincirin yeniden düzenlenmesini uyararak kemik iliinde pre-B hücre aamasinda tamamlanmaktadir. B hücre geliiminde bu aamada fonksiyonel B hücre reseptörü mevcuttur ve immatür B hücre aa- masinda hücre yüzeyinde tamamen ifade edilir hale gelmektedir. B hücre reseptöründe Ig ve Ig proteinleri bulunur ve bunlar uyariyi hücre içine iletirler. mmatür B hücre aamasinda B |