![]() bakteriyel kromozomlar, plazmidler ya da fajlar içinde kendilerini farkli bölgelere yerletirirler. IS elemanlarinin bakteriyel genomdaki varlii, homolog rekombinasyondaki rolleri sayesinde bakterilerin virulans potansiyelini etkiler, bunu da bakterinin ekzojen virulans genlerinin alin- ma olasiliini arttirarak gerçekletirirler. elemanlardir. Dier eylerin yaninda virulans genlerini taiyabilen aradaki bölge komu ele- manlarin eklem hareketiyle nakledilebilir-bir bakteri hücresinden komu bir bakteri hücre- sine ya da tek bir bakteri hücresinde farkli bir bölgeye yayilabilir. Pek çok antibiyotik direnç geni transpozonlar üzerinde tainir. Transpo- zonlarin bakteriyel patogenezde dier bir fonk- siyonu, yeni bir genomik bölgeye girdiklerinde mevcut genleri zedeleyebilme yeteneidir. sinda sutan sua nakledilebilen iri bloklaridir (>30 kb). nirlar ve genellikle direkt tekrarlarin yaninda tRNA genlerinin ya da insersiyon sekans (IS) elemanlarinin bitiiinde yer alirlar. Tek bir PA siklikla pek çok virulans genini tair ve pato- jenik sularda bulunduu gösterilmitir, daha az patojenik türlerde ise bulunmaz ya da spo- radik olarak dailir. Örnek olarak Escherichia coli'nin idrar yolu izolatlarindaki PA adala- rina kiyasla E coli'nin rektal izolatlari, Vibrio cholera'nin TCP gen salkimi içeren tipinde bir ada bulunurken ilgili Vibrio türlerinde dier virulans genlerinin olmamasi, Helicobacter pylori'nin ülser ve mide kanserine neden olan sularinda cag patojenisite adasi bulunurken daha az patojenik sularda bulunmamasi gös- terilebilir. rini kodlayan kromozomal genler bazen nakle- dilebilir.Bu tür transferler her ne kadar nadir de olsa bakterifajlar ya da plazmidler araciliiyla da gerçeleebilir. Bakteriyel türler arasinda gen naklinin dier bir yolu da doal transformas- yon denilen bakterinin çiplak DNA'yi direkt olarak ortamdan almasiyla olur ve eer DNA alici sua yeterince benzerse, kendi kromo- zomlarina eklerler. Doal transformasyon ve virulans genlerinin transformasyonuna önemli insan patojenlerinde örnekler Haemophilus influenzae, Helicobacter pylori, Neisseria go- norrhoeae ve Streptococcus pneumoniae'dir. MEKAN¾ZMALARI ve insan konaklariyla uyum içinde yaamak için, bazi durumlarda kendi yararlari için ba- zen de mikrobik yaam tarzlarinin sonucunda kaza olarak insan konaklarina zarar vermek için çeitli stratejiler gelitirmilerdir. içinde kalmak için yüzeylerindeki adezif mo- leküllerle (adezin) konak hücrelerdeki spesifik reseptörlere balanirlar. çok epiteliyal yüzeyi koruyan temizleme meka- nizmalarina kari direnç salar ve (2) bakteri ve konak epiteli arasinda spesifik yüzeye etki- leim salayarak enfeksiyon bölgesini belirler. Bir bakterinin dokulara farkli ekilde yapiabil- mesi bakterinin konak ile etkileiminin farkli kademelerinde o kadar önemlidir ki birçok bakterinin deiik fonksiyonel kabiliyetleri olan farkli adezinleri bulunmaktadir. moleküllerin altina saklanma potansiyeline sahiptir. Bu ekilde konak hücreleri üzerindeki uygun reseptörlerle ilikiye girmesini engeller- ler. Bu problemi amak için pek çok adezin, 10000 polimerize protein alt ünitesine sahip uzun filamentöz hücre dii eklentinin ucunda yer almaktadir. Fimbria ya da pili denilen bu yapilar sadece bakteri kapsülünden uzamakla kalmaz, bakteri hücresinin etkin çapini arttira- rak adezinin pilus ucunda yer almasi sayesinde konak reseptörü ile ilikiye girme ansini artirir. Bakteriye konak dokulara balanma için yar- dim etmesine ilave olarak bazi pililer bakterile- rin biyofilm oluturmasina da yardimci olurlar. sinda bakteriler hemen hemen evrensel olarak biyofilmlerde kompleks organizma birikim- lerinde DNA'da bakteriyel ürünlerde adezif matriks içinde konak hücre debrislerinde gö- mülü olarak bulunmaktadir. Biyofilm içindeki yaamin bakteriye pek çok avantaji bulunmak- tadir, örnek olarak bazi konak savunmalarin- dan, bakteriyotoksik moleküllerden (örn bazi antibiyotikler) mikroplara düman olabilecek konak çevresi içindeki fizyolojik ortamlardan korunma salarlar. olaylarini salayan dolaim sistemleri ile dina- bakterilerin (planktonik) domasini salar, bu da deiken patojenik bakterilerin dailimini salar. Biyofilm içindeki farkli bölgelerdeki bak- teriyel hücreler gen ekspresyonunda farkli yapi- lar sergilerler, böylece antijenik özellikler, bes- lenme gereksinimleri, büyüme parametreleri ve antibiyotiklere hassasiyet gibi farkli karakteristik özellikler tairlar. Enfeksiyonlardaki biyofilmle- rin rolü halen çaliilmaktadir, ancak net olarak bilinen biyofilmlerin bakterilere mesane ve mas- küler kateterleri gibi insanlara yabanci materyal implante edildii durumlar, kistik fibrozis hasta- larindaki kronik bronit gibi belli enfeksiyonlar- da hayatta kalma ansi tanidiklaridir. latiran özellikler tair. Bu yayilma faktörleri genellikle hücre içi boluklar ve doku matris- lerindeki fiziksel özellikleri etkileyen bakteriyel enzimlerdir. Örnein streptokoklar, stafilokok- lar ve clostiridia tarafindan üretilen ve insan ba dokusunun hyaluronik asidini depolimeri- ze eden hyaluronidaz, streptokoklar ve stafilo- koklarin ürettii inaktif plazminojeni plazmine çeviren böylece fibrini sindiren ve bakterinin enfekte dokulardaki hizli difüzyonuna olanak salayan streptokinaz ve stafilokinaz gösteri- lebilir. lave olarak bakteriler fagolizozomun fonksiyonuyla ya da oluumuyla etkileerek fa- gositik hücreler içinde hayatta kalmasini sala- yan mekanizmalari gelitirmilerdir. rinin salinimini salayan ve burada çoalma- larina imkan taniyan Listeria monocytogenes'i, Shigella flexneri'yi ve Rickettsia'yi içerir. Her organizma bakteriyi komu hücreye firlatan bir aktin roketi oluturarak asimetrik aktin poli- merizasyonu salar böylece bakterinin konak hücre diindaki potansiyel antibakteriyel fak- törlerle karilamadan hücreden hücreye yayi- limini salar. içine salgilanir ve fagozom lizozom birleimini inhibe eder böylece bakterinin makrofajlar içinde hayatta kalmasini salar. de toksik etki gösteren bakteriyel maddelerdir (genellikle proteinler). ve ökaryotik hücreler üzerinde direkt toksik etkileri vardir. Enterotoksinler intestinal ka- nalda ishale neden olan veya T hücrelerini airi stimüle eden ekzotoksinlerdir. Bakteriler tarafindan üretilen endotoksinler çok miktar- |