olduunu gösterir. havalanmasinin azaldii görülür. Akcier alan- larindaki havalar arasinda öksürüün mukus tikaçlarini atmada ve alveolleri açmada yetersiz kaldii yerlerde alveoler kollaps görülür. akcier veya göüs duvarindaki gerilme ba- sinçlarindaki deiiklikler (mekanoreseptör refleksleri) tarafindan solunum çabasi arttirilir. Restriktif akcieri olan hastalar oluan düük tidal hacmi kompanse etmek için tipik olarak hizli ve yüzeyel solunumla alveoler ventilasyo- nu arttirmaya çaliir. Bu ortalama gücü müm- kün olduunca azaltir ki inspiratuar kaslar bu ekilde daha uzun süre bu fonksiyonunu korur (elastik recoil'in orantisal olarak akcier hac- mini arttirdiini hatirlayiniz) ve enerjinin et- kili ve kontrollü kullanimini salar. disfonksiyonu haricinde solunum sikintisi olduunda takipne en belirgin bulgudur, so- lunum yetmezlii gelien hastalarda takipne, solunum kaslarinda tükenmenin nedeninin restriktif veya obstrüktif olmasindan baimsiz olarak görülür. mastoid gibi yardimci solunum kaslarinin kullanimi hem restriktif hem de üst hava yolu obstrüksiyonu olan çocuklarda görülür çünkü tuar dönemde harcanir. Karin kaslarinin kul- lanimi ise özellikle intratorasik obstrüksiyonu olan hastalarda görülür ancak restriktif veya üst havayolu obstrüksiyonu olan hastalarda da kullanilabilir. Bu durumlarda, karin kaslarinin kasilmasi göüs kafesinin alt kisimlarinin sta- bilize olmasini ve solunum sayisini artmasini salar böylece ekspirasyonu kolaylatirir. bulgudur, fakat bulunmasinin solunum sikinti- sinin nedeninin ayirt edilmesinde deeri azdir. Diyafram ve inspiratuar kaslar kasilarak akci- erlerin recoilini salar ve plevral boluklarda subatmosferik basinç oluturur, bu da inspi- rasyon sirasinda retraksiyonlar eklinde bulgu verir. Bu basinçlar göüs duvarinda özellikle interkostal, subkostal ve suprasternal araliklar- da yumuak doku ve kikidaklar da içe doru çekilmeye neden olur. Yenidoan ve infantlar- da daha büyük çocuk ve erikinlere göre, ayni düzeyde solunum sikintisinda daha fazla çe- kilmeler görülür. Prematür ve term yenidoan bebeklerde tümüyle kikirdak olan göüs kafesi inspirasyonda geniler, ilaveten de diyaframin akcieri ventile etmesine katkida bulunur. oler ventilasyonu salamasina ve bölgesel ventilasyon-perfüzyon oranlarini koruyan damar ve havayolu refleks mekanizmalarinin sonunda daha ayrintili olarak tartiilmitir. güçlerin gazlar ile doku moleküllerinin arasin- daki etkileime bali olarak artmasiyla karak- terizedir. Bu kuvvetlerin en büyük kismi infant ve çocuklarda hava ile nispeten daralan hava yolu arasindaki sürtünmeden doar. Daha kü- çük oranda akcier ve göüs duvari dokulari içindeki moleküller arasindaki etkileimden veya gaz-sivi ara yüzünden kaynaklanir (Bu güçler bazi akcier hastaliklarinda artar, fakat solunum sisteminin mekanik disfonksiyonuna katkisi kesin deildir). rincisi, obstrüksiyonu yenmek için solunum kaslarindan herhangi biri kasilmasi durumun- da isi yayar (restriktif hastaliklara benzemeyen bir ekilde enerji elastik yapilar tarafindan ins- pirasyon sirasinda depolanir ve ekspirasyonu kolaylatirmak için kullanilir). Enerji sisteme hizlica isiya dönütürülerek salindii için, bu akcierin basinç hacim erisinde inspirasyon ve ekspirasyonda deiik bir eri elde edilir (hacim ayni kalsa bile basinç azalir), bu durum histerezis (gecikme) olarak tanimlanir. kinci- si, obstrüksiyon durumunda enerji tüketimi gazin akiciliina bali olarak çok artar (bunu kompanse etmek güç gerektirir). Gaz akicilii, döngü içersinde, gaz-akim hizi tarafindan be- lirlenir ve bu da akcierin dolma ve boalma hizina balidir. artar. Basinç ve gaz akimi arasindaki iliki gaz moleküllerinin akim içerisinde tainmasi pren- sibine göre tanimlanmasina ramen normal solunum sirasinda, hava yollarinin çounda akim katmanlar halinde veya laminer akim ka- rakterindedir, bu hava akimi sirasinda merkez- de bulunan hava akim katmanlari diarida ola- na göre daha hizlidir, bununda nedeni havayo- lu duvarinin direncidir. Bu artlar altinda, sür- tünme kuvveti havayolunun uzunluuna bali olarak orantisal olarak azalir, gaz younluu ve havayolunun yariçapiyla 4 kati oraninda ters orantilidir (Poiseuille kanunu). Laminar akim paterni akim deikenlii artinca veya havayo- lu duvarinda düzensizlik gelitiinde kesintiye urar. Gaz molekülleri rastgele hareket etmeye balar, bu hareket ekli türbulan akim olarak bilinmektedir, bu akim ekli için daha fazla enerji harcanir, bunun sonucunda da daha az hava hareketi için daha fazla solunum kasi ça- basi gerekmektedir. Bunun yaninda, türbulan akim sirasinda hava moleküllerinin birbiri ile Distorsiyon nuç olarak, düùük plevral bas¿nç için akciöerdeki hacim deöiùikliklerini (¨V) oluùturulur ki bu saöl¿kl¿ akciöerden daha büyüktür (¨P'yerine ¨P). Daha fazla negatif plevral bas¿nç gööüs duvar¿n¿n d¿ùa doöru hareketini düùürür veya interkostal, subkostal ve suprasternal boùluklar gibi zay¿f alanlarda içe doöru harekete neden olur ki bu da gööüs duvar¿ çekilmelerine neden olur. Gööüs duvar¿ndaki deformiteler bu k¿s¿mlardaki inspiratuar kaslar etkili ventilasyon yapamad¿ö¿ için gereöinden fazla ve boùa enerji harcanmas¿na neden olur. |