background image
378
KISIM 8: Akut Hasta Bebek ve Çocuk
stabil olmadiini ve oksijenizasyonun yetersiz
olduunu gösterir.
4
Akcier grafilerinde, akci-
er alanlarinin küçük ve genel olarak akcier
havalanmasinin azaldii görülür. Akcier alan-
larindaki havalar arasinda öksürüün mukus
tikaçlarini atmada ve alveolleri açmada yetersiz
kaldii yerlerde alveoler kollaps görülür.
Kan gazlarindaki deiiklikler (kemoresep-
tör refleksler) veya hastaliklarla ilikili olarak
akcier veya göüs duvarindaki gerilme ba-
sinçlarindaki deiiklikler (mekanoreseptör
refleksleri) tarafindan solunum çabasi arttirilir.
Restriktif akcieri olan hastalar oluan düük
tidal hacmi kompanse etmek için tipik olarak
hizli ve yüzeyel solunumla alveoler ventilasyo-
nu arttirmaya çaliir. Bu ortalama gücü müm-
kün olduunca azaltir ki inspiratuar kaslar bu
ekilde daha uzun süre bu fonksiyonunu korur
(elastik recoil'in orantisal olarak akcier hac-
mini arttirdiini hatirlayiniz) ve enerjinin et-
kili ve kontrollü kullanimini salar.
5
Restriktif
akcier hastalii olan hastalarda ciddi solunum
disfonksiyonu haricinde solunum sikintisi
olduunda takipne en belirgin bulgudur, so-
lunum yetmezlii gelien hastalarda takipne,
solunum kaslarinda tükenmenin nedeninin
restriktif veya obstrüktif olmasindan baimsiz
olarak görülür.
Artmi solunum çabasinin dier bulgulari
daha az spesifiktir. Skalen ve sternokleido-
mastoid gibi yardimci solunum kaslarinin
kullanimi hem restriktif hem de üst hava yolu
obstrüksiyonu olan çocuklarda görülür çünkü
her iki durumda da temel olarak güç, inspira-
tuar dönemde harcanir. Karin kaslarinin kul-
lanimi ise özellikle intratorasik obstrüksiyonu
olan hastalarda görülür ancak restriktif veya
üst havayolu obstrüksiyonu olan hastalarda da
kullanilabilir. Bu durumlarda, karin kaslarinin
kasilmasi göüs kafesinin alt kisimlarinin sta-
bilize olmasini ve solunum sayisini artmasini
salar böylece ekspirasyonu kolaylatirir.
Solunum sikintisi olan çocuklarda göüs du-
varinda çekilmeler oldukça sik karilailan bir
bulgudur, fakat bulunmasinin solunum sikinti-
sinin nedeninin ayirt edilmesinde deeri azdir.
Diyafram ve inspiratuar kaslar kasilarak akci-
erlerin recoilini salar ve plevral boluklarda
subatmosferik basinç oluturur, bu da inspi-
rasyon sirasinda retraksiyonlar eklinde bulgu
verir. Bu basinçlar göüs duvarinda özellikle
interkostal, subkostal ve suprasternal araliklar-
da yumuak doku ve kikidaklar da içe doru
çekilmeye neden olur. Yenidoan ve infantlar-
da daha büyük çocuk ve erikinlere göre, ayni
düzeyde solunum sikintisinda daha fazla çe-
kilmeler görülür. Prematür ve term yenidoan
bebeklerde tümüyle kikirdak olan göüs kafesi
inspirasyonda geniler, ilaveten de diyaframin
akcieri ventile etmesine katkida bulunur.
6
Restriktif akcier hastaliklarinda kan gazi
anormallikleri solunum sisteminin alve-
oler ventilasyonu salamasina ve bölgesel
ventilasyon-perfüzyon oranlarini koruyan
damar ve havayolu refleks mekanizmalarinin
etkinliine balidir. Bu konular bu bölümün
sonunda daha ayrintili olarak tartiilmitir.
Q OBSTRÜKT¶F YETMEZL¶KLER
Obstrüktif yetmezlikler hava akimi baimli
güçlerin gazlar ile doku moleküllerinin arasin-
daki etkileime bali olarak artmasiyla karak-
terizedir. Bu kuvvetlerin en büyük kismi infant
ve çocuklarda hava ile nispeten daralan hava
yolu arasindaki sürtünmeden doar. Daha kü-
çük oranda akcier ve göüs duvari dokulari
içindeki moleküller arasindaki etkileimden
veya gaz-sivi ara yüzünden kaynaklanir (Bu
güçler bazi akcier hastaliklarinda artar, fakat
solunum sisteminin mekanik disfonksiyonuna
katkisi kesin deildir).
Mekanik açidan bakildiinda ise, obstrüktif
yetmezlik iki farkli karakteristie sahiptir. Bi-
rincisi, obstrüksiyonu yenmek için solunum
kaslarindan herhangi biri kasilmasi durumun-
da isi yayar (restriktif hastaliklara benzemeyen
bir ekilde enerji elastik yapilar tarafindan ins-
pirasyon sirasinda depolanir ve ekspirasyonu
kolaylatirmak için kullanilir). Enerji sisteme
hizlica isiya dönütürülerek salindii için, bu
akcierin basinç hacim erisinde inspirasyon
ve ekspirasyonda deiik bir eri elde edilir
(hacim ayni kalsa bile basinç azalir), bu durum
histerezis (gecikme) olarak tanimlanir. kinci-
si, obstrüksiyon durumunda enerji tüketimi
gazin akiciliina bali olarak çok artar (bunu
kompanse etmek güç gerektirir). Gaz akicilii,
döngü içersinde, gaz-akim hizi tarafindan be-
lirlenir ve bu da akcierin dolma ve boalma
hizina balidir.
Solunum kaslarinin obstruksiyonu yenmek
için oluturduu basinç solunum hizi arttikça
artar. Basinç ve gaz akimi arasindaki iliki gaz
moleküllerinin akim içerisinde tainmasi pren-
sibine göre tanimlanmasina ramen normal
solunum sirasinda, hava yollarinin çounda
akim katmanlar halinde veya laminer akim ka-
rakterindedir, bu hava akimi sirasinda merkez-
de bulunan hava akim katmanlari diarida ola-
na göre daha hizlidir, bununda nedeni havayo-
lu duvarinin direncidir. Bu artlar altinda, sür-
tünme kuvveti havayolunun uzunluuna bali
olarak orantisal olarak azalir, gaz younluu ve
havayolunun yariçapiyla 4 kati oraninda ters
orantilidir (Poiseuille kanunu). Laminar akim
paterni akim deikenlii artinca veya havayo-
lu duvarinda düzensizlik gelitiinde kesintiye
urar. Gaz molekülleri rastgele hareket etmeye
balar, bu hareket ekli türbulan akim olarak
bilinmektedir, bu akim ekli için daha fazla
enerji harcanir, bunun sonucunda da daha az
hava hareketi için daha fazla solunum kasi ça-
basi gerekmektedir. Bunun yaninda, türbulan
akim sirasinda hava moleküllerinin birbiri ile
Akcier Hacmi
Basinç
Normal
Restriktif
Akcier Hastalii
P
V
V
Göüs Duvari
Distorsiyon
øEK¾L 502-1.
Restriktif akciöer hastal¿klar¿n¿n akciöer ve gööüs duvar¿ ile mekanik iliùkisi üzerine
etkisi. Restriktif hastal¿kta akciöerlerin bas¿nç-hacim iliùki eörisi aùaö¿ ve saöa doöru yer deöiùtirir. So-
nuç olarak, düùük plevral bas¿nç için akciöerdeki hacim deöiùikliklerini (¨V) oluùturulur ki bu saöl¿kl¿
akciöerden daha büyüktür (¨P'yerine ¨P). Daha fazla negatif plevral bas¿nç gööüs duvar¿n¿n d¿ùa doöru
hareketini düùürür veya interkostal, subkostal ve suprasternal boùluklar gibi zay¿f alanlarda içe doöru
harekete neden olur ki bu da gööüs duvar¿ çekilmelerine neden olur. Gööüs duvar¿ndaki deformiteler
bu k¿s¿mlardaki inspiratuar kaslar etkili ventilasyon yapamad¿ö¿ için gereöinden fazla ve boùa enerji
harcanmas¿na neden olur.