![]() an, bairsaa safra akiini düzenleyen Oddi sfinkteri ile çevrilidir. rene ettii için besinlerden zengin olan portal ven, karacier kaninin yaklaik %75'ini tair. Yüksek derecede oksijenlenmi kandan zen- gin olan hepatik arter, deiebilmekle beraber siklikla çölyak arterin ikinci dalindan kaynak- lanir. Vakalarin %20'sinde sa hepatik arter ana hepatik arterden dallanmak yerine superior mezenterik arterden doar. Suprahepatik in- ferior vena kavaya karacierin kanini direne eden hepatik venler, santral venlerin birleme- siyle oluur. mik tanimlayicilar karacieri sa, sol, kuadrat ve kaudat loblar olmak üzere loblara ayirir. Baka bir yaklaim ise makroskopik anatomi yerine karacieri vasküler kaynaa dayali ola- rak fonksiyonel bölümlere ayirmaktir. Vasküler sinir safra kesesi alani ve vena kava alani olarak karacieri neredeyse eit iki yariya ayirir (sa kisim karacier hacminin %60'ini temsil eder). nimsenmitir lemle iki kisma ayrilir (karacierin orta hat- ti). Karacierin bölümlere ayrilmasi hepatik arterlerin ve safra kanallarinin iç anatomisine dayanarak olur ki; karacierin sol yarisi 2-4. Segment (bölüm), karacierin sa yarisi 5-8. segmentleri içerir. Kaudat lob ise 1 ve 9. bö- lümlerden oluur. Bu bölümlere ayirma emasi pediatrik karacier transplantasyonu bala- minda önemlidir ve sol lateral bölümün trans- plantasyonuna izin verir. olarak portal trakt (safra kanali, hepatik arter ve portal venin dallari, sinir ve lenfatikler) ve santral venle beraber lobüller olarak tanimlan- mitir. Herbir portal trakti çevreleyen karacier hücrelerinin kenarlari "limiting plate"i (sinirla- yici tabaka) oluturur. Ancak in vivo mikrosir- külasyon çalimalari karacierin fonksiyonel biriminin asinüsler olduunu ortaya koymu- tur (ekil 418-1). Bu portal ve periportal böl- gelerde oksijeni en yüksek ve besinden zengin kanin, sentrilobüler bölgelerde ise en az oksi- jenlenen kanin bulunmasi gerçeine dayalidir. Santral ven terminal hepatik venül, portal alan zon 1 ve terminal hepatik venül zon 3 etrafin- daki hepatositler olarak belirlenmitir. Asinüs aralarinda safra kanalikülleri olan hücre taba- vasküler alanda sinüzoidlerden oluur. Birinci zon hücreleri asinüsün en aktif çekirdeini oluturur ve en son ölen, ilk rejenere olan hüc- relerdir. Üçüncü zon hücreleri toksik, viral ve anoksik hasara en yatkin olanlaridir. sitoz, demir metabolizmasi, immün komp- lekslerin ve antijenlerin temizlenmesi, endojen pirojenlerin, kollejenaz, lizozomal hidrolaz ve eritropoetin sekresyonunu içerir (3). Endo- telyal hücreler sinüzoid duvarini oluturarak sinüzoidal lümeni subendotelyal Disse mesafe- sinden ayirir. Sinüzoidal endotelyal hücrelerin bazal membrani yoktur ve kan-hepatosit bari- yeri olarak hareket eden bol miktarda kümeler eklinde küçük pencerelerle perfore olur (or- talama çap 100 nm) ve bunlara sieve plakalari denir. Hepatositlerin mikrovilluslari pencere- lerden sinüzoidlere doru diari çikar. Endo- telyal hücreler Fc reseptörleri de eksprese eder ve immün komplekslerin uzaklatirilmasinda rol aldii düünülür. Disse mesafesi endotel ve hepatositlerin arasinda yer alir. Büyük kan hücreleri küçük sinüzoidlerden geçerken endo- teli hepatositlere yaklatirarak plazmanin Disse mesafesi boyunca dolaimini tevik eder. Lenf akimi karacier hilusunda Disse mesafesinden portal lenfatik damarlara uzanir. lardir ve endotelyal hücrelere siki bir ekilde balidir. Bu hücreler mikroorganizmalari tah- eritrositleri temizler ve antijen sunan hücreler eklinde davranabilir. Aktive olduklarinda IL- 1, IL-6, TNF, TGF-, LTB önce Ito hücreleri olarak adlandirilan) Disse mesafesinde yerlemitir ve ya depolayan hücrelerdir. Vitamin A depolarlar, retinoid metabolizmasina katilirlar, kollajen I, III, IV, VI, laminin, fibronektin ve proteoglikan gibi hücre dii matris proteinleri üretirler ve böy- lece kronik hasarda görülen hepatik fibrozisten sorumludurlar. Çukur (pit) hücreler sinüzoidal duvara tutunmu büyük, granüler lenfositler- dir ve doal öldürücü (natural killer) aktivitele- ri vardir. Ekstrahepatik kaynaklidirlar; immün denetleme ve hepatik antitümör savunmada rolleri vardir. küçük biliyer kanaliküllere sekresyonu ile ba- lar. Bu küçük biliyer kanaliküller Hering'in kisa kanali ile devam eden kanallar oluturur ve portal alanlardaki "limiting plate"lerde kolanji- yollere balanirlar. Bu kolanjiyoller daha sonra daha büyük safra kanallarina birleir. FONKS¾YON hayata geçite büyük ölçüde deiir. Fötüse plasenta yolu ile devamli olarak yüksek karbo- lümleri: portal alan komùuluöunda zon 1, asinüsün ortas¿nda zon 2, terminal hepatik venül etraf¿nda zon 3'tür. (Kaynak: Gumucio JJ, Miller DL. Liver cell heterogeneity. In: Arias I, Boyer J, Chisari F, et al, eds. The Liver: Biology and Pathobiology. New York, NY: Raven Press; 1982:647-661. |