haline gelir. Bebeklik ve çocukluktaki normal postnatal akcier geliimi, ilk yillarda alveolle- rin oluumu ve diferansiasyonunun hakimiyeti ile olur. lar, pulmoner kapiller endotelyal hücreler, al- veolar epitelyal hücreler ve doumdan sonra, yerlemi alveolar makrofajlar arasindaki bir- birine bali karilikli sinyallemeyi içeren bir fonksiyonel "sinsityum" kavrami haline getiril- mesi önerilmitir ( olmasini önleyecek ekilde, akuaporin kanalla- rindan akcier su trafiinin çounu idare eder. Bu epitelyal hücreler, kollajen, aktin ve elastin fiberlerlerinin içinde, mezankim içeren bir fib- roblast matriksinin üzerini örter. Bunlar, pul- moner kapillerler ile birlikte alveolar septumu olutururlar; bu septum bebeklikte incelir ve düzleir, böylece gaz aliverii için yüzey alani artar. Tip II alveolar epitel hücreleri metabolik olarak aktift irler; nefes verme sonunda alveol- lerin içinde gazin dolu kalmasini salayan pul- moner surfaktani sentezler, salgilar ve metabo- lize ederler. Bu hücreler, ayrica, gelime, tamir ve rejenerasyon sirasinda ortaya çikan dier tip II hücreler ve tip I hücreler için progenitör bir havuz olarak görev yaparlar. taya uzanmasini salamak amaciyla, komu kapiller endotel hücrelerinin proliferasyonunu indükleyen vasküler endotelyal büyüme fak- törü (VEBF) gibi sitokinler salgilarlar. Tip II hücreler, alveolar makrofajlar ve bron epiteli ile birlikte, infl amatuar uyariya cevap olarak leri salgilarlar. azalma, elastin üzerindeki alveolar tip I pnö- mositlerin ve alveolar septa içindeki kollajen fiberlerin düzlemesi ile yürütülür ( bilinmemektedir, ancak ulailabilen en iyi ka- nit, yeni alveollerin büyümekte olan akcierin en uç noktadaki periferinde gelitiini ve bu sürecin 2 yaina kadar devam ettiini, bu ya- tan sonra belirgin yavaladiini düündürmek- tedir. Akcier geliiminin bu evresi süresince alveolün hücresel yapilarindan salinan parak- rin faktörlerin spesifik katkisi ayrintili olarak çaliilmamitir. nilmaktadir. Hayvan modellerinden çikarti- lan dersler, alveol sayisinin kiinin ölçüleri ve metabolik ihtiyaçlari ile yakin olarak ilikili olduunu göstermitir. döneminde cerrahi olarak çikartilmasi, kalan akcierde daha çok alveol olumasi ile akci- er hacminde kompensatuar artia yolaçar. alveol sayisindaki esneklik ile ilgili çok kisit- li sayida veri vardir. Transplantasyon sonrasi, fonksiyonel rezidüel kapasite ölçümü yapilarak tahmin edilen total akcier hacminde arti, 3 yaindan küçük çocuklarda transplante edilen akcierde normale yakin akcier büyümesi olduunu düündürmektedir transplante edilmi akcierin yaina bali gibi görünmektedir. strese maruz kalan ve solunum yetmezlii ne- deniyle youn bakimda tedavi edilen çocuklar- da görülür. En sik görülen sendrom, surfaktan replasman tedavisinden önce respiratuar dist- res sendromunun bir sekeli olarak, otopside iletken hava yollarinda görülen morfolojik de- iiklikleri tarif etmek için kullanilan bir terim olan bronkopulmoner displazidir (BPD). Bö- lüm 59 ve 513'e bakiniz. mekanik hasari olan daha az matür bebeklerin yaamini desteklemektedir. Modern hayattaki bronkopulmoner displazinin (BPD), spesifik olarak modern neonatal youn bakima benzer ekilde dizayn edilmi prematür babun mode- linde gösterildii gibi, daha az sayidaki daha büyük alveoller ile sonuçlandiina inanilmak- tadir. bazi kanitlar prematür doan kilerin, erikin çada havayolu kisitlanmasi yaninda amfizem için risk altinda olduunu düündürmekte- dir. nin spesifik bir evresinde, akcier geliimini ve fonksiyonunu "hizlandirdii" açik eklide gösterilen ve respiratuar distres sendromunun (surfaktan eksiklii) insidans ve iddetini azal- tan tibbi bir giriimin bir örneidir. Prematür doumdan hemen önce glukokortikoid veril- mesi akcier maturasyonunu belirgin hale ge- tiren ve alveolar yapiyi destekleyen surfaktan sentezini ve salinimini ve interstisiyel elastin depolanmasini artirir ve faydali bir ekilde et- kilenen birçok yollarin arasinda yer alir. yonu içeren 2° septal kabart¿ya uzan¿r. |