![]() yüzden diyetle salanmalidir. Linoleik asit, di- yetle yeterli alindiinda esansiyel olmayan ara- idonik aside (4 doymami bali 20 karbonlu ya asitleri) uzatilabilir. Linolenik asit, (3 çift bali, 18 karbonlu ya asitleri), her ne kadar besinsel eksiklii nadir de olsa, esansiyel asittir. dukça az olan, linoleik asit düzeylerinde olur. Klinik olarak bulgular, kabuklanmi dermatit, saç dökülmesi, ishal ve yaranin geç iyilemesi eklinde olup, hastalii tanimayi salar. Esansi- yel ya asidi eksiklii riski olan çocuklar; yeter- siz linoleik asit alan prematüreler, hepatobiliyer veya pankreatik hastalii bali emilim bozuk- luklari olan ve uzun süreli lipidsiz damardan beslenen çocuklardir. Aslinda linoleik aside olan kesin gereklilik açik olmamakla beraber, genel kabul edilen görüe göre, diyetteki ka- lorinin %2-10'u linoleik asitten salanmali- dir. Esansiyel ya asidi eksikliinin tanisi, ya toplam lipid düzeyinin çikarilmasi veya izole fosfolipidlerin analizi yoluyla, anormal düük plazma linoleik asit seviyesinin tespiti ile ko- yulur. Ek olarak, klasik olarak, araidonik asit seviyesinin dümesi ve oleik asidin anormal triene dönüümünü yansitan 5,8,11-eikozat- rienoik asitdin artmai da vardir. Genel fikir birliine göre, bu durum daha fazla uzun zin- cirli çoklu doymami ya asitlerinin üretimini salamak üzere olan bir kompansazyon me- kanizmasidir. Trienin artmasi ve araidonik asidin azalmasi, (tetraen seviyeleri) bir triene ile sonuçlanir: Esansiyel ya asidi eksiklii için tanisal olan tetraen orani 0,2'nin üzerindedir. Güncel ya asidi içerii, annenin beslenmesi ile ilikilidir. Pek çok ticari formulalarda kalo- rilerinin %10'u linoleik asitten gelir ve hepsi en azindan bir miktar linolenik asit içerir. nek sü- tünde, önerilen dozun yarisindan daha az olan, ortalama yalnizca %1 linoleik asit vardir (ka- lorinin %2,4'ü linoleik asiddendir), fakat esan- siyel ya asidi eksiklii, inek sütü alan salikli bebeklerde gözlenmemitir. nelerin sütünde ortalama %17'sini kapsar. Orta zincirli ya asitleri, safra asitlerine gerek duy- madan çözünebilir ve emilir. Ek olarak, doru- dan lenfatik dolaima girmeden, portal dolai- ma girecek ekilde emilir. Böylece, orta zincirli ya asitleri, safra asit salinimi ve pankreatik enzim atilimi az olan prematür bebekler tara- findan, uzun zincirli trigliseridlerle kiyaslandi- inda daha iyi emilirler. Orta zincirli triglise- ritlerin (toplan ya aliminin %60'dan fazlasi), uzun zincirli trigliseritlerin yerini almak üzere airi alimi, esansiyel ya asidi alimini azaltarak esansiyel ya asidi eksikliine neden olur. roz geliimi ile balanti olduundan airi kalori ve kolesterol alimindan kaçinilmalidir. Bu yüz- den, 2 yaindan itibaren tüm salikli çocuklar ve adölesanlarin diyetleri, toplam kalorinin en fazla %30'u ya, %10 doymami ya asitleri olacak ekilde farkli yiyecekleri içermelidir. Di- yetlerinde kolesterol alimi 300 mg/dl'den daha fazla olmamalidir. Bu tavsiyelerin her biri, gün- ler içindeki ortalama besin alimina deinmek- tedir. Ümit edilmektedir ki, çocuklar salikli beslenme alikanliina ve hayatin erken döne- mindeki rehberlere adapte olarak, hayat boyu salikli beslenmeye tevik edilirler. 2 yain- dan küçük çocuklar için bu ekilde beslenme, yalarin önemli bir enerji kaynai olasindan dolayi, geçerli deildir. Bu yüzden sinirli ya aliminin yetersiz kalori alimina yol açabilecei vurgulanmaktadir. tabolik reaksiyonlar için kofaktördür. Bunlarin biokimyasal aksiyonlari, eksikliklerinin etkileri, toksisiteleri ve besinsel kaynaklari Object:File/MAster/21/372/0.pdf. internet ad- resinde listelenmitir. Yeterli ve deiken diyetle beslenen salikli bebek, çocuk, adölesan ve eri- kinler için vitaminlerin ek olarak takviyesine gerek yoktur. Bununla beraber önerilen diyetle beslenip de ilave olarak günlük vitamin takviye- gereksiz ve pahalidir. Öte yandan, bu hastalarin düzenli vitamin kullanimlari düüncesi, yeterli ve deiken beslenme ile yikilmaktadir. 60'ni magnezyum içerecek ekilde vücut mine- ral içeriini ortalama, %98'ni kalsiyum, fosfor ve magnezyum oluturur. etkisi, toksisite ve bu üç ana elementin besinsel kaynaklari üzerinde durulmutur. Kabul edile- bilir alimlar http://www.iom.edu/Object.File/ Master/21/372/0.pdf. internet adresinde liste- lenmitir. Vücuttaki toplam kalsiyum miktari, hamileliin son 2 ayinda ve adölesan dönem- de hizla artar. Kemik mineralizasyonu hayatin üçüncü dekatina kadar pik kemik younluu- na ulailana kadar devam eder. Bu pik deerin büyüklüü hayatin daha sonraki döneminde ortaya çikabilecek olan osteoporozu etkiler ve erken dönemdeki beslenmenin ileri yalardaki salii desteklemesinin önemini gösterir. ne olursa olsun, çocuklarin süt aliminin azal- masi, besinsel kalsiyum eksiklii riskini artirir. Kalsiyum fosfor orani (Ca:P orani) net mineral emilimini güçlü bir ekilde etkiler ve farkli yi- yeceklerle geni bir deikenlik gösterir. Yeil sebzelerin Ca:P orani 2,8:1, anne sütününki 2:1, inek sütününki 1,2:1 ve etinki 0,6:1. Fos- fat içerii yüksek olan yiyeceklerin (ör, colali içecekler) kemik kaybina yol açabilir. Bebek- lerde, yeterli kemik mineralizasyonu için anne sütünün Ca:P orani önemlidir. Yüksek riskli olan prematür ve düük doum airlikli olan bebeklerin yeterli kemik mineralizasyonu için özel olarak hazirlanmi formulalarin Ca:P ora- ni ortalama 2:1'dir.Kalsiyum metabolizmasinin kontrolünün ayrintilari Bölüm 542'de tartiil- mitir. baskilanir. Kalsiyum emilimi, laktoz içeren formula mamalarla ve vitamin D'nin aktif for- mu [1,25-(OH) tirozin metabolizmas¿, kortikosteroid sentezi kemik k¿r¿lmas¿, yara iyileùmesinde gecikme, diùetlerinde diù kayb¿na yol açabilecek kadar kanama anne sütü |