Çocuöa Kötü Muamele: ¾hmalden ¾stismara Andrea G. Asnes Çeviri: Y¿lmaz Y¿ld¿z davranilari, olumlu ve destekleyici olanlardan olumsuz, zarar verici ve kültürel olarak kabul edilemeyeceklere uzanan bir yelpazede izlenebi- lir. Bu yelpazenin olumsuz ucunda fiziksel istis- mar, ihmal ve cinsel istismari da kapsayan, çocu- a kötü muamele ile sonuçlanan davranilar yer alir. Bu tür olumsuz davranilar siklikla normal anne babaliktan uzak ve sapkin olarak görülse de aslinda birçok "normal" anne babanin kötü muamele olarak deerlendirilebilecek duygu ve davranilari olabilir. Dolayisiyla, bir anne baba- nin çocua öfkesi ve fiziksel ceza uygulamasi fi- ziksel istismarin; çocuu görmezden gelmek, ye- tersiz bakim ve denetim ihmalin; yakin bedensel temas ya da çocua yönelik ehvetli duygular cinsel istismarin sinirlarina dayanabilir. mal, cinsel istismar, sömürü ve duygusal kötü muameleyi kapsar. Fiziksel istismar, anne baba ya da baka bir bakicinin çocua zarar veren ya da çocua zarar vermeyi amaçlayan eylemle- ridir. Dayak sonucu gelien berelenme, kemik kirii ya da ölüm eklinde bile olabilir. Çocua yönelik iddet, ciddi bir yaralanma ile sonuç- lanmasa da istismarin bir çeididir. onuruna zarar veren ya da zarar vermesi olasi fiziksel gücün çocua kari bilinçli kullanimi" eklinde tanimlamaktadir. layamama, çocuu terk etme, çocuun yeterli tibbi bakim, di bakimi ya da eitim almasini salamakta baarisizlik gibi ihmalkar eylemleri içerir. Fiziksel istismar ve ihmal, istenmeyen ya da "tesadüfi" yaralanmalardan ayirt edilmeli; tibbi ihmal tibbi önerilere tam olarak uymama ya da birkaç doktor randevusunun atlanmasi gibi, çocuun salik hizmetinde duraksamaya neden olan, ciddiyeti daha hafif durumlardan ayirt edilmelidir. dinlatilmi onam veremeyecekleri, tam olarak anlamadiklari, toplumsal ve ailesel tabulari ki- ran cinsel eylemlere dahil edilmesidir. Cinsel birleme, genital bölgenin okanmasi, çocuun pornografiye maruz birakilmasi gibi davra- nilari içerir. Çocuk sömürüsü; çocuk içilii, çocuklarin ticari amaçlarla cinsel olarak sömü- rülmesi, çocuk pazarlamacilii gibi, çocuklarin bakalarinin yarari için i ya da benzeri baka eylemlerde kullanilmasi anlamina gelir. layan sözel aailama, hor görme ya da hedef göstermeyi kapsayip çocukta deersizlik duy- gusu gelimesine ve kendine güveninin azal- masina neden olur. Duygusal kötü muamele genellikle kötü muamelenin baka türleri ile beraber görülmesinden ötürü, ayri bir tür ola- rak taninip sayisal olarak belirtilmesi zordur; bu nedenle olduundan az bildirilmektedir. Bir miktar duygusal kötü muamele, çocua kötü muamelenin her formunun bir bileenidir. se de dövülmü çocuk sendromunun pediatrik 1960'lara kadar gerçeklememitir. sinin çocuk koruma birimlerine bildirimini gerektiren yasalari çikarmi ve 1976'dan beri eyaletlerin bu raporlarinin yillik dökümleri ya- pilmaktadir. mali Veri Sistemi (National Child Abuse and Neglect Data System NCANDS) adi verilen ulusal bir gönüllü bildirim sistemi iletmek- tedir. NCANDS, katilan eyaletlerden gelen verinin toplanmasi ve incelenmesi sonrasi her yil Çocuklara Kötü Muamele isimli bir rapor yayinlar. 2006 yili Çocuklara Kötü Muamele raporunun sonuçlarina göre, 18 ya altindaki 6 milyon çocuu kapsayan yaklaik 3.3 milyon bildirim yapilmi olup ihmal ya da istismar nedenli 1,530 ölüm gerçeklemitir. Dorulan- mi kötü muamele bildirimlerinin türlere göre dailimi ihmal (%64), fiziksel istismar (%16), cinsel istismar (%9), duygusal istismar (%7), tibbi ihmal (%2) ve dierleri (%15) olup bazi çocuklar birden fazla tür kötü muameleye ma- ruz kalmilardir. Kiz ve erkek çocuklara ilikin bildirimler neredeyse eittir. munun kötü muamelenin gerçekletiine dair yeterli kanit bulduu anlamina gelmektedir. gerçeklemediinden ziyade, eyaletin kötü mu- amele tanimini karilayacak kanitlarinin yeter- sizlii anlamina gelmektedir. Aratirilan olgu- lardan dorulanamadan kapatilanlar ile ilgili yürütülen bir çalimada, kapatilan olgularin üçte birinden fazlasinin ilk bildirimden 2-3 yil sonra tekrar bildirildii gösterilmitir. Kapa- tilan olgularin yeniden bildirilmesine yönelik olarak düük sosyoekonomik düzeyin önemli bir belirleyici etmen olduu bulunmutur. muamele faillerinin %80'i ebeveyn, %58'i ka- |