![]() ça iyi düzeyde korunmutur. Bu domain alfa heliks eklinde üç tabakadan oluan sandwich bir yapiya sahiptir. Orta tabakada ligandin ba- lanmasi için bir boluk bulunur. Ligand kore- gülatuvar proteinleri reseptöre balar. Koregü- latuvar proteinler gen ekspresyonunu arttiran koaktivatörlerden ve gen ekspresyonunu bas- kilayan korepresörlerden oluur. Korepresörler genel olarak bali olmayan reseptörler ile etki- leir. birlerinin rollerini üstlenebilirler. Ligand-bali domain, reseptör dimerizasyonu için DNA- bali domain ile birlikte çaliir. Günümüze ka- dar yaklaik 50 nükleer reseptör bulunmutur. Bunlarin 200'ün üzerinde koaktivatör ile etki- letii saptanmitir. si ve buna ikincil olarak mRNA düzeyindeki azalma, hormon fonksiyonunun zayiflamasi- na ve sonlanmasina neden olur. Reseptör yari ömründeki azalma, reseptör yikimi ve ligand- reseptör kompleksinin hücre içinde baka bir bölüme transfer edilmesi gibi mekanizmalar da hormon etkisinin sinirlanmasina yardimci olur. lginç olarak, nükleer hormon reseptör li- gandlari, membran reseptörleri vasitasiyla eks- tranükleer sinyal yolaklarini da aktive edebilir. Tiroid hormonunun integrin V3 reseptörü- nü DÜZENLENMES¾ gilanmasinda, hormon metabolizmasi veya klirensinde ve hormonun reseptöre balanma- si veya reseptörden sonraki kaskatta meydana gelen deiikliklerle düzenlenir. konsantrasyonu onun etki derecesini belirleyen ana belirteçtir. Sürekli salgilanan hormonlarin serum düzeyi transkripsiyon seviyesinde dü- zenlenirken, depo edilen hormonlarin plazma düzeyi uyarilmi bir ekzositoz vasitasiyla regüle edilir. Normal bir fizyoloji için hormonun plaz- ma konsantrasyonu son derece önemlidir. Bu yüzden birçok hormonun salgilanmasi, ayar noktasi (set point), algilayici (sensör) ve geri besleme'den (feedback) oluan bir sistemle dü- zenlenir. Sistemin ayar noktasi siki biçimde de- netlenir ve hedeflenen nokta bir molekül (örn, serum kalsiyum konsantrasyonu paratiroid hormonun [PTH] düzeyini belirler), bir durum (örn, antidiüretik hormon (ADH) salgilanimi serum osmolalitesi ve hipovolemi/hipotansiyon ile düzenlenir) veya bir hormon (örn, tiroid- stümülan hormon [TSH] salgilanimi serbest ti- roid hormon düzeyini belli bir konsantrasyon- da tutacak biçimde düzenlenir) olabilir. Hassas mekanizmalar arzulanan ayar noktasini denet- sistemde ayarlama yapar. Birçok geri besleme sistemi negatif yönde çaliir. Bununla birlikte, birkaç durumda mevcut bir sinyali güçlendir- meye yönelik pozitif bir geri besleme de olabilir. Östrojenin ovülasyondan önce siklus ortasi LH pikini indüklemeye yönelik hipotalamus ve hi- pofiz bezi üzerinde yarattii pozitif geri besle- me bu duruma örnek olarak verilebilir. salgilanma hizi ile klerens hizi arasindaki net farka balidir. Hormon klerensi karacier veya böbrek gibi organlarda enzimatik meka- nizmalarin rol oynadii katabolik bir sürecin sonunda gerçekleir. Hormonlar bazen inaktif metabolitlere dönütürülür. Örnein, kortizol karacierde hizla tetrahidrokortizole kataboli- ze edilir ve 3-hidroksi-glukuronidler ve sülfat konjugatlari gibi bileiklere çevrilir. Suda çözü- nebilen bu bileikler safra yoluyla atilir ve ba- irsaklardan kan dolaimina yeniden geçebilir. Glukokortikoid, onlarin metabolitleri ve kon- jugatlarindan oluan maddelerin %90'i böbrek- ler tarafindan da itrah edilir. Buna ek olarak, böbrekler kortizolü inaktif kortizona çevirir- ler. Metabolizmasinin son derece siki biçimde denetlendii bir baka hormon D vitaminidir. 25-hidroksi-D vitamininin 1,25(OH) D vitamini oluur. Bu ilem PTH ve diyetteki fosfat vasitasiyla düzenlenir. lasyonu ise aktivitesi son derece zayif bir meta- bolit olan 24,25(OH) hibe ederken, 24-hidroksilazin aktivasyonuna neden olur. terdii duyarlilik veya verdii yanitin derecesi, o hormonun balandii reseptör tarafindan belirlenir. Bir reseptörün sayisi veya hormona olan duyarlilii ne kadar artarsa, dolaimdaki hormonun reseptöre balanma miktari ve hüc- re üzerindeki etkisi o kadar artar. Hormonlar gibi, reseptörlerin miktari da arttirilip azalti- labilir. Bunun yanisira reseptörler endositik veziküller, klatrin-kapli boluklar ve ya kese- ciklerinin içine yönlendirilerek, hücreden izole edilebilirler. Böylece, hormonlarin etkisi dei- ir ve sinyal iletimi sonlanir. hormon düzeyini etkiler. Bunun sonucunda hormonun reseptöre balanma miktari ve et- kisi azalir. Örnein, 150-kilo-dalton airliin- daki ternari kompleksi, IGFBP-3 ve asit labil subünit oluan balayici proteinler, dolaim- içeren adaptör protein, fosfotirozin-baölay¿c¿ domain ve fermuar motifli lösin (APPL) ile etkileùir. buna karù¿l¿k aterogenezisi inhibe eden bir sinyal baùlat¿r. Bu uyar¿ p38MAP kinaz, AMP ile aktive edilen protein kinaz (AMPK) ve peroksizom-proliferatör-aktivatör reseptörü-alfa (PPAR- |