![]() cuk bularak çalimaya balarlar. Sonra gruplar hastalik geliimi açisindan takip edilir. Eer maruziyeti olan çocuklarin dierlerine göre daha büyük bir kisminda hastalik oluursa, bu maruziyet ile hastalik oluumunun ilikili oldu- u ortaya çikar. Gruplardaki bireyler rastgele seçilmedii için, kohort çalimalari nedensellii belirlemede randomize kontrollü çalimalar kadar faydali deildir. Kohort çalimalarinda bulunan ilikilerin kuvveti, ilikiyi etkileyebile- cek airtici faktörlerin veya di deikenlerin ihtimalleriyle kisitlidir. mümkün olan en benzer ekilde hastalii ol- mayan bireylerle (kontrol) eletirilir. Merak konusu olan maruziyetle ilgili gruplardaki oranlar belirlenir. Eer anlamli bir fark varsa (örnein vaka grubunun %90'i, kontrol grubu- nunsa sadece %20'si maruz kalmi), o zaman maruziyet ve hastalik arasinda bir iliki olabi- lir. Vaka-kontrol çalimalari nadir hastaliklar için pratiktir (örnein 1 milyonda bir görülen bir hastalik için gerekecek kohort çalimasinin hacmini düünün). Vaka-kontrol çalimalari- nin dezavantaji, animsamada önyargi problemi (geçmi maruziyet animsanmalidir) ve hasta- liin insidans veya prevalansinin hesaplanma- masidir. anda, hem hastalik hem de maruziyet açisin- dan incelenir. Daha sonra maruziyeti olan çocuklardaki hastalik prevalansi, maruziyeti olmayanlarla karilatirilir. Kesitsel çalimalar, kohort veya vaka-kontrol çalimalarina göre daha kolay yapilan çalimalardir. Nedensellii kesin olarak belirlemez ancak prevalans ve ola- si ilikiler hakkinda faydali bilgiler verir; böyle- ce bu ilikiler daha sonra randomize kontrollü çalimalar veya daha güçlü gözlemsel çalima- larla derinlemesine deerlendirilebilir. DE¼ERLEND¾R¾LMES¾ nin deerlendirilmesidir (yani doru olduu iddia edilen durum, güncel olarak doru olma- lidir). Bir çalimanin geçerliliinin belirlenme- sine yardimci olacak yedi soru belirlenmitir: bilinen ve bilinmeyen etken faktörlere göre denk hale getirmenin tek yolu randomizas- gruplarla yapilmi bir kohort çalimasi, ilk bahsedileni salarken sonrakini salaya- maz. yon ie yaradi mi?) Çou çalima demog- rafik bilgileri ve çalima grubundaki birey- lerin potansiyel olarak ilikili olan dier özelliklerini belirtir. Randomizasyonun etkin olduuna emin olabilmek için grup- larin karilatirilabilirlii gerekir. olan protokolü takip etmeyen katilimcilar- la ilgili ne yapilabilir? Klinik olarak önemli olan sonuç, potansiyel bir tedavinin gerçek- te nasil ie yaradiidir. Uyumsuz katilimci- lari farkli bir gruba geçirmek, randomizas- yonun faydasini azaltir; çünkü çalimanin sonucuyla ilikili bir faktör tedaviye uyumu da etkilemi olabilir (örnein reflüsü en kötü olan çocuk, kivami artirilmi mamayi birakip baka bir tedavi denemitir). veya hasta hangi uygulamanin yapilacaini bilirse, bu tedavi planlama ve deerlendir- melerine önyarginin girmesine, böylece gerçek tedavi etkisinin azalmi veya artmi gibi görünmesine neden olur. mi? Eer büyük bir grup hasta çalimadan ayrilirsa, her bir grup için sonucu adil ola- rak deerlendirmek zor olur (özellikle de hasta, yeni tedavi ie yaramadii veya to- lere edilemeyecek yan etkileri olduu için çalimadan ayrildiysa). Kural olarak izlem sirasinda %20'den fazla kayip çalimanin geçerliliini anlamli ekilde azaltir. baka bir tehdit de, gruplar arasindaki far- kin gerçek deil ans eseri olmasidir (tip I hata). Bu hatanin olasilii P olarak belirti- lir. Geleneksel olarak, sonuçlarin ans eseri olmasi ihtimali %5'e kadar kabul edilebilir (p0.05). zaman önemlidir?)? "Pozitif " bir çalimada (yani tedavi ve kontrol grubu arasinda bir farkin gösterildii çalimada) istatistiksel anlamlilik (p<0.05), örneklem hacminin (n) uygun olduunu garanti eder. "Nega- tif " bir çalimada (yani gruplar arasi an- lamli farkliliin olmadii çalimada) ise ça- lima gruplari arasindaki gerçek fark göz- hacminin bu hataya meydan vermeyecek kadar geni olduuna karar vermek için, klinisyen çalimanin örneklem hacminin nasil belirlendiini açiklayan metotlar kis- mini incelemelidir. Yazarlar örneklem hac- mi hesabini belirtirken, ortaya çikarmak istedikleri cevaptaki farki, kontrol grubun- daki tahmini baari hizini ve doru fark bulabilmek için gereken minimum kabul edilebilir olasilii esas almalidir (1-ß, güç olarak bilinir ve genellikle %80'de tutulur). Yazar farki gösterebilmek için gereken ör- neklem hacmini hesaplayip belirtmelidir. statistiksel anlamlilik diinda dier öl- çümler de siklikla faydalidir: rölatif risk, odds orani, mutlak risk indirimi ve tedavi edilmesi gereken sayi (mutlak risk indiri- minin tersi). rar verirsek, sonuçlarin hastamiza uygulanabi- lir olup olmadiina da karar vermemiz gerekir. Sonuç ilikili ve istatistiksel olarak anlamliyken bile, klinik olarak hala anlamli olmayabilir. Örnein reflülü ve kivami artirilmi mamayla tedavi edilmi süt çocuklarindan oluan çok büyük bir grupta yapilan çalimada 0,03 kg kilo aliminin istatistiksel olarak anlamli olduu gösterilmiken, bu artiin anlamli olup olma- diina ve giriimin maliyet ve risklerinin göze almaya deip demeyeceine aile ve klinisyen birlikte karar vermelidir. mek için PARCA basamaklari dorultusunda ilerlemek sürecin sonu deildir. Hekim bölü- mün bainda tartiilmi olan karar verme fel- sefesine geri dönmelidir. Kanit sadece PICO formülünde kullanilan kriterler kadar iyidir: Bu seçilmi vakada hekim, süt çocuunun ye- tersiz kilo alimina reflünün neden olduuna ne kadar emindir? Güncel en iyi kanit hastanin son deerlendirme planinin sadece bir kismini oluturur. Klinik karar verme önemini koru- maktadir. |