![]() yüzey alaninin azaldii (pulmoner hipoplazi) durumlarda gazlarin kana difüzyon kabiliyeti azalacaktir. bu ünitelerin kan akimi arasinda kusursuz bir dengeyi gerektirir. Bu ilikilerde dengesizlikler ventilasyon-perfüzyon ( nidir. etmedii durumlardir; bu durumlarda pulmoner antlarda (örnein arteriovenöz mal- formasyon) gibi durumlarda olduu gibi, "geri- ye döndürülemez" veya "sabit" olabilir. "Geriye döndürülemez" veya "sabit" olarak adlandiri- lirlar çünkü hiperoksi olduunda cevap olarak azalmazlar. "Geriye döndürülemez" antlar, gerçekten çok düük alinir ve bu alanlari drene eden kandaki çok dü- ük oksijen tansiyonu belirgin ekilde artar. Bu, "ant"i azaltma ya da yok etme etkisi yaratir. Ölü boluk, hava akiminin ( emboli ile alveolde airi distansiyon olmasi ya- ratilmi ölü boluk sürecine bir örnektir. siyonu (örnein bir bronta bir mukus tukaci) ilikili olan kapiller perfüzyonunu deitirme- den distal alveole kadar ventilasyonu azaltir; bu durum azalmi ce mikst venöz kandakine yaklaacaktir. Aksi- ne, ventilasyonu olan ancak perfüzyonu olma- yan bir alanda, etkilenen alveoldeki oksijen ve CO A-a Gradyan· dur. edilir) ve arteriyel kandaki (A-a gradyani) oksi- jen basinçlarinin farkini hesaplayarak elde edi- lir. Bu gradyan, bir kii deniz seviyesinde oda havasi solurken, genellikle çok küçüktür (< 15 torr). Difüzyonda blok, Hipokseminin dier nedenleri (düük basinçli oksijen solunmasi veya hipoventilasyon) oldu- gradyani ile sonuçlanmasina dikkat edin. integratif bir ölçümü olan karbonmonoksit için difüzyon kapasitesi ile olur. kapasitesi kadar %0.3 karbonmonoksit ve inert bir gaz (genellikle helyum veya metan) gaz kari- imini solur. Kii, nefesini 10 saniye tutar, bu si- rada CO kana difüze olur. D dakika olarak), CO için parsiyel basinç gradya- nina (alveol ve pulmoner kapiller arasindaki) bölünür. Alveolar ventilasyon, inert gazin inspi- re edilen ve ekspire edilen konsantrasyonlarin- dan hesaplanir. Bu, daha sonra, inspire edilen CO konsantrasyonu için bir dilüsyonel faktör hesaplamak için ve CO'in dilüe olduu akcier hacmine göre D kusunun rezeksiyonu) veya alveolar kapiller membranin kalinliini artiran hastaliklar (fib- rozis, pulmoner ödem, proteinozis) akcierin difüzyon kapasitesini azaltir, fakat bu azalma nedene göre spesifik deildir. D boluunda hemoglobin CO gerialimini çok artirir)olan hastalarda, polisitemi veya egzer- siz sirasinda (daha çok pulmoner kapilllerlere daha çok kan akimi ile) görülebilir. Bu test, diff üz akcier hastalii olan hastalarin ve pul- moner vasküler obstrüksiyon olan hastalarin deerlendirilmesinde faydali olabilir. vardir (belli bir basinç farkinda ölçülen bir ha- cim deiiklii). Akcier hacmi transpulmoner basinca kari çizilebilir ( adlandirilan istirahat halinde akcier hacmi, doal olarak göüs duvarinin akcierden di- ari doru esneme eilimidir. Aksine, akcier içeri doru kollaps olma eilimindedir. FRC'yi belirleyen, bu iki eilimin dengesidir ve bir ne- gatif intratorasik basincin idame edilmesinden sorumludur. aritmetik toplamidir. Vertikal eksenden eit uzakliklatki göüs duvari erisi ve akcier eri- sindeki akcier hacmi (transrespiratuar sistem kompliansinin artabilecei (bebeklik) veya kompliansin azaldii (nöromuskuler hasta- liklari olan erikinler) durumlarda önemlidir. Bebeklerde kaburgalarin insersiyonu daha ho- rizontaldir ve göüs kafesi erikinlerden daha komplianttir. Bu nedenle, akcier ve göüs duvari arasindaki geri tepme ("recoil") ile pa- sif olarak belirlenen istirahat halindeki akcier hacmi (FRC), erikinlerden daha düüktür. kullanarak ekspiratuar frenleme ve glottik ka- panmalarini, ve ekspirasyonu yavalatarak ne- fes verme sirasinda diyaframin kontraksiyonu kendileri aktif olarak sürdürürler. FRC'nin bu aktif idamesi olmadan, bebekler düük akcier hacimleri nedeniyle istirahat sirasinda hipok- semiye çok yatkin olacaktir. Teknikler lerinin hava yolu çapina ek olarak akcier hacminde deiitirmesi beklenir. Bu hastalik- lar, air oligohidramniyoz veya yer kaplayan kitleler (örnein diyafram hernisi veya kistik adenomatoid malformasyon) nedeniyle oluan pulmoner hipoplazi, bronkopulmoner displazi yaninda göüs kafesinin büyümesini deitiren durumlari (torasik distrofiler, radyasyon) içe- rir. Akcierde gaz hacmi iki tekniin kullanil- masi ile ölçülebilir: dilüsyon ve pletismografi. (genellikle Helyum) eklenmi olan kapali bir sisteme bali olan aizlia solur. Dengelen- meye imkan veren dakikalar sonra, iartli ga- zin son konsantrasyonu ölçülür, bu da siste- me eklenen hacmin (hastanin akcier hacmi) hesaplanmasini salar. Gerçek akcier hacmi, belirgin obstrüksiyon varliinda, akcierin herhangi bir tikali kismi gaz karimasi ve dilüs- yonuna katilmayacai için, daha düük olarak hesaplanabilir. de basinç ve hacim deiikliklerinin ters oran- tili olarak deimesidir. aizlia üfl erken solunum devresinin inspira- tuar ayainda bir kapak kapanir. Hasta küçük hizli soluma ("panting") manevralari yapar ve akcier hacminde küçük deiiklikler ve kutu- da buna karilik gelen ters hacim deiiklikleri meydana gelir. Kutudaki ve aizdaki basinç- lar ölçülür, ve bu da hizli soluma çabalarinin baladii akcier hacimlerinin hesaplanmasini salar. Kii, manevralara, bir nefesin sonunda |