![]() birinin tek tek gözden geçirilmesi yararli bir yaklaimdir. ve proksimalden distale dorudur. Hareket alanindaki becerilerin farklilaarak gelimesi hem sinirlerin olgunlamasi sürecinden hem de deneyimden etkilenerek erken bebeklik dö- neminden erikin yaama kadar sürmektedir. Kaba hareket alanindaki geliim bebein ba- ini kontrol etmesi ve dönmesiyle balar, daha sonra desteksiz oturur ve baimsiz yürür. Bu beceriler ilerleyerek bisiklet sürmek, yarimali spor etkinliklerine katilmak gibi daha karma- ik becerilere dönüür ve çok nadir koullarda da profesyonel dansçi ya da jimnastikçi olarak baarili bir kariyere sahip olmakla sonuçlanir. nce hareket alanindaki geliim çocuklarin nesnelere uzanmasi ve küçük nesneleri par- mak uçlariyla kiskaç gibi tutabilmeleriyle ba- lar. Daha sonra makasla kesmek ve okunakli olarak yazmak gibi daha karmaik becerilere dönüür ve bazi durumlarda erikin dönemde kaligrafi sanati ya da mikro-cerrahi alaninda baarilar kazanmaya kadar ulair. entelektüel becerilerin bir yansimasidir. Erken bebeklik döneminden itibaren çocuklar kendi hareketleri ve sürekli olarak yapilandirdiklari içsel zihinsel simgeleri ile dünyayi örenmeye biyolojik olarak programlanmilardir. Ören- menin çou, çocua çevresinin ne kadar uygun firsat ve destek saladiina bali iken bilisel yeterliin geliimi için gerekli enerjinin çou çocuun kiisel girikenliinden gelmektedir. rinkinin diinda bir baki açisindan göremez- ler). Bilisel olgunlamanin önemli bir kismi za- man içinde yava yava "merkezden uzaklama" sürecinde yani çocuklarin dier kiilerin dün- yayi nasil algiladiklarina ve anladiklarina daha çok kiymet verebilmelerinde saklanmaktadir. vardir. "Duyusal/hareket dönem-Sensorimotor" olarak adlandirilan birinci aama doumdan 18. aya kadarki dönemdir. Bu dönemde çocu- un dünya ile ilgili bilgisi hareket alaninda ya- pabildikleri ve duyulariyla algilayabildikleri ile sinirlidir. Kendi varliini çevresindekilerden ayri bir insan olarak algilamaya balamasiyla e zamanli olarak nesnelerin görünmeseler de var olmaya devam ettiklerini örenir ("nesne devamlilii") ve eylemler ile sonuçlar arasin- daki ilikilerin önemini anlamaya balar ("ne- densellik"). Bilisel geliimin ikinci aamasi "ilem öncesi dönem- preoperational" olarak ad- landirilir ve genellikle 18 aydan yedi yaa kadar düünme ve sembolik ilevsellik yetilerinin art- masi ve hem dil hem de oyunda kurgusalliin balamasidir. Okul öncesi yillardaki "sihirli düünme" doa olaylarina çok ho açiklama- lar yapmalarina neden olmakla birlikte (örn. "Tanri aladii için yamur yaar"); hastalii, gösterdikleri kötü bir davrania verilen ceza olarak algilamalari riskini de getirmektedir. Bi- lisel geliimin üçüncü dönemi "somut ilemler dönemi- concrete operational" genellikle yedi yatan on bir yaa kadar sürer. Bu dönemde çocuklar amaçlarina mantikli zihinsel açikla- malar yaparak ulaabilirler ve düünceleri ayni anda bir konunun farkli yanlarini kavrayabilme becerilerini yansitmaktadir. Örnein, Piaget'in klasik deneyinde gösterildii gibi okul çai ço- cuklari kisa geni bir kabin dar ve uzun bir kap kadar su alabileceini bilirler. Son olarak erken ergenlik döneminde ya da sonrasinda bilisel geliimin "soyut ilemler dönemi- formal opera- tions" dönemine ulailir. Bu dönemde çocuklar somut dünyada kisitli kalmak yerine onlara düünceleri yönlendirebilme gücünü salayan soyut kavramlar üzerinde akil yürütme bece- risini göstermeye balarlar. Bu beceri yansitici yapidaki bir ergen ya da genç erikinin ahlak, deerler ve felsefi ilkeler üzerinde tutkulu ko- numalar yapabilmesi için gerekli çerçeveyi oluturmasini salamaktadir. language geliimidir. Fiziksel dünya ile ilgili bilgilerinin ortaya çikmasiyla birlikte çocuk- lar iletiim yeterliklerini de gelitirirler çünkü artik basitçe duyduklarini tekrarlayabilme be- cerisinin ötesindeki dil ilevinin altinda yatan kurallari kefedebilmesini salayan içsel be- ceriye sahiptirler. Her ne kadar bu becerilerin genellikle hiç sorgulamadan duyduklarimizi konumak eklinde ortaya çiktii düünülüyor olsa da küçük çocuklarin etraflarindaki kii- lerin sözel ifadelerini ilemleyebildiklerini ve daha önce hiç duymadiklari ekilde önemlidir. olan "konuma-speech" ve altta yatan sembol sistemi olan "dil- language" arasinda farkliliklar olduunu göstermektedir. Yaamin ilk 12 ayin- da bebekler sohbete seçici olarak dikkatini yö- neltmek, karilikli sira almak ve sözel olmayan iaretlerin yorumlanmasi gibi iletiimin sosyal yani ile gittikçe daha fazla ilgilenirken, ünlü harflerin seslerini çikarmaktan (cooing) sessiz harflerin seslerini çikarmaya (babbling) doru ilerlemektedirler. Yaamin ilk yilinin sonunda çocuklarin çou anadillerindeki seslerin tü- münü çikarabilirler ve bazi anlamli sözcükleri söylerler iki lisanin konuulduu çevrede bü- yüyenler hiç zorlanmadan her ikisinin seslerini de bilirler. kinci yil süresince ifade edici dil, (syntax) yeterliin artmasiyla gelimektedir. Üç yaindaki çocuklarin çou düüncelerini kolay anlailir anlatimlarla ifade edebilirler ve be yata kullandiklari dilin yapisi neredeyse eri- kinlerinki kadar gelimitir. ler alanlarindaki yetilerin artmasi olgunlama sürecinin dier önemli konularidir. nsanlar öncelikle, çocua bakim veren kii ile bebek arasindaki bain özellii olan temel karilikli etkileimlerden balayarak youn ayrilma- bi- reyselleme süreci ve çekirdek aile içi balarin, yaitlar arasi ilikilerin ve olgun erikinler ara- si yakinliin gelimesine kadarki tüm süreçte, hisseden ve sosyalleen yaratiklardir. Çocuklar kendilerinin ayri bireyler olduklari duygusunu gelitirirlerken, hem iç dünyalarina hem de di dünyalarina bakma becerisini de gelitirmekte- dirler. yutlari duygulanimin farkina varilmasi ve an- lailmasi, empati kapasitesi ve ahlak duygusu- nun ortaya çikmasi, anlamli ilikiler kurabilme becerisi, kendini algilamasinin ve sosyal baki açisinin genilemesidir. nsanin olgunlama- sini daha iyi kavramamizi salayan en zengin teorik yaklaimlar bu alandaki kiisel yeterli- in altinda yatan sürecin anlailmasi çabasiyla ortaya çikmitir. Erikson erken bebeklik döne- minde temel güvenin salanmasi esasindan, becerilerin artmasi ve kiisel yetkinlik duygu- su, yakin ilikiler ve üretkenliin ard arda gelen zorluklarina doru genileyen yaam boyu psi- kolojik kimliin kavramsallatirilmasini ince- likle gelitirmitir geliim de hem içsel yapisal becerilere (mizaç özellikleri, sosyal ipuçlarina duyarlilik) hem de destekleyici ilikilerin (çekirdek aile içindeki ve diindaki ilikiler) etkisine balidir. yut düünme, duygusal düzenleme ve sosyal duyarlilik gibi farkli alanlarda kendini göster- mektedir. Genel toplumda bu becerilerin düze- yi deikendir ve aileler ya da kültürlere göre bu becerilerin düzeyine verilen deer de farkli- liklar göstermektedir. Rekabetin yüksek olduu bir toplumda doal egemenlik salama dürtüsü youn sosyal ve ekonomik baskilarla abartilir. Bunun aksine hiyerarik olmayan bir kültür- de eitlikçi deerler daha fazla kabul görür ve kiiler arasinda becerilerin farkli düzeylerde olmasi desteklenir. Bu deerlerin çekirdek aile ve kültür araciliiyla nakledilmesi insanlarin birbirine baki açisinin yani sira bireyin ken- dini algilamasinin geliimini de önemli ölçüde etkilemektedir. |