![]() mi, Gaucher hastalii ve Kwashiorkor'u içerir. Periferik yayma (lökositlerdeki vakuollerin görüntülenmesi açisindan), HIV tarama testi, plazma çinko düzeyi, serum linoleik ve arai- donik asit düzeyleri; amino asit ve organik asit profilleri; biyotinidaz aktivitesi; antinükleer antikorlar, SS-A ve SS-B titreleri, immünglobü- lin düzeyleri ve hücre aracilikli immünite test- leri, kemik survey, saç analizi ve deri biyopsisi bu durumlarda yapilmasi gereken laborutuvar tetkikleri arasindadir. an dönemi sonuna kadar netletirilmemelidir. Atopik dermatit tanisinadaki yardimci ipuçlari bez bölgesinin korunmasi, yüz ve ekstansör ve psoriazis ise bez bölgesi ve deri kivrimlarini tutar. nfantil psoriazisin deri lezyonlari sik- likla keskin sinirlidir fakat pullanma belirgin olmayabilir. Bunlara ek olarak iktiyoz ilikili hastaliklar da konjenital eritroderma eklinde kendini gösterebilir. yonlari sifiliz, kizamikçik, koksakivirüs, tok- soplazmozis gibi konjenital enfeksiyonlar; Rh ya da ABO uyumsuzluu; ya da ikiz transfüz- yon sendromundan kaynaklanan intrauterin aneminin sonucu olarak oluan ekstramedüller hematopoezin göstergesidir. Deri biyopsisin- de görülen çekirdekli kirmizi kan hücreleri ile birlikte genellikle dier eritroid seri elemanlari ve bazen de miyeloid öncülleri bu lezyonlari konjenital lösemi, nöroblastom, miyelofibrom ya da damarsal tümörlere ait birikimlerden ayirmaktadir. Enfeksiyöz ya da inflamatuvar vaskülitte de klinik olarak benzer lezyonlar vardir fakat histolojik olarak farklidirlar. Bu tür lezyonlarin sebebi net olmadii zaman deer- lendirme tam kan sayimini, retikülosit sayisini ve periferik yaymayi; karacier fonksiyon test- lerini; kordon kanindaki IgM düzeyini; sifilizi içeren konjenital enfeksiyonlar için anne ve kordon kanini; nazofarinks, rektum ve idrar vi- ral kültürleri; ve bir ya da daha fazla lezyondan olmak üzere deri biyopsisini içermelidir. Epidermisin Hastal¿klar¿ Çeviri: Neslihan Ç¿nar hastaliklari, dermatit veya papüloskuamöz has- taliklar olarak siniflandirilabilir. dermisteki ödemi ifade eder. Ekzema terimi bazen atopik dermatit yerine yanlilikla kul- lanilmasina ramen, birçok primer dermatit ekzematöz niteliktedir. Subkronik veya kronik ekzemalarda ödem azdir, veziküller ise siklikla subkliniktir; fakat akut ekzemada siklikla vezi- küller ve büller görülür. Papüloskuamöz erüp- siyonlar ise üzerinde skuam bulunan eritemli papül ve plaklarin varlii ile karakterizedir. Ekzematöz süreç klinik olarak iltihap veya ku- rutlanma ile kendini gösterir, papüloskuamöz hastaliklarda ise ödem yoktur veya çok azdir ve bunlar klinik olarak kuru olma eilimindedir. çai deri hastaliidir. iddetli kainti, kuru deri, inflamasyon ve sulanti ile karakterizedir. Tipik klinik bulgusu sinirlari belirsiz kepekli, eritemli yama ve plaktir. Kainti sabit bulgudur. Kronik kaima dramatik olarak deri bulgulari- nin (likenifikasyon) ortaya çikmasina neden olur; bazen postinflamatuvar hiperpigmentas- yon ile birliktedir, ancak bazen de kronik ek- zematöz sürecin kendisi hipopigmentasyona neden olabilir. genetik, metabolik, enfeksiyöz ve çevresel fak- törlerin rol oynadii düünülmektedir. Has- talik immün sistemdeki düzensizlikle birlikte epidermal bariyer anormalliklerinin sonucu olarak ortaya çikmaktadir. Bazi atopik der- matit hastalarinda anormal bariyer fonksiyo- nu ile ilikili genetik bir temel olabilecek FLG (filaggrin) geni suçlanmitir; bu gendeki tam mutasyon iktiyozis vulgarise yol açar; skuamli resel pulla çevrili hiperpigmente maküle dikkat ediniz. embolizasyonu ve orta ùiddette tromboz içeren gram-negatif bakteriyel sepsis ile iliùkili inflamatuvar mikroemboliler |