background image
35
Çocuk Geliùimi
"Anne" ve "Baba" olarak belirtilen dier iki daire
çocuun yakin bakim veren çevresindeki her bir
bireyin (çounlukla ebeveynlerinin, ama ayni
zamanda dier bakim verenlerin ve kardelerin)
özelliklerini temsil etmektedir. Her bir üye ara-
sindaki oklar, yakin çevre üyeleri arasindaki ili-
kileri ve etkileimleri ifade etmektedir. Kesien
oklar, her çift arasindaki ilikilerin sistemdeki
dier ilikileri biçimlendirdiini ve etkilediini
simgelemektedir. Yakin çevre, çocuk ile temel
bakim verenler arasindaki ilikiyi, beslenme, ra-
hat ettirme, birlikte oyun oynama ve konuma
gibi günlük etkileimleri içermektedir. Bebein
yakin bakim veren çevresi bolukta varolma-
maktadir. Bu yakin çevre, geni aile, komular,
arkadalardan oluan bir topluluk ve ayrica bir
ülkenin igücü, zenginlii, toplumsal refahi ve
toplumun salii içine yerlemi durumdadir.
Bu "uzak çevre", bakim verenlerin yaama ve
çalima koullarini, sosyal hizmetleri, eitim ve
salik hizmetlerini ve fiziksel çevreyi kapsamak-
ta ve tüm bunlar, çocuun geliimini dorudan
ya da dolayli olarak etkilemektedir. Örnein bir
çocuun, annesi ve babasinin çalima ortami,
ailenin gereksinim ve rollerini desteklemeyen,
stres yaratan bir ortam ise, bu çocuun geliimi
olumsuz etkilenebilir. Biyoekolojik kuram, kli-
nisyenlere, birinci basamak salik hizmeti için-
de, çocuun geliiminin desteklenmesi ve izlen-
mesi sirasinda, çocuun biyolojik, psikolojik ve
sosyal ilevsellii ve ayrica onun yakin ve uzak
çevresindeki devingen süreçlerin hep birlikte ele
alinmasi gerekliliini öretir.
Q GEL¶é¶MSEL R¶SKLER,
KORUYUCU ETMENLER VE
DAYANIKLILIK KAVRAMLARI
Geliimsel risk etmenleri, çocuu ya da yakin
ve uzak bakim çevrelerini zorlayan ve çocuk
geliimi üzerinde olumsuz etkileri olan et-
menlerdir. Bir çocuun yaantisinda, biyolojik
ve psikososyal riskler genellikle birlikte bu-
lunmaktadir. Örnein, düük doum airlii
(biyolojik risk) ile dünyaya gelen çocuklarin
ayni zamanda düük eitim seviyesine sahip
ve yoksulluk içinde yaayan bir annenin bebei
olmasi olasidir. Bu durum, "double jeopardy /
çift e vurgun" olarak adlandirilmaktadir.
13
Risk
etmenlerinin toplam sayisi, süresi ve iddeti ve
bunlara kari dengeleyici, koruyucu etmenle-
rin yeterlilii, çocuun geliimsel durumunu
etkiler.
14
Koruyucu etmenler, yakin ya da uzak
çevrenin, çocuun geliimi üzerinde olumlu et-
kiler salayan yönleridir. Biyoekolojik kurama
örnek olabilecek koruyucu etmenler aaida
siralanmaktadir: (1) çocuun biyopsikososyal
salii ve refahi (çocuun, çevresi ile olumlu
ba kurma, güçlüklerle baa çikma ve güçlükle-
re karin gelime yetenei), (2) efk atli, duygu-
sal olarak yakin, destekleyici ve çocua uygun
uyaranlar sunan bakim verenler ile güvenli, sü-
reen bir iliki, (3) uzak çevrenin yapisindaki
nitelikli salik hizmetleri, çocuk bakimi, eitim
ve sosyal destek sistemlerine eriim.
14
Daya-
niklilik, Rutter tarafindan, "risk deneyimlerine
göreceli bir direnci iaret eden etkileimli bir
kavram ya da stres veya zorluklarin üstesinden
gelme" olarak tanimlanmitir.
15
Dayaniklilik,
genel risk kavramlarindan ve koruyucu etmen-
lerden ayrilmaktadir; çünkü her bir bireyde, o
bireyin güçlüklerin üstesinden gelmesine ola-
nak taniyan farkliliklarini birletirmeyi amaç-
lamaktadir. Dayaniklilik, siklikla bireylerin
içinde barinan, doutan gelen nitelikler olarak
algilanmaktadir. Bu niteliklerin örnekleri, dav-
ranisal, duygusal ve bilisel öz-denetim yete-
nekleri ve yaama yönelik olumlu tutumlardir.
Bu tür nitelikler, her ne kadar kalici, çoklu risk
etmenlerine kari genellikle yeterli olmasa da,
çocuklarin ruh saliklarini ve baarilarini des-
tekleyici olarak gösterilmektedir.
14
Risk etmenlerine yönelik bir yaam-döngüsü
yaklaimi, birinci basamak salik hizmetleri
kapsaminda hangi dönemde hangi risk etmen-
lerine dikkat edilmesi gerektiinin incelenmesi-
ne yardimci olabilir.
ekil 11-2
'de emasi verilen
yaam döngüsü çerçevesinde belirtilen dönem-
lerde, risk etmenleri çocuun geliimini etkiler:
gebelik öncesi dönem, doum öncesi ve doum
dönemi, yenidoan, bebeklik, erken çocukluk,
çocukluk, ergenlik ve genç yetikinlik dönem-
lerini içeren doum sonrasi dönem. Genç ye-
tikinlerin gebelik öncesi döneme girmesiyle
birlikte, yaam döngüsü kuaklararasi hale ge-
lir. Yaam döngüsünün herhangi bir zaman dili-
minde, çocuklari etkileyebilecek risk etmenleri,
eklin ortasina yerletirilmitir. deal olarak, bu
risk etmenlerinin balangiç noktasi kabul edil-
mesi gereken dönem, çocuk sahibi olma fikri-
nin ilk ortaya çiktii, gebelik öncesi dönemdir.
Bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde,
çocuun saliiyla ilikili risk etmenlerinden
bazilari, yetersiz beslenme, demir eksiklii,
kronik enfeksiyon hastaliklari, kronik hastalik-
lar ve air metal ve toksinlere maruz kalmadir.
Çocuun psikolojik kazanimlarina ilikin risk
etmenlerine ise; airi alama, uyku ve beslenme
sorunlarina yol açan kendini düzenleme ilev-
lerinde güçlükler, zor mizaç ve çocuun dier-
leriyle iliki kurma ve örenme becerilerindeki
güçlükler örnek gösterilebilir. Bebeklik ve erken
çocukluk dönemlerinde, yakin çevreye ilikin
riskler, bakim veren çevrenin; balanmada so-
runlar ya da uygun çocuk bakiminin yokluu
gibi, bakimi önemseyen ve destekleyen nitelik-
lerindeki yetersizliklerdir. Koruyucu etmenler,
yaam döngüsünün her dönemini etkilemekte
ve risk etmenlerinin olumsuz etkilerini önle-
yebilmektedir. Birinci basamak salik hizmet-
lerinde, çocuun geliiminin desteklenmesi,
dayanikliliin ve koruyucu etmenlerin güçlen-
dirilmesini ve risk etmenlerinin sayisi, süresi ve
iddetinin azaltilmasini gerektirir.
Q BA´LANMA KURAMI
Bowlby tarafindan gelitirilen balanma kura-
mi, biyoekolojik kuramin esas bileenini daha
yakindan inceleme olanai sunmaktadir.
16
Balanma kuramina göre, tutarli, efk atli ba-
kim içeren temel iliki, çocuun duygularini
düzenlemesine ve dierleriyle ilikilerini kefe-
decei, örenecei ve biçimlendirecei güvenli
bir yapi oluturmasina olanak tanir. Geliim
psikolojisi alanindaki aratirmalar, bakim ve-
rene güvenli balanmanin, yaamin ilerleyen
dönemlerindeki salikli duygusal ve bilisel
ilevsellikle ilikili olduunu göstermektedir.
17
Bu kuram, birinci basamak salik hizmeti mü-
dahalelerinin, bakim veren-çocuk ilikisini gö-
zeterek, anne-babalarin bebeklerinin güvenli
balanma sürecindeki rollerinin desteklenme-
sini amaçlamaktadir. Bu bölümde daha sonra
balanmanin önemi üzerinde durulacaktir.
Q ANNEL¶K DONANIMI
Pediatristlerin ve dier birinci basamak salik
hizmeti verenlerin, anne-babalik rolünü nasil
destekleyebilecekleri, çou toplumda temel ba-
kim veren olan annelerin duygusal gereksinim-
leriyle ilikili baka bir kuramsal yapi ile açik-
lanmaktadir. Bebek geliiminde bir öncü olan
Stern, bir çocuun doumunu izleyen dönem-
de ortaya çikan, annelie ait özgül bir duygusal
geliim devresi tanimlamaktadir.
18
Gebelik ve
bebein doumu ile annenin öncelii, bebei-
nin hayatta kalmasi ve beslenmesini salamak
olacak ekilde deimektedir. Annenin bebe-
inin bakimini yapmasi, balanmasina olanak
tanimakta, bebei herhangi bir bebek olmak-
tan çikarip "onun bebei"ne dönütürmektedir.
Ayni zamanda, annelik rolünü güçlendiren
destekleyici, psikolojik bir sorumluluk çevresi
yaratmaya çalimaktadir. Stern, bu yapiyi "an-
nelik donanimi" olarak isimlendirmektedir.
Annelik donanimi, anne için bu sorumluluk
çevresinin gerçekte bir bileeni olan klinisyene
yardimci olabilir. Annenin yetkinlik duygusu-
nu besleyen ve anneyi güçlendiren yaklaimlar
etkili olacaktir; anneyi eletiren ya da onu ye-
tersiz hissettiren yaklaimlar ise zarar verecek,
ters etki yaratacaktir. Bakim verenlere çocuk
yetitirmede yardimci olma amaçli, iliki te-
melli, destekleyici, eletirel ya da öüt verici
olmayan bir yaklaim, baarili pek çok müda-
halenin temelini oluturmaktadir.
Q GEL¶é¶MSEL S¶N¶RB¶L¶M
ALANINDA YEN¶
ARAéTIRMALAR
Beynin mimarisinin aratirilmasina yönelik
yeni tekniklerdeki gelimelere paralel olarak,
geliimsel sinirbilim alaninda yapilan ara-
tirmalar da hiz kazanmitir. Bu aratirmalar,
yakin ve uzak bakim çevrelerinin çocuun
geliimi üzerindeki rolüne vurgu yapan gele-
neksel kuramlari desteklemektedir.
19,20
Erken
deneyimlerin insan beyninin mimarisini nasil
ekillendirdiini gösteren bu yeni aratirma
akimi, erken dönem deneyimlerinin yaam
boyu etkisinin öneminin kavranmasina olanak
tanimaktadir.