![]() ¾nsan Genetiöinde Anahtar Prensipler Çeviri: Gülen Eda Utine nin genel pediatristin karilamayacai kadar nadir olduu düünülür. Ancak, ABD'de her gün 400'den fazla bebek doum defektleriyle domaktadir ve her be bebek ölümünden biri bunlardan kaynaklanir. Hemen daima, bazi travma vakalari hariç her tibbi durum bireyin genetik zemininden etkilenir. Hastaliin gene- tik temeline dair bilgilerimizdeki hizli ilerle- meler, yüksek verimli genetik testleri olanakli kilan yeni gelien teknolojiyle birletiinde, tip uygulamalarini hizla deitirmektedir. gerçeklere dayanan bilgiler salayan kapsamli veritabanlari ve genetik testlerin ulailabilirlii, yayinlanan derleme makaleler ve internet üze- rinden yaygin ekilde elde edilebilir olmutur. Dolayisiyla, bu kisimdaki izleyen bölümlerin her biri yaklaim üzerine açiklayici örnekler de vererek, önemli temel kavramlari vurgulamak amaciyla yazilmitir. fenilketonüri, akondroplazi) genetik olanlar ve genetik olmayanlar diye ikiye ayrilir; genetik olmayanlar genellikle çevre tarafindan "belir- lenen" hastaliklara deinir (örn., enfeksiyon hastaliklari ve teratojenler). Yine de, gen ve çevre ayirimi büyük ölçüde yapaydir ve bu ikisi arasindaki ayirim gün geçtikçe bulaniklamak- tadir. Tek bir gendeki mutasyonlarla ortaya çi- kan hastaliklar (örn., kistik fibrozis, orak hücre hastalii) çevre tarafindan önemli derecede etkilenebilir, çevresel etkenlerle ortaya çikan hastaliklar da (örn., HIV-1 enfeksiyonuna se- konder oluan AIDS) bazi polimorfizmlerin varliiyla önemli ölçüde modifiye edilebilir. Dier bir deyile, hastaliklarin çounun nede- ni genetik ve çevresel sayilabilir; bazilari çevre tarafindan daha kuvvetli etkilenirken, bazilari genler tarafindan daha kuvvetli bir ekilde et- kilenir. diatrik hastalardaki morbidite ve mortalite- ye önemli ölçüde katkida bulunur. Örnein, ngiltere'deki hastanelerde genetik hastalik- lara balanabilen ölümlerin orani 1914'de %16,5'dan 1976'da %50'ye yükselmitir. Do- um defektleri ABD'de de bebeklik dönemin- deki ölümlerin en bata gelen nedenidir, bebek ölümlerinin %20'sinden fazlasindan sorumlu- dur. Kardiyovasküler malformasyonlar, konje- nital anomalilere bali erken mortalitenin ba- liklarin etiyolojisini anlamamizi kolaylatirdii kadar, 20. yüzyilda enfeksiyon hastaliklarinda- ki ve perinatal mortalitedeki azalmayi da yan- sitir. Toplum çalimalari doum defektlerinin ve genetik bozukluklarin, hastaneye yatilarin %10'undan ve tüm yati masrafl arinin yaklaik %30'undan sorumlu olduunu göstermektedir. Pediatrik dönemdeki hastane bavurularinin yaklaik %7'si tek gen ve kromozom hastalik- lari içindir, ayrica %15-20'si de farkli tiplerdeki konjenital malformasyonlara balidir. Daha- si, çocuklardaki hastane ölümlerinin yaklaik %35'i genetik bir durumdan ve/veya doum defektinden kaynaklanir. laçlardaki yeni ge- limeler doum defektleri ve/veya genetik has- taliklari olan çocuklarin sakalimini oldukça uzatmitir, böylelikle genetik hastaliklari olan büyük çocuklari ve genç erikinleri izleyen pra- tisyenleri de ilgilendirmektedir. SINIFLANMASI olsa, fenotipik bir özelliin tanimlanmasina (örn., zihinsel yetersizlik, kraniyosinostozis) ve bu özelliin "normal" bir özellikten önemli bir sapma gösterip göstermediinin belirlenmesi- ne dayanir. Bir özelliin normal veya anormal sayilmasi (örn., abdominal aortanin orta hatta olmasi, kisa parmaklar) her zaman açikça be- lirli deildir ve karar, kismen de olsa, dier aile Dismorfoloji |