![]() dönemindeki hastaliklar ve fötal hareketlerin olup olmamasi ve kalitesi sorgulanmalidir. Do- um ekli ve doumla ilgili komplikasyonlar ve beraberinde doum airlii ve ba çevresi sor- gulanmalidir. Çocuklarin deerlendirmesinde dikkatli bir geliim öyküsü önemlidir çünkü geliim basamaklarinin gecikmesi yada hafif gerilik nörolojik bir hastaliin erken bulgusu olabilir. Örnein, konuulan dili anlamama ve kullanma yeteneini kaybeden küçük bir ço- cukta nöbetlerle seyreden nadir bir nörolojik bozukluk olan Landau-Kleffner sendromu ola- bilir. Benzer ekilde progresif spastisite, bilinç kaybi ve adrenal yetmezlikle karakterize X'e bali geçen adrenolökodistrofili bir genç erkek çocuk hafif davrani deiiklii ve geliimsel gerilik ile gelebilir. netik geçilidir. Aile öyküsünde, bütün karde- lerin yai ve salik durumu, anne-baba, anne- babanin kardeleri, dede, büyükannenin salik durumu sorgulanmalidir.Aile bireylerinin psikiyatrik bozukluklari ihmal edilmemelidir, yali aile bireylerinde izofreni veya alkolizm olarak deerlendirilen bir çok hastalik daha sonra Huntington hastalii gibi nörodejenera- tif hastalik tanisi almitir. için mutlaka gereklidir ve çounlukla nörolojik hastalik açisindan ipucu verir. Bütün bebekler ve küçük çocuklarin ba çevresi kaydedilmeli- dir. Ba çevresinin küçük yada büyük olmasi intrakraniyal anormallii düündürür. Saç, tir- nak ve cilt inspeksiyonu ile hemen tani konabi- lir (örnein, nörofibromatozis gibi nörokutan hastaliklar). Tuberosklerozun karakteristik cilt lezyonu olan hipopigmente cilt lezyonlarini ortaya çikarmak için Wood iii faydalidir, in- fantil spazm ile gelen her hastada bu test mut- laka yapilmalidir. Akcierler ve solunum ekli- nin muayenesi ile beyin sapi ve nöromuskuler anormallikler dilanabilir. Benzer ekilde, ba- tinda kitle ya da hepatosplenomegali, santral sinir sistemininde içinde yer aldii depo hasta- lii veya metastatik bir kanseri düündürebilir. Ekstremitelerdeki asimetri, atrofi veya hemihi- pertrofiyi düündürebilir ve altta yatan hastali- a dair ipucu verir. pilmali ve öykü ile desteklenmelidir. Nörolojik muayene geleneksel olarak bölümlere ayrilir: mental durum, kraniyospinal muayene, krani- yal sinir muayenesi, motor ve duyu muayenesi, koordinasyon deerlendirmesi ve otonomik fonksiyon deerlendirmesi. Bebek ve küçük çocuklarda muayenede tam bir format olma- yabilir. "Erikin tipi" muayene alama ve tela- a neden olabilir ve kisitli bilgi verir. Çocuklar spontan aktivitelerinde gözlenmelidir. Çocukla oynamak ya da iletiim kurmak bilisel durum, sosyal adaptasyon ve dil deerlendirmesinde en iyi yoldur. Çocuun ziplamasi, komasi, yazi yazmasi, oyuncaklarla oynamasi esnasin- da klinisyen kaba ve ince motor yetileri deer- lendirebilir. Bazi kurgular, hassasiyet ve sabirla, deneyimli bir klinisyen bütün çocuklarda nö- rolojik muayeneyi tamamlayabilir. luu, yüz ve ekstremiteleri hareket ettirmede güçlük ve ari gibi duyusal bozukluklar görü- lebilir. masi ve taninin konulamamasina neden olabi- lir. Örnein; akut romatizmal atein bir bulgu- su olan Sydenheim korede görülen hafif kore, huzursuzluk, yerinde duramama olarak deer- lendirilebilir. Periferik nöropatili bir hasta tibbi muayeneye ataksi nedeni ile gelebilir, propri- osepsiyon dahil ayrintili bir duyu muayenesi yapilmazsa nöropati tanisi konulamayabilir. Esas klinik bulgularin tespitinde ve hastaliin seyrinin deerlendirmesinde tekrarlayan mu- ayeneler gerekebilir," zor bir nörolojik olguda ikinci muayene en yararli testtir"diye bir deyi bulunmaktadir. düünüldü ise, sonraki basamak sinir sistemi- nin hangi bölümünün tutulduunun belirlen- mesidir. Lokalizasyon olarak isimlendirilen bu ilem temel nöroanatominin anlailmasini gerektirir. Genel pratikteki hekimin ilk yap- masi gereken olayin (lezyonun) santral sinir sistemi mi (beyin, beyin sapi) veya periferik sinir sistemine mi (ön boynuz motor nöron, periferik sinir, nöromuskuler kavak ve kas) ait olduunun belirlenmesidir. Bu ayrim sonraki tanisal testlerin yönlendirilmesinde çok önem- lidir, Lokalizasyon klinik nörolojinin yapisini oluturur ve gayretli bir çalimada yillar alir. Karmaikliina ramen, lokalizasyonun bazi temel prensipleri aaida tanimlanmi ve kitabindan uyarlanmitir. kas zedelenmesi o kasin hareketlerini bozar. Nöromuskuler bilekeyi etkileyen hastaliklar, göz hareketlerini salayan kaslarda dahil dif- füz deiken güçsüzlüe sebep olur. Periferik sinir hasari, o sinir tarafindan innerve edilen kaslarda güçsüzlük ve innerve ettii ciltte duyu kaybina sebep olur. Ön boynuz hücrelerinde- ki lezyonlar güçsüzlük ve sonra fasikulasyonla prezente olur. her iki tarafta güçsüzlük ve gövdede horizontal düzeyde duyu kaybina yol açar. Servikal kord veya beyin sapindaki lezyonlarin tipik olarak güçsüzlük ve vücudun bir ya da her iki yariisn- da duyu kaybina neden olur. Alt pons lezyon- lari, baki paralizisi ve/veya periferik fasiyal güçsüzlüe neden olur. Kraniyal sinirlerdeki lezyonlari belirlemek daha kolaydir çünkü yüz yada yüz anomalileri gibi kraniyal sinirler tara- findan gerçekletirilen özellikli fonksiyonlarin gerçekletirilmesini engeller. lezyonlar ataksiye neden olabilir. Talamustaki lezyonlar duyu kaybi ve bellek kaybina yol açar. Hemisferik beyaz cevher lezyonlari güçsüzlük ve görme alani defektine neden olur. Son ola- rak, korteksteki lezyonlar etkilenen bölgeye göre motor, duyusal ve davrani bozuklukla- rina neden olur. Küçük bebek ve çocuklarda, korteksteki lezyonlarin geliim basamaklarin- da gerilik bulgusu verebilir. sini etkileyebildii için, bu hastaliklar benzer bulgu ve semptomlarla prezente olurlar. Ör- nein, serebellar ataksi, genetik bir bozukluk, viral hastalik veya neoplastik bir hastaliin sonucu olabilir. Benzer ekilde, infantil spazm, tuberoskleroz ve hipoksik iskemik ensefalopati yaninda bir çok hastalikta olabilir. Ayirici tani yapabilmek için, klinisyenin bir çok hastaliin klinik ayrintisini, balangiç bulgularini, seyrini ve öyküsünü bilmesi gerekir. Bu ayrintilarin bir çou iyi bilinmektedir; bu bölümde ilerleyen kisimlar gözden geçirilecek ve sonraki bölüm- lerin çatisi oluturulacaktir. |