![]() radyasyon dozu baina ölen hücre miktari ve öldürücü olmayan hasarin onarim hizlari ba- kimindan deiik derecelerde tepki oluturur. Fraksiyon baina daha düük dozlar veya dozun daha düük hizlarda verilmesi daha fazla hüc- renin hayatta kalmasini salar. Çocuklarda bü- yümekte olan dokularin birçou için fraksiyon baina dozun azaltilmasi avantaj oluturur; ay- rimsal etkinin artirilmasi yaninda radyoterapide doz sinirlamalarinin gerekçesi olan geç etkilerin sinirlanmasi salanir. Bir uzun süreli fraksiyone RT kürü sirasinda tümör hücrelerinin olümü reoksijenizasyona yol açar; bu durum hipoksik hücrelerin içsel olarak radyasyona daha az du- yarli olmalari bakimindan önemlidir. Radyasyo- na duyarlatirici ajanlar radyasyonun etkilerini artirmak yaninda hedeflenen hipoksik ama can- li olan göreceli radyorezistan hücrelere etkiyi de artirir. Çou sitotoksik kemoterapi ajaninin belli derecelerde radyasyona duyarlatirici etkisi olup klinik olarak aktinomisin-D, doksorubisin ve sisplatin ile en belirgindir. AKUT TOKS¾S¾TELER¾N ÖNLENMES¾ VE TEDAV¾S¾ revlerinden birisi kanser tedavileri ile ilikili istenmeyen etkilerin üstesinden gelinmesidir. Maalesef, yüksek riskli kanserler için tedavi gören çocuklarin %80'inden fazlasi tedavileri boyunca ciddi, yaami tehdit edici veya ölüm- cül toksisitelerle karilamaktadir. Miyelosup- resyon, bulanti ve kusma yaninda mukozit bir- çok kemoterapi ajani ile ortaya çikmakta olup bazi dier toksisiteler sadece belli ilaçlar ve ilaç gruplari ile gelimektedir. olarak destekleyebilmek destek tedaviler ala- idi. 1980'lerde koloni stimüle edici faktörlerin (G-CSF, GM-CSF) kefi ile birçok hastanin has- taneye yati siklii ve süresi azaldi. Destekleyici tedavilerdeki gelimelere karin, nötropenik ate (38,5°C vücut isisi ve mutlak nötrofil sayisinin 500/mm niyle yatilar tedavilerin sik bir komplikasyonu olup siklikla hastaneye yatirilarak geni spekt- rumlu antibiyotiklerin verilmesini gerektirir. si ve tedavisi için pediatrik onkoloji uzmanlari önemli donanima sahiptir. Tedavinin köe ta- ini 5-hidroksitriptamin-3 (5-HT3) reseptör antagonistlerinin kullanimi oluturur. hibitörü aprepitant'tir .Daha geleneksel emeto- jenik tedavi uygulamalarindan birisi de benzo- diazepam (lorazepam), H1 histamin reseptörü antagonistleri (difenhidramin, hidroksizin) ile bir kortikosteroid olan deksametazon kombi- nasyonudur. Günümüzde dopamin antagonist- leri (droperidol, prometazin, metoklopramid) ekstrapiramidal ve sedatif yan etkileri nedeniy- le daha az siklikla kullanilmaktadir. deil orogastrointestinal mukozayi etkileyen radyasyon tedavileri ile de sik geliir. Mukozite neden olan kemoterapötik ilaçlar arasinda an- timetabolitler olan metotreksat ve 5-florourasil (5-FU), antrasiklinler doksorubisin ve dauno- misin ile bir kamptotesin olan irinotekan (ön- celikle ishale neden olur) sayilmalidir. Tedavi airlikli olarak destekleyicidir. Klinisyenin, ön- celikle arili oral lezyonlara neden olup tedavi ile ilikili mukoziti taklit eden herpes simpleks olmak üzere enfeksiyöz nedenler açisindan her zaman uyanik olmasi gerekir. rilebilen spesifik toksisitelere yol açar. Hemo- rajik sistit oksazofosforinler olan siklofosfamid ve ifosfamide özgü bir toksisitedir. Bu toksik etkiye idrar ile atilan aktive metabolitler ile bi- yolojik olarak aktif yan ürünler (akrolein) ne- den olmaktadir. Kimyasal sistit youn hidras- yon ve mesna'nin (2-merkaptoetan sülfonat) e zamanli verilmesi ile hafifletilebilir. den olabilir. Klinik olarak belirgin kalp yetmez- lii doksorubisin için 450 mg/m için çocuklar daha yüksek risk altinda olup be ya altindaki çocuklar büyük çocuklardan çok daha fazla risk altindadir. Antrasiklin tedavisi verilen çocuklarin kalp fonksiyonlarinin yakin olarak monitörize edilmesi gerekir. ümsüz belirgin nefrotoksisite, ototoksisite ve nörotoksisiteye yol açmaktadir. Nefrotoksisite azotemi ve özellikle hipomagnezemi olmak üzere elektrolit bozukluklari ile kendini göste- rir. Sisplatine bali böbrek hasari kümülatiftir. Tedavi öncesinde hidrasyon yapilmasi, diürez ve klorürezin salanmasi yaninda daha az tok- sik olan doz emalarinin kullanilmasi sisplati- ne bali nefrotoksisitenin siklii ve derecesini azaltmisa da sisplatin alan hastalarin glome- rüler filtrasyon hizinda orta derecede ve kalici azalma yine de olabilmektedir. TOKS¾S¾TELER¾N ÖNLENMES¾ VE TEDAV¾S¾ men gerçeklemekle beraber (mikrosaniye- |