background image
383
Azalm¿ù Perfüzyon ve Dolaù¿m øoku
dar ilaç uygulamaya bali hipoventilasyon ile
mekanik disfonksiyon ve özellikle kas güçsüz-
lüünden ayirt etmek kolay olmasa da klinis-
yenler hastalarda klinik bulgular olmadan da
düük arteryel pH (asidemi) ne zaman olacai
konusunda uyanik olmalidir.
Solunumun kontrolü yenidoanlarda özel-
likle prematür bebeklerde daha büyük çocuk
ve erikinlere göre daha fazla supramedüller
merkezlerin belirgin inhibe edici etkisi altin-
dadir. Bu geliimsel durum niçin yenidoan
bebeklerin yüzeyel solunum veya alveoler hipo-
ventilasyon olduunda apneyle cevap verdiini
açiklamaktadir. Bu ayrica akcierde airi hava-
lanma nedeniyle akcierdeki gerilme reseptör-
lerini aktive (Hering-Breuer refleksi temeline
dayanir) veya bu uyarilar akcier intertisyum
veya havayolu duvarlarinda hastalik olmasi du-
rumunda neden apneik olduunu açiklayabilir.
Belirginlemi inhibitör cevap alveoler hipokse-
mi ve mekanoreseptör uyarilarara bali olarak
artar ve bu durum küçük bebeklerde viral pnö-
moni gibi akcier hastaliklarinda ilk bulgu ola-
rak apnenin ortaya çikmasini açiklamaktadir.
Nadir olarak da solunumun kontrol anoma-
lileri solunumun premotor ainda izole olarak
bulunur. Burada supramedüller uyarici sin-
yallerin solunum kontrolündeki etkisi düük
olmasina bali olarak görülen ve sadece bulgu
olarak özellikle uyku sirasinda olan hipoven-
tilasyon görülür (Ondine'nin laneti). Solunu-
mun sürdürülmemesi daha sik olarak santral
sinir sistemininde beynin supratentoryal alan-
da ve beyin sapindaki dier merkezlerin be-
lirgin olarak disfonksiyonu sonucunda görü-
lür. Medüller nöronal a inspiratuar solunum
kaslarini (örnein diyafram) kontrol etmesi
nedeniyle ve üst havayolunu dilate eden kaslar
(örnein, genioglossus veya krikoaritenoid)
fonksiyonel olarak birbirini tamamlar. Hipo-
ventilasyon siklikla farengial tonusun dümesi
ve glottik obstrüksiyona bali olarak üst hava
yolu obstrüksiyonuyla ilikili olarak görülür.
Horlama (hiriltili), stridor ve inpirasyon sira-
sinda akciere giren havada azalma görülür.
Öksürük ve öürme gibi nöronal refklesler gibi
havayolunu koruyucu mekanizmalar bu ain
bir parçasidir ve genellikle iyi çalimazlar. Bu
durumlarda, havayolu ve bronlarda biriken
mukus ve sekresyonlar havayolu obstrüksiyo-
nunun bir parçasidir. Solunum paterni boyun-
ca amplütid dümesi nedeniyle akcier hacmi
düer, alveoler kollaps kaçinilmaz olarak geli-
ir. Böylece, bu solunum kontrolünde düük-
lük olan hastalarin akcier grafilerinde alveoler
dansite artii (infiltasyon) siklikla görülmez, bu
bulgular birincil akcier hastalii tanisi koyma-
yi zorlatirir.
Q SOLUNUM YETMEZL¶´¶NDE
YÖNET¶M
Mekanik ventilasyon endotrakeal tüp veya
maskeyle uygulanabilir ve solunum yetmezli-
i gelien veya gelimek üzere olan hastalarda
bozulan gaz dengesini düzeltmede ve hastanin
solunum i yükünü azaltmada tek yoldur. Me-
kanik destein fizyolojik temelleri ve pratik uy-
gulamalarinin deiik teknikleri Bölüm 109'da
verilmitir.
Solunum disfonksiyonu olan hastalarda so-
lunum sikintisinin nedeni veya disfonksiyonu-
na neden olan mekanizmalar erken dönemde
tedavi edilirse solunum fonksiyonlari iyi bir
ekilde korunur. Örnein, akcier ödemine ne-
den olan sol ventrikül disfonksiyonu diüretik ve
eer gerekliyse inotroplarla en iyi ekilde tedavi
edilirse solunum fonksiyonlari düzelir. Bakte-
riyel pnömonilerde etkene uygun antibiyotik
kullanilmasi halinde de ayni ekilde düzelir.
Hayati tehdit eden üst havayolu obstrüksiyonu
olan hastalarda da, obstrüksiyon olan kisim
endotrakeal entübasyon ve dier yöntemlerle
geçilirse hastanin solunum disfonksiyonu dü-
zelir. Bununla birlikte etyolojiye ve mekaniz-
maya yönelik tedavi yaklaimlari bazen neden
çok belirgin deilse zaman alabilir. Bu gibi du-
rumlarda, tedavi hastanin komforunu en az et-
kilemeli, ari olmamali, komplikasyona neden
olmamali ve gaz deiimini garanti etmelidir.
Nadiren, bu basit uygulamalar ve önlemlerle
solunum sisteminin verimlilii arttirilmitir.
Örnein ciddi ortopnesi olan hastalarda ya-
tain bainin kaldirilmasi hava yolu direncini
azaltir ve diyafram liflerinin kasilma genilii
ve gücü artar böylece hasta stabil olmayan hal-
den stabil hale gelebilir. Asiti olan hastalarda
asit boaltilirsa hareket kisitlamasi ortadan kal-
kar böylece diyaframin kasilma gücü artar ve
akcierde ekspirasyon sonundaki akcier hac-
mi artar. Krup veya epiglotiti olan hastalarda
stres, korku ve ani hareketlerden kaçinilmali,
bunun yaninda klinisyen trakeanin güvenli bir
ekilde entübasyonuna hazirlanirken hastanin
avantajli solunum paternini kullanmasina izin
verilmelidir.
Solunum yetmezliindeki tüm deiiklikler
içinde hipoksemi belirgin ekilde en önem-
li hayati tehdit eden nedendir. Her klinisyen
solunum sikintisi olan çocuklarda kan gazlari
elde edilinceye kadar gecikmeden oksijen uy-
gulamanin güvenli bir uygulama olduunu
unutmamalidir. Hiperoksi pulmoner vazodi-
latasyon yaparak sistemik dolaimdaki kan
akiminin pulmoner dolaima yönelttii geni
soldan saa antlarda (örnein, geni ventrikü-
ler septal defek, hipoplastik sol kalp sendromu)
veya duktus baimli hastalii olan yenidoan-
larda duktus arteriozisunda konstriksiyona ne-
den olduu durumlarda oksijen uygulamalari-
na istisna olarak dikkatli olunmalidir. Oksijen
deiik yöntemlerle uygulanabilir. Nazal kanül
bütün ya gruplarinda sikça kullanilmaktadir
ve genellikle infant ve okul çaindaki çocuklar-
da iyi tolere edilir. Ancak nazal kanül verilen
havadaki oksijenizasyonunu yeterince arttir-
mamasi, nemlendirememesi ve aizdan nefes
alan hastalarda da yararli olmamasi nedeniyle
kullanimi sinirlanmaktadir. Balik (Hood) ok-
sijen konsantrasyonunu %100'e kadar çikarta-
bilir, ancak kullanisizdir ve küçük çocuklarin
hayatini tehdit eder. Daha büyük çocuklarda
maskeler ve yüz çadirlari daha iyi tolere edilir.
Eer bu aletler büyük rezervuara sahip ve tek
ekshalasyon yolu valfi varsa (geri solumasiz
maske), bu iki aletin hood kadar oksijen sunu-
mu salama kapasitesi vardir.
KAYNAKLAR
Kaynaklar için DVD'ye bakiniz.
BÖLÜM 103
Azalm¿ù Perfüzyon
ve Dolaù¿m øoku
George E. Lister
Çeviri: øule Ünal
Sistemik perfüzyon bebek ve çocuu etkile-
yen çok çeitli olaylar ve hastaliklar nedeniyle
azalabilir. Eer perfüzyondaki azalma derhal
farkedilip uygun önlemler alinmazsa, hayati
tehdit edebilecek bir durum olan dolaim o-
kuna hizli bir ilerleme olur. Dolaim fonksi-
yonlarini kontrol eden regülatuvar mekaniz-
malar her yata ayni olmakla birlikte, bebek ve
küçük çocuklari bazi geliimsel özellikleri oka
daha yatkin hale getirmektedir: (1) Bebekler-
deki yüksek vücut yüzey alani:kitle orani ate,
hipermetabolizma ya da kuru havalarda daha
fazla insensibil sivi kaybina neden olur; (2)
suya serbest ulaimlarinin olmayii bebeklerin
sivi açiklarini kapatmada onlari engeller; (3)
belirli patojenlere maruz kalma ve hizli ilerle-
yici enfeksiyonlara meyil küçük bebekleri sep-
tisemiye yatkin kilar; (4) duktus arteriozusun
perinatal dönemde kapanmasi aortik stenoz ya
da koarktasyon varliinda zaten az olan siste-
mik perfüzyonun daha da kötülemesine ne-
den olabilir. Azalmi perfüzyonu olan hastayi
muayene eden klinisyen hizli ve ayrintili bir