background image
775
Allerjik Rinit ve Konjunktivit
yinde bulunan spesifik reseptörlere balanarak
idare eder. Bugüne kadar G proteini ile ele-
mi reseptör ailesine ait 4 tip histamin reseptö-
rü tanimlanmitir: H1, H2, H3 ve H4. H1 (ve
daha az oranda H2) reseptörü aracilii ile ile-
tilen sinyaller deri, havayolu ve gastrointestinal
sistemdeki allerjik hastaliklarin akut semptom
ve bulgularina aracilik ederken H1 ve H4, enf-
lamatuar hücrelerin allerjik enflamasyon böl-
gelerinde toplanmasina katkida bulunur.
Histamin reseptör antagonistleri allerjik bo-
zukluklarin tedavisinde sikça kullanilmaktadir.
Oral bir H1 antihistaminik ile erken tedavi
konjunktiva, burun, alt havayollari ve deride-
ki erken yanitlari azaltir ve ilacin allerjik yanit
sürecinde uygulanmasi, semptomlarin akut al-
lerjik enflamasyon ile tetiklenmesini engeller.
Etkinin balamasi 1 ila 3 saat içinde olur. Daha
yeni H1 antihistaminiklerin uzun yari ömrü
vardir ve günde bir veya iki kez uygulanabi-
lirler, ancak dierlerinin etkinliklerini idame
ettirebilmeleri için günde birkaç kez uygulan-
malari gerekir. Klinik etkinlik salayan dozlara
kari tolerans gelimez ancak dier mediatörler
(lökotrienler, nöropeptidler, vb.) devreye gir-
diinde semptom rahatlamasi yetersiz olabilir.
Bu durum siklikla olgularin çounun antihis-
taminiklere dirençli olduu atopik dermatit
kaintisinda görülür.
Tüm dünyada 40'tan fazla H1 antagonis-
ti vardir. Farkli kimyasal yapidaki bu ajanlar,
süt çocuu ve çocuklarda genellikle etkilidir
ve kullanimlari güvenlidir.
11
Ancak bunlar
birbirleriyle deitirilemezler ve güvenlik pro-
filleri ajandan ajana deiir. Birinci kuak H1
blokörleri (ör, bromfeniramin, siproheptadin,
klorfeniramin, hidroksizin ve prometazin) li-
pofiliktir ve SSS'ye geçerek sedasyon veya bazi
hastalarda paradoksal uyarilmaya yol açarlar.
Bu ilaçlar anne sütüne geçerler ve anne sütü ile
beslenen süt çocuklarinda uyku hali veya so-
lunum depresyonu yapabildikleri bildirilmitir.
Bu nedenle, birincil amacin sedasyon olmadii
durumlarda, SSS'ye zayif penetre olan 2.kuak
H1 antihistaminikleri tercih edilmelidir.
Lökotrien Reseptör
Antagonistleri
Lökotrienler, beyaz küreler tarafindan çeitli
enflamatuar uyaranlara yanit olarak sentezle-
nen 5-lipooksijenaz yolai ürünleridir. Bu ai-
lenin içinde sisteinil lökotrienler (LTC4, LTD4
ve LTE4), anafilaksinin yava reaksiyon veren
maddesi olarak bilinen biyolojik aktiviteden
sorumludur. Lökotrien reseptörleri (BLT1 ve
2, CysLT1 ve 2) hemopoetik hücreler, düz kas
hücreleri ve epitel gibi pek çok biyolojik fonksi-
yonlara aracilik yaptiklari çeitli dokularda bu-
lunurlar. Allerjik hastalia özgü olarak lökot-
rienler, allerjik enflamasyonda yer alan bütün
beyaz kürelerin migrasyon ve aktivasyonunu
uyarirlar.
Çeitli çalimalar, lökotrien reseptör antago-
nistlerinin (LTRA) astim tedavisindeki etkin-
liini göstermitir. Bu grupta en çok çaliilmi
ilaç, 12 aylik ve daha büyük çocuklarda astim
tedavisi için ve 6 aylik süt çocuklarindan iti-
baren perennial allerjik rinit semptomlarinin
rahatlamasi için onaylanmi olan montelukast-
tir.
12
Tek ilaç olarak LTRA'lar, allerjik rinit veya
astim tedavisinde nazal veya inhale steroidler-
den daha az etkilidir. Ayrica LTRA'lara klinik
yanit, kismen genetik faktörler nedeniyle, tam
olarak öngörülemez. Bu nedenlerle, lökotri-
en reseptör antagonistlerinin güvenlik profili
onlari steroid alamayan veya yan etkilerinden
çekinilen hastalarda uygun bir alternatif yapar.
Atopik dermatit ve ürtiker gibi dier allerjik
bozukluklarda LTRA'larin etkin olabilecei dü-
ünülmü ancak gösterilememitir.
Q ALLERJEN SPES¶F¶K
¶MMÜNOTERAP¶
Allerjen spesifik subkutan immünoterapi
(SCIT) 1950'lerin sonundan itibaren uygulan-
maya balanmitir ve allerjik havayolu hastalii
ve böcek venom allerjisinin tedavisinde etkili
olduu açik ekilde kanitlanmitir. u anda,
immün yaniti tolere eden bir duruma yönlen-
direrek allerjik rinokonjunktivitin gidiatini
potansiyel olarak deitiren tek tedavi yöntemi
SCIT'tir ve klinik faydalari tedavi kesilmesin-
den yillar sonra devam edebilir.
13
Allerjik rinit
için allerjen immünoterapisi, monosensitize
çocuklarda yeni allerjenlere duyarlanma ge-
liimini baskilar ve allerjik rinitli çocuklarda
astim riskini azaltir.
Subkutan immünoterapinin maliyeti far-
makoterapi ile kiyaslanabilir ancak zaman ve
kaynak gerektiren bir tedavi olup hasta açisin-
dan uzun dönem (en az 2 yil) uyum gerektirir.
Çocuklarda siklikla ine korkusu subkutan en-
jeksiyonlara kari bir çekince yaratmitir. En-
jeksiyon dii yollar (sublingual immünoterapi)
Avrupa'da yillardir kullanimdadir ve erikinler-
de allerjik rinokonjunktivit tedavisinde etkili-
dir. Çocuklardaki kanitlar ümit verici olmakla
beraber halen kesin deildir.
14
KAYNAKLAR
Kaynaklar için DVD'ye bakiniz.
BÖLÜM 192
Allerjik Rinit ve
Konjunktivit
Maria Garcia-Lloret
Çeviri: A. Betül Büyüktiryaki
Allerjik rinit, genetik olarak yatkin bireylerde
hava kökenli allerjenlere kari IgE duyarlili-
indan kaynaklanan üst hava yollarinin kro-
nik enflamatuar hastaliidir. Amerika Birleik
Devletler'de allerjik rinokonjunktivit (ARK)
semptomlari %20 ve %30 arasinda erikinleri ve
çocuklarin %40 kadarini etkilemektedir. Klinik
sunumu karakteristik olarak hapirik, burun ti-
kaniklii ve burun akintisi ile ilikilidir. Allerjik
riniti olan hastalarin büyük çounluu göz bul-
gulari (yani, kaintili/akintili göz) gösterir veya
ikayet ederler, bu nedenle daha çok allerjik ri-
nokonjunktivit olarak ifade edilir. Alt solunum
yollari siklikla tutulur: ARK'li hastalarin %40
kadari ayni zamanda astimdan yakinirlar ve
birçou bronial hiperreaktive kaniti gösterir-
ler. Allerjik rinit çocuun yaam kalitesini etki-
leyebilmekte ve uyku bozukluklari ve örenme
güçlüü gibi durumlarla ilikili olabilmektedir.
Allerjik rinit, semptomun ortaya çiki za-
mani veya devam etme süresine bali olarak
mevsimsel veya pereniyal (yil boyu süren) tip-
ler olarak alt siniflara ayrilir. Sadece bahar ve
yazin görülen mevsimsel semptomlar klasik
saman nezlesi (pollinozis) olarak anilirken yil
boyu var olan ev tozu akari ve kedi tüyü gibi
allerjenlere kari oluan allerjik yanit pereniyal
allerjik rinite neden olmaktadir.
EP¾DEM¾YOLOJ¾
Tüm dünyada allerjik rinokonjunktivit (ARK)
prevalansinda geni bir farklilik vardir.
1
Pediat-
rik ya grubunda rakamlar 6-7 yalarinda %0.8
ile %14.9, 13-14 yalarinda ise %1.4 ile %39.7
araliinda siralanmaktadir. Görülen bu farkli-
liin arkasindaki nedenler tam olarak anlaila-
mamitir ancak çevresel ve genetik faktörlerin
birlikte rol oynamasi olasidir. Dier allerjik has-
taliklar gibi özellikle endüstrilemi ülkelerde
ARK prevalansinda arti olduu görülmektedir
ve aslinda `uygarlik hastalii' olarak isimlendi-
rilmektedir. Allerjik rinit risk faktörleri arasin-
da ailede atopi öyküsü, yüksek sosyoekonomik
düzey ve duyarlilik kaniti olmasi yer alir.
Aeroallerjen duyarlilii özellikle atopik aile
öyküsü olan çocuklarda yaamin ilk 2 yili içeri-
sinde meydana gelebilir ancak mevsimsel aller-
jik rinitin klasik bulgulari 2 ila 7 yaina kadar
genellikle gelimez.