"çift vuru hipotezini" önerdi. tümör geliimi için gereklidir. Herediter tümör- lerde bir mutant allel kalitsal olarak germ hüc- relerinde aktarilir, dieri ise siklikla bir gene delesyonu olmak üzere somatik bir olay sonucu inaktive olur. Sporadik tümörlerde her iki allel- de somatik hücrelerde inaktive olur ve daha geç balayan tek tarafli tümörlere yol açar. lelinin fonksiyon kaybinin gösterilmesi varlii larinda, geni bir spektrumda dier tümörlerde mutasyona urami ya da delesyon olmutur. kak tipi allelin eliminasyonunda birkaç genetik mekanizmanin rol oynadii düünülmütür. Bunlar kromozomal duplikasyon veya ayrilma- ma, mitotik rekombinasyon ya da gen konver- siyonudur. küler kontrol mekanizmasi olarak görev yapar. lece tümör oluumuna katki salar. le G1 fazindan S fazina (DNA sentezi) geçite önemli bir rol oynar. tümör balamasina yol açar. Retina diinda, RB1 inaktivasyonu siklikla multipl genetik olaylarin oluturduu tümör oluumunda hiz sinirlayici bir basamaktir ve bu defektler - RB1 geninin olmadii farelerin gestasyonun 16. gününe kadar canli kalabildii bulgusu ile birlikte- Rb'nin hücre siklusunun kendisinin kontrolünden ziyade etkilenen dokunun fark- lilamasinda kritik bir rolünün olduunu dü- ündürür. onun balandiklari yapilar ve dier hücre sik- lusu hedefleri arasindaki fonksiyonel etkileim güncel tedavileri tamamlayacak olan yeni kü- çük moleküler tedavilerin aratirlmasina yöne- lik firsatlar sunacaktir. B¾R TÜMÖR SUPRESSOR MODEL¾ lastoma immatür böbrek artiklarindan köken alan embriyonik bir kanserdir. genetik yatkinlik iki farkli sendromda gözlenir; birincisi ürogenital malformasyonlarin gözlen- dii WAGR (Wilms tümörü, aniridia, genitoüri- ner anomaliler, mental retardasyon), ikincisi ise Denys-Drash sendromu (DDS) oynayan özel genlerle ilikilidir. lidir. Ek olarak, sporadik ve herediter Wilms tümörü WT1 geninin etkilendii durumlar ta- nimlanmitir. WT1 lokusunda tümör spesifik delesyonlar tanimlanmi olup, bu allelin bazi Wilms tümörlerinin patogenezinde spesifik olarak inaktive olduunu düündürür. mutasyonlari bulunur. organlardaki geliim anomalisi olanlarda da gözlenmitir. 11 no'lu kromozomun kisa kolunda telomerik WT1'de, 11p15'de böyle bir lokus daha bulu- nur. Bu gen WT2 geni olarak isimlendirilir ve BWS ile birliktelik gösterir. gösterdii halde, Wilms tümöründe genetik deiiklikliklerin spektrumu retinoblastoma'da olandan farklidir. Retinoblastoma'da tek gen mutasyonu olup, hücre siklusunun yolai ile fonksiyon gösterir, halbuki Wilms tümörigene- zisinde bir dizi genetik olay gereklidir. TÜMÖRLER¾: NÖROBLASTOMA togenetik anormallikler vardir. lundaki yeniden düzenlenmedir. kromozomlar) kayip, kazanç ve yeniden dü- zenlenmeler bildirilmitir. tir. kasyonudur ve tümörün hizli seyri gözlenir. artmitir, diferansiye tümörlerde (ganglionö- roblastoma ve ganglionöroma) ise kopye sayisi daha azdir (veya tek kopyedir). Ayrica N-myc amplifikasyonu ile klinik evre arasinda bir korelasyon vardir. lilamasi ile ilikilidir. hizlarinda iyilemesinin temelinde bu gözlem bulunmaktadir. nöroblastoma geni taninmlanmitir. Yüksek çiktili yaygin genom mikroarray analizi kulla- nilarak tanimlanan bu gen ALK'dir ve anaplas- tik büyük hücreli lenfomalarda karakteristik olan tirozin kinaz assosiye t(2;5)'dir. Sporadik nöroblastomalarda bu genin somatik mutas- yonlarin tanimlanmi olmasi tümörigeneziste bu genin önemini göstermektedir. için umut verici firsatlar sunmaktadir. TRANSLOKASYONLAR- EW¾NG SARKOMU VE PR¾M¾T¾F NÖROEKTODERMAL TÜMÖRLERDE FÜZYON PROTE¾NLER¾N¾N ROLÜ Ewing sarokomlarinda (PPNET/ES) siklikla görülen öenmli bir kromozom translokasyo- nu t(11;22)(q23;q12)'dir. (EWS) 5' ucu ile ve 11 no'lu kromozomdaki Fli- 1, ETS transkripsiyon ailesinin insan homolo- gunun 3'ucu arasindaki bir frame-füzyondur. dii düünülen insülin benzeri büyüme faktörü reseptörü 1'dir (IGF-IR). ve ESFT füzyon proteininin ekspresyonunun prognostik önemi vardir. olduu halde, bunun nükleustaki sekestras- yonu nükleer fraksiyona yönelik antikorlar gibi etkin ajanlar oluturulmasini da tevik etmektedir. Böylece IGF-1 inhibitörleri umut vermektedir. |