background image
1371
Gastrointestinal Sistemin Normal Yap¿s¿ ve Fonksiyonu
dinasyonu beyin sapinda yutma merkezi olarak
bilinen bir bölge tarafindan gerçekletirilir. Bu
bölgeden çikan somatik motor ve viseral motor
lifler vagus siniri boyunca uzanarak ösefagus
motilitesini kontrol eder.
Posterior yutak kaslari kasilmadan kisa süre
önce üst ösefagus sfinkteri geveyerek lokma-
nin geçmesini salar ve ardindan dinlenme
tonusuna geri döner. Peristaltik dalga lokmayi
ösefagusun distaline doru saniyede 2-6 cm.
hizla iter; bu ekilde lokmanin mideye ula-
masi 10 saniye sürmektedir. Lokmanin distal
ösefagusa ulamasiyla alt ösefagus sfinkteri
geçici olarak gever ve lokma geçtikten sonra
bazal tonusuna geri döner. Faringeal kasilma-
lari izleyen peristaltik dalga birincil peristalsis
olarak adlandirilir (ek. 393-1). Yiyecek ya da
mide içeriinin reflüsü ösefagusu geniletti-
inde ikincil bir peristaltik dalga ösefagustaki
materyalin temizlenmesini salar.
Q GASTR¶K MOT¶L¶TE
Yemekten sonra midedeki besinler asit, pepsin
ve mide kaslarinin fiziksel aktivitesi sonucun-
da sindirilir. Midenin farkli anatomik bölgele-
rinin kendilerine özgü ilevleri bulunmakta-
dir. En proksimal bölge yiyecei geçici olarak
depolar, karitirilmasina çok az yardimcidir.
Buna karilik distal bölgeler peristaltik dalga-
larla yiyecein az bir bölümünün antegrad ola-
rak duodenuma atilmasini, çounun ise mide
gövdesinin ortasina geri gönderilmesini sa-
lar. Yineleyen bu ileri ve geri hareketler mide
içindeki yiyeceklerin boyutunu küçültür. Mide
boalmasinin düzenlenmesi karmaik olup
proksimal midenin uyumu, distal gövdede ka-
silma kuvvetindeki artilar ve pilor çapinin dü-
zenlenmesi gibi etkenlerin bileimine balidir
(407. Bölüm'e bakiniz).
Q ¶NCE BA´IRSAK MOT¶L¶TES¶
nce bairsakta farkli kasilma tipleri görülür;
bu kasilmalar üç genel kategoriye ayrilabi-
lir: segmental, peristaltik ve göç eden motor
kompleksi (migrating motor complex, MMC).
Kasilmalar (MMC diinda) çounlukla bölge-
sel olup 1-4 cm uzunluundaki segmentleri
kapsayan, saniyede be kasilma sikliindadir
(bu siklik saniyede 1-45 arasinda deiebilir).
Segmentasyon lümendeki materyali her iki
yöne doru iten lokalize kasilmalar eklinde
olup besinlerin karitirilmasini ve besin mad-
delerinin epitel yüzeyiyle temasinin uzamasini
salamaktadir. Distansiyona kari lokal bir ya-
nit olan itici kasilmalar lümen içi materyalin
anüse doru ilerlemesinden esas sorumludur.
MMC'ler açlik sirasinda oluur ve sindirilme-
mi materyalin ince bairsak boyunca süpürü-
lüp kolona ilerlemesini salar, ince bairsakta-
ki bakteri sayisinin düük düzeyde tutulmasini
salar. Beslenme MMC kasilmalarini inhibe
eder ve daha sürekli segmental kasilmalar
örüntüsünün olumasini salar (407. Bölüm'e
bakiniz).
Q KOLON¶K VE ANOREKTAL
FONKS¶YON
Kolon kasilmalari lümen içeriini karitirarak
sivi emiliminin artmasini salar. Beslenme
ve uykudan uyanma sonrasinda ortaya çikan
geni ve yüksek-iddetli kasilmalar dikinin
rektuma doru ilerlemesini salar. Rektumda,
proksimal bölgelerin sik segmental kasilmalari
nedeniyle normalde az miktarda diki bulunur.
Rektumun aralikli olarak dolmasi dikilama
hissini ve iç anal sfinkterin gevemesini uyarir
(rektosfinkterik refleks).
Dikilama istemli ve istemsiz eylemlerin
bileiminden oluur. Rektal genileme diki-
lamayla sonuçlandiinda distal kolon, sigmo-
id ve rektum kaslari kasilirken iç ve di anal
sfinkterler gever. Rektumun boaltilmasi, di-
yafram ve karin kaslarinin kasilmasi, üst hava
yolunun kapatilmasi (Valsalva manevrasi) ve
pelvik tabanin aai hareketiyle salanan karin
içi basincin artmasiyla kolaylair. (386 ve 407.
Bölümlere bakiniz).
GASTRO¾NTEST¾NAL
S¾STEM¾N ¾MMÜNOLOJ¾K
FONKS¾YONLARI
Gastrointestinal sistem di çevreyle süreklilik
halinde olup aralarinda tüketilen yiyecekler ve
onlarin sindirim ürünleri, infeksiyöz patojen-
ler ve patojenik olmayan mikroorganizmalarin
da yer aldii birçok yabanci antijene maruz
kalmaktadir. mmün sistem normal çalitiin-
da patojenik olmayan mikroorganizmalar ve
yiyecek antijenleri etkin bir ekilde göz ardi
edilmekte ve patojenler kendini sinirlayan bir
baiiklik yaniti tarafindan nötralize edilmek-
tedir. Lümen içerii mukoza tarafindan iki ayri
yolla sürekli izlenmektedir: enterosit yolai ve
mikrofold (M-hücresi) yolai. Savunma sis-
temleri ilevsel siniflara ayrilabilir: (1) fiziksel-
kimyasal bariyer, (2) doal baiiklik sistemi
(innate imünite), (3) adaptif baiiklik sistemi
ve (4) kommensal mikrobiyal ekosistem.
Q F¶Z¶KSEL-K¶MYASAL
BAR¶YER
Midenin asit içerii, antijenlerin pankreas sal-
gilari tarafindan proteolizi ve peristalsis, anti-
jen ya da mikroorganizmalari ya inaktive eder
ya da vücuttan uzaklatirir.
19
Bunlarin yani sira
epitel yüzeyindeki mukus bakteri ve antijenle-
rin epitele yapimasini engeller. Bairsak epite-
li vücudun içiyle di çevre arasinda fiziksel bir
engel de oluturur.
Q DO´AL BA´IéIKLIK S¶STEM¶
Doal baiiklik sistemi, konakçiyi özgül olma-
yan biçimde enfeksiyona kari savunan hücre
ve mekanizmalardan oluur. Epitel hücreleri,
patojenik bakterileri patojenik olmayanlardan
ayirt etmek için iki farkli molekül ailesi kulla-
nir. Bunlar örüntü-taniyan reseptörler, toll-like
reseptörler (TLR) ve nükleotid-balayici oligo-
merizasyon domain (NOD) aileleridir. TLR'ler
patojenik bakteriler için tipik olan örüntüleri
tanir ve makrofajlarin, tümör nekrozis faktör
gibi, proinflamatuvar sitokin üretimini uyarir-
lar. NOD proteinleri hücre içi bakteriyel bile-
enleri tanirlar.
Bairsain mikrobiyal çevresi ayni zaman-
da mukozadan salgilanan defensin adi verilen
antimikrobiyal peptidler tarafindan düzenle-
nir.
20,21
Bu peptidler genom tarafindan kodla-
nir ve ince bairsak boyunca Lieberkühn kript-
lerinin tabaninda bulunan salgi yapici epitel
hücreleri grubunda yer alan Paneth hücrelerin-
de eksprese edilir. Defensinler bakteri duvarina
hasar vererek hücre ölümüne neden olur.
Q ADAPT¶F BA´IéIKLIK
S¶STEM¶
Adaptif baiiklik sistemi özgül patojenleri ta-
niyan, animsayan ve patojenle her karilaildi-
inda yanit veren hücrelerden oluur. Lenfoid
dokular lamina propria boyunca yaygin olarak
dailmi ve ayrica Peyer plaklarinda yer alan
epitel-ilikili foliküllerde organize olmutur.
22
Bu foliküllerin üzerinde özel bir epitel hücresi
olan ve lüminal antijenlerin alinmasi ve örnek-
lenmesinde rol oynayan M (mikrofold) hücre-
leri yer alir. Antijenler M hücreleri tarafindan
alinir ve salam olarak mukoza-ilikili lenfoid
dokuya tainir. Antijenler daha sonra dendritik
hücreler ya da makrofajlar tarafindan alinarak
ilenir ve epitoplari T hücrelerine sunar. Uya-
rilmi olan B ve T hücreleri lenf dolaimina
katilarak periferik dolaima ulair, ardindan
bairsain lamina propriasi ve dier ekzokrin
dokulara dailirlar. Seçilmi B-hücre klonlari
plazma hücrelerine dönüür ve gastrointestinal
sistem lümenine IgA ya da IgM salgilar.
Oral tolerans, sadece gastrointestinal kanalin
baiiklik sistemine özgü olan, önceden kari-
lailan bir besin antijenine kari immünolojik
bir yanitsizlik durumudur. Çözünür bir protein
antijeninin gastrointestinal sisteme sunulmasi
daha sonradan bu antijenle karilaildiinda
sistemik IgM, IgG ve IgE antikor yanitlarini ve
hücre-aracili baiiklik yanitini baskilayabilir.
Bu mekanizma yiyeceklerde bulunan çözünür
antijenlerin birçouna kari geliebilecek olan
airi duyarlilik reaksiyonlarini engellerken di-