karfl>m>za ç>kan kronik sistemik bir hastal>kt>r. Halihaz>rda dünyada 150 milyon civar>nda diabetik hasta oldu¤u, artma trendi bu flekilde oldu¤u taktirde 2025 y>l>nda bu say>n>n ikiye katlanarak 300 milyona ulaflaca¤> tahmin edilmektedir. Son dekatlarda hastal>¤>n tedavisiyle ilgili yeni geliflmelerin de kat- k>s>yla diabetik hastalar>n yaflam süresindeki uzama, özellikle kronik geç komplikasyonlar>n ortaya ç>kma riskini de art>r- maktad>r. Bundan dolay>d>r ki hastalar>n cerrahi bir giriflim ge- rektirmeleri de daha olas> hale gelmektedir. Nitekim, diabet hastalar>n>n hayatlar> boyunca %50'lere varan de¤erlerde cer- rahi ile karfl>laflma riskleri vard>r (1). Amerika Birleflik Devlet- leri'nde 1980 y>l>nda yap>lan tüm kardiovasküler cerrahi giri- flimlerin %11.3'ü diabetik, buna karfl>n %4.3'ü ise diabetik ol- mayan populasyonu kapsam>flt>r. Oftalmolojik giriflimlerde ise yine diabet lehine (%5.5 vs. %3.3) bir fazlal>k söz konusudur. lerinin perioperatif dönemde bozulma e¤ilimidir. Bu dönem- de ortaya ç>kabilecek akut metabolik dekompanzasyonlar, mortalite ve morbiditenin artmas>na önemli katk>da buluna- bilirler. Nitekim diabetik hastalar>n perioperatif dönemde komplikasyon geliflme riskleri artm>flt>r (2,3). Bu hastalar cer- rahi s>ras>nda ve sonras>nda artm>fl enfeksiyöz, metabolik, re- nal ve kardiyak komplikasyon riski ile karfl> karfl>yad>rlar (4,5).Cerrahiye gidecek diabet hastas>nda primer amaç, komplikasyonsuz güvenli bir cerrahi geçirmektir. Bu aç>dan dahiliye uzman> ya da endokrinolog ile cerrahi ekip (cerrah ve anestezist) aras>ndaki iletiflim ve koordinasyon oldukça önem tafl>r. ACTH, glukagon, kortizol, epinefrin ve büyüme hormonu sa- l>n>m>nda ciddi art>fllara yol açar (2,6) Bunun net sonucu da insülin direnci, hiperglisemi, serbest ya¤ asidlerinde art>fl ve sonuçta diabetik ketozise meyildir (6,7). Bu hormonlardaki art>fl miktar>; diyabet tipi, perioperatif diyabet kontrolü, cerra- hi giriflimin a¤>rl>¤> ve efllik eden komplikasyonlar>n>n varl>¤> ile alakal>d>r. Ayr>ca cerrahinin elektif veya acil olmas> bu me- tabolik de¤iflikliklerin derecesini etkilemektedir. Tip 1 diabe- tiklerde a¤>rl>kl> olarak diabetik ketoasidoz ortaya ç>karken, özellikle hipovoleminin ön planda oldu¤u ve yeterli s>v> rep- lasman> yap>lmayan Tip 2 diabetiklerde hiperglisemik hipe- nik olan Tip 1 diabetikler, metabolik dekompanzasyon aç>s>n- dan insülin rezervi nispeten daha fazla olan Tip 2 diabetikler- den daha fazla risk alt>ndad>rlar. Hiperglisemi yara iyileflme- sinde ve kollajenin formasyonunda belirgin gecikmeye de yol açar ki, bu da morbidite art>fl> aç>s>ndan oldukça önemli bir durumdur. Nitekim granülositlerin fagositik fonksiyonu ve kemotaksisi kan glukoz seviyeleri 250 mg/dl'nin üzerindeki düzeylerde olumsuz yönde etkilenmektedir (8) 200mg/dl'nin üzerindeki kan glukoz düzeylerinde ise kollajen sentezi bask>- lanmaktad>r. Ayr>ca hastalarda ortaya ç>kan a¤>r hiperglisemi ve yara iyileflmesinde bozulma özellikle enfeksiyonlara e¤ilimi art>r>r, çünkü non-spesifik immünitede önemli boyutta bask>- lanma olmaktad>r. Diabetik hastalarda artm>fl vasküler ve re- nal hastal>k prevalans> da ameliyat sonras> yara enfeksiyon ris- kini artt>rmaktad>r (9) Ameliyat sonras> dönemde görülen ya- ra, deri, üriner sistem ve solunum yolu enfeksiyonlar> (pnö- moni); cerrahi sonras>nda görülen komplikasyonlar>n üçte ikisini oluflturmaktad>r ve ameliyat sonras> ölümlerin %20'si- nin nedenidir. aç>k kalp cerrahisi sonras> derin sternal yara enfeksiyon insi- dans>n> anlaml> derecede azaltt>¤> gösterilmifltir (11). Kardiyo- torasik cerrahiye giden hastalarda neden sonuç iliflkisi gösteri- lemese de ameliyat sonras> dönemde artan kan glukoz seviye- leriyle iliflkili olarak kardiyak ve tüm nedenlerden dolay> mor- talite oranlar>n>n artt>¤> bildirilmifltir (12,13). etkilemektedir. Yap>lan bir çal>flmada akut miyokardiyal en- farktüsle baflvuran 779 hastada 180. gün mortalite oranlar> diabet hikayesinden ba¤>ms>z olarak baflvuru s>ras>ndaki hi- perglisemi ile iliflkili bulunmufltur ve en yüksek mortalite da- ha önceden diabeti olmayan hiperglisemik hastalarda saptan- m>flt>r (14) düzeyleri s>k> kontrol edildi¤inde (80-110mg/dl; ortalama 103 mg/dl), konvansiyonel gruba göre (180-200 mg/dl) morbidite ve mortalitede anlaml> azalma görülmüfltür (12)Hastalar>n özellikle sepsis riskinde, diyaliz ile kan transfüzyonu gereksi- niminde, akut polinöropati geliflmesinde ve mekanik ventilas- yon gereksiniminde azalma olmufltur. Ancak bu durum hi- poglisemi riskini de beraberinde getirmektedir. Nitekim NI- CE-SUGAR çal>flmas>nda s>k> kontrol grubunda ciddi hipogli- semi oran> (kan glukozu <40mg/dl) %6.8, konvansiyonel grupta %0.5 bulunmufltur. Mortalite oranlar> s>k> kontrol |