background image
FARMAKOLOJ
T>p ve ilaç sözcükleri, tarih boyunca hemen tüm toplumlarda
birlikte an>la gelmifltir. Modern anlamda "ilaç" Dünya Sa¤l>k
Örgütü taraf>ndan tan>m>na göre, "kullanan kiflinin yarar>na
olmak kofluluyla fizyolojik sistemleri veya patolojik durumla-
r> de¤ifltirmeye veya araflt>rmaya yönelik kullan>lan veya kulla-
n>lmas> düflünülen madde veya ürünler"dir (1). Bir baflka ta-
n>ma göre ilaç, t>bbi amaçla kullan>lan ve biyolojik etkinli¤i
olan saf bir kimyasal madde ya da ona eflde¤er olan, standart
miktarda aktif maddeler içeren kar>fl>m olabilir. Belirli bir ilaç
üç türlü adland>r>labilir. Bunlardan en s>k kullan>lan> genel
(jenerik)
ad, aktif madde (parasetamol, asetilsalisilik asit, v.b.
gibi) adlar>d>r. Aktif maddeyi yard>mc> maddeler ile birlefltire-
rek belli bir formülasyon ile üreten firmalar>n kendi ürünleri-
ne verdikleri ad ilac>n marka (müstahzar) ad>d>r. Uluslararas>
Kimya Birli¤i'nin (IUPAC, International Union of Pure and
Applied Chemistry) adland>rmas> ise kimyasal ad olarak tan>-
n>r ve ilac>n kimyasal yap>s>n> detayl> olarak tan>mlar (1,2).
Farmakoloji, genel olarak ilaçlarla biyolojik sistemlerin et-
kileflmesini sistematik olarak inceleyemeyi ve bu etkileflimle-
rin mekanizmalar>n> ortaya koymay> amaçlar. Terapötik far-
makoloji ve klinik farmakoloji dallar>, insanda hem tan> hem
de tedavi amaçl> kullan>lan ilaçlar>n gelifltirilmesini ve opti-
mum yarar> sa¤layacak flekilde kullan>lmalar>n> hedefler. Te-
mel farmakoloji laboratuvarlar>nda in vitro ve in vivo ön test-
lerden geçmifl aday maddelerin sa¤l>kl> gönüllüler ve hastalar
üzerinde denenerek etkililik ("efficacy") ve güvenlilik profille-
rinin ortaya konmas> klinik farmakolojinin bafll>ca uygulama
alan>n> oluflturur. Organizmada bir ilac>n fizyolojik ve patolo-
jik durumlarda meydana getirdi¤i etkileri, o ilac>n farmakodi-
namik özlliklerini verir. Farmakokinetik ise, ilaçlar>n absorp-
siyon, da¤>l>m, metabolizma ve at>l>m (ekskreksiyon) (AD-
ME) olaylar>n>; k>saca ilac>n vücuttaki yazg>s>n> inceler. Far-
makoloji dallar>ndan toksikoloji, bireylerden ekosistemlere
kadar uzanan yaflamsal sistemlerde ilaçlar>n oldu¤u kadar ta-
r>msal, endüstriyel ve çevresel at>k maddelerin zehirli (toksik)
etkilerini inceler. Toksik etki, kifliye rahats>zl>k veren, sa¤l>¤>
veya yaflam> tehdit eden tüm etkilere verilen ortak add>r. lar>n ola¤an dozlar>nda kullan>ld>¤>nda ortaya ç>kan istenme-
yen etkilerin (yan etki, advers veya ters ilaç reaksiyonu) ince-
lenmesi, farmakovijilans>n konusunu oluflturur. Kifliler veya
toplumlar aras>nda, ilaçlara farkl> tip ve derecelerde yan>t
oluflmas>n>n nedeni olan olas> genetik mekanizmalar> incele-
yen çal>flmalar, özellikle 1960'lar sonras>nda farmakogenetik
dal>n>n do¤mas>na yol açm>flt>r. Farmakogenomik terimi, t>b-
bi literatürde kimi zaman farmakogenetik yerine kullan>lsa da
daha çok gen yap>s> (genom) üzerinde yeni ilaçlar için hedef
bulunmas> çal>flmalar>n> adland>rmakta tercih edilir (1,2).
GENEL FARMAKOLOJ
n biyolojik sistemlerle etkileflmesinde istenen en önem-
li özelliklerin bafl>nda yüksek seçicilik (selektiflik) özelli¤i gelir.
Seçicilik, ilac>n sadece kullan>l>fl amac> ile ilgili dokular ve etki
mekanizmalar> üzerine etkili olmas>n> betimler. Seçicilik ya-
n>nda etkinin geçici olmas> ve doza ba¤>ml>l>k göstermesi de
ilaçlar>n önemli özelliklerindendir.
n seçici etki göstermesini sa¤layan temel mekaniz-
ma, ilaç moleküllerinin farkl> reseptörlere ba¤lanmas>d>r. Bir
tür reseptöre yüksek derecede seçicilikle ba¤lanma yetene¤ine
sahip bir ilaç (veya bir di¤er de¤iflle "ligand"), organizmada
teorik olarak sadece o reseptörle oluflan mekanizmalar üzerin-
de etkili olur ve di¤er reseptörleri etkilemez. Örne¤in sadece
alfa veya sadece beta adrenerjik reseptörleri bloke eden veya
aktive eden ligandlar>n sentezi mümkün olmufltur.
aksiyonudur. Çok güçlü kovalent ba¤lar>n kopmas> zor oldu-
¤u için, bu tür bir ilaç-reseptör etkilefliminde etki genelde ge-
ri dönüflümsüz olur. Örne¤in, fentolaminin alfa adrenerjik re-
septörlere ba¤lanmas> kovalent bir ba¤lanma oldu¤u için olu-
flan alfa adrenoseprör blokaj> geri dönüflümsüzdür; ancak ye-
ni sentezlenen reseptörlerin eskilerinin yerini almas>yla etki
geri dönebilir. Zay>f kimyasal ba¤lanmalara yol açan elektros-
tatik ba¤lar olan hidrojen ba¤lar>, van der Waals ba¤lar> veya
hidrofobik ba¤lar daha s>k gözlenen ba¤lanma tipleridir. Bu
tür ba¤larla reseptörlere veya hedef proteinlere ba¤lanan li-
gandlar>n ba¤land>ktan sonra reseptörden ayr>lmas> daha ko-
layd>r (1,3).
Bir ilaç molekülünün vücuda al>nd>ktan sonra etki yerin-
deki reseptörlere ulaflabilmesi için verilifl yerinden hedef orga-
na ulaflabilmesi gereklidir. Vücut s>v>lar> ve dokular içinde ilaç
moleküllerinin tafl>nmas>ndan birçok mekanizma sorumlu-
dur. Bunlar>n bafll>calar> flunlard>r (3):
a) Difüzyon: Difüzyonla tafl>nma iki flekilde gerçekleflir. Bi-
rincisi aköz (suda) difüzyondur ve daha çok, suda kolay çözü-
nen (hidrofilik) iyonlar>n ve ilaç moleküllerinin hücre d>fl> or-
tam ile sitoplazma aras>nda porlar arac>l>¤> ile geçiflini sa¤lar.
Ayr>ca, baz> küçük molekül a¤>rl>kl> peptidler k>lcal damarla-
r>n duvarlar>ndaki küçük gözenekler arac>l>¤> ile damar d>fl>n-
daki bölgeye tafl>nabilir. Aköz difüzyon enerji gerektirmeyen
pasif bir olayd>r ve yönü deriflimin yüksek oldu¤u bölgeden
düflük olan bölgeye do¤rudur.
36
6
BÖLÜM
Farmakolojinin ve Klinik
Farmakolojinin Temelleri
Dr. Melih Ö. Babao¤lu, Dr. R. Özgür Karaca, Dr. M. O¤uz Güç