background image
Dudak ve damak yar>klar>, s>k görülen do¤umsal anomaliler
olarak, gerek tedavisi, gerekse tedavinin sonucunda oluflan se-
kellerin en aza indirgenmesi yönünden, plastik cerrahinin ger-
çek anlamda u¤rafl verdi¤i alanlardan birisi olma özelli¤ini ko-
rumaktad>r. fiekilsel ve ifllevsel amaçlar>n iç içe geçti¤i ve gelifl-
mifl cerrahi tekniklerin baflar> ile uygulanmas>n>n flart oldu¤u
bu büyük alanda, kozmetik ve rekonstrüktif prensiplerin ayn>
önemde ele al>nmas> gerekmekte, hastalar>n tedavisi ve izlemi
ancak mültidisipliner ekip çal>flmas> ile baflar>l> olabilmekte-
dir.
Dudak ve damak yar>klar> stomognatik sistem üzerinde
olumsuz etkiler b>rakarak bu sistemin ifllevini ciddi ölçüde
bozmakta, ayn> zamanda dentofasiyal estetik deformitelere
yol açarak psikolojik sorunlara da zemin haz>rlamaktad>r. Du-
dak yar>klar>n>n onar>m> ile perioral bölgede kontrol kolaylafl-
makta, bebeklik ça¤>nda emme ve beslenme ifllevleri düzel-
mekte, çocukluk ça¤>nda deformiteye ba¤l> ortaya ç>kabilecek
psikolojik bozukluklar engellenmifl olmaktad>r. Damak yar>k-
lar>n>n onar>m>nda planlanan hedef ise bireyin normal konufl-
ma, iflitme ve yutma ifllevlerine sahip olmas> ve ortayüz gelifli-
minin sa¤lanmas>d>r.
Epidemiyoloji ve Etiyoloji:
S>k görülen do¤umsal anoma-
lilerden olan dudak ve damak yar>klar>n>n görülme s>kl>klar>,
geliflmifl ülkelerdeki perinatal mortalite h>z>ndaki düflüfl ve fer-
tilite h>z>ndaki yükselme ile birlikte art>fl göstermektedir (1).
Fogh-Andersen'in 1942 y>l>nda Danimarka'da gerçeklefltirdi¤i
çal>flmada dudak ve damak yar>klar>n>n prevalans> 1:770 iken,
ayn> bölgede 1961 y>l>nda tekrarlanan bir baflka çal>flma ile
prevalans 1:500 olarak hesaplanm>flt>r (2).
Türkiye'de 1961 y>l>nda gerçeklefltirilen bir çal>flma ile bu
oran>n binde 1.1 oldu¤u bulunmufl3, daha sonraki y>llarda ya-
p>lan çal>flmada ise, oran>n binde 0.95'e düfltü¤ü ve izole da-
mak yar>klar> için binde 0.77 oldu¤u bildirilmifltir (4).
Dudak ve damak yar>klar>n>n görülme s>kl>¤> etnik grup-
lara göre de çarp>c> de¤iflkenlikler göstermektedir. Ortalama
prevalans 1:700 ile 1:1000 aras>nda de¤iflmekle birlikte5, bu
oran Asya kökenlilerde daha yüksek (1:300)6, Amerikan siyah
>rk>nda en düflük (1:+2000) olarak bildirilmektedir (5).
Literatürde, tüm dudak ve damak yar>klar>n>n %16-25'ini
izole dudak yar>klar>n>n, %25-34'ünü izole damak yar>klar>-
n>n ve %30-50'sini dudak + damak yar>klar>n>n oluflturdu-
¤undan bahsedilmektedir (7). Yine bir çal>flmaya göre, bu
oranlar>n dudak yar>¤> için %21, izole damak yar>¤> için %33
ve dudak + damak yar>klar> için %46 oldu¤u bildirilmifltir (8).
Çift tarafl> dudak yar>klar> ile birlikte görülen damak ya-
r>klar>na (%86), tek tarafl> dudak yar>klar> ile birlikte (%68)
olanlardan daha s>k rastlanmaktad>r (9). Erkekler dudak + da-
mak yar>kl> bireylerin oluflturdu¤u grubun ço¤unlu¤unu olufl-
turmakta (%63), izole damak yar>klar>n>n %70'i ise k>zlarda
görülmektedir (10).
Hacettepe Üniversitesi T>p Fakültesi Plastik ve Rekons-
trüktif Cerrahi Anabilim Dal>'nda 1965 y>l>ndan bugüne ka-
dar 3000'in üzerinde dudak ve damak yar>¤> hastas> tedavi
edilmifl, 1987 y>l>nda yap>lan ve 2206 dudak ve damak yar>¤>
hastas>n> kapsayan bir araflt>rmada, hastalar>n %13.6's>nda
izole dudak yar>¤>, %45.9'unda izole damak yar>¤> ve
%39.7'sinde dudak + damak yar>¤> oldu¤u saptanm>flt>r (11).
Yine ayn> merkezde 1996 y>l>nda yap>lm>fl olan bir çal>flmaya
göre, hastalar>n %12.1'inde izole dudak yar>¤>, %40.9'unda
izole damak yar>¤> ve %47'sinde dudak + damak yar>¤> oldu-
¤u bulunmufltur (12).
Dudak + damak yar>¤> hastalar>, genetik özellikleri ve sen-
dromlarla iliflkileri aç>s>ndan ele al>nd>klar>nda izole damak
yar>klar>na göre de¤iflkenlik göstermekte ve bu iki patoloji,
embriyolojik, etiyolojik ve epidemiyolojik etkenlerden dolay>
ayr> tutulmaktad>r (7). En s>k görülen anomali olan sol tek ta-
rafl> dudak yar>¤> + damak yar>¤> erkek çocuklarda daha s>k-
l>kla görülmekte ve izole damak yar>¤> grubuna göre daha güç-
lü kal>tsal özelliklere sahip oldu¤u bilinmektedir (13).
Dudak + damak yar>kl> bireylerin kabaca üçte birinde aile
öyküsü pozitiftir ve bu rakam izole damak yar>klar>nda daha
düflüktür (14). Hacettepe Üniversitesi T>p Fakültesi Plastik ve
Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dal>'nda 1987 y>l>nda yap>lan
çal>flmada aile öyküsü, dudak + damak yar>¤> hastalar> için
%11 olarak bulunmufl, bu oran 1996 y>l>nda yap>lan çal>flma-
da %19'a yükselmifl, izole damak yar>klar> için ise %9.5 olarak
hesaplanm>flt>r (11,12).
Dudak + damak yar>kl> canl> do¤um hastalar>n>n %29'un-
da patolojiye ek anomaliler efllik etmektedir. Bu oran izole da-
mak yar>klar> için daha yüksektir ve bu hastalar>n %3'ünün
sendromik oldu¤u belirtilmektedir (15). Cohen (10), dudak
ve damak yar>klar>yla iliflkili 154 sendromdan bahsetmektedir.
Dominant veya resesif geçifl gösteren baz> hastalar>n d>fl>n-
da, dudak ve damak yar>klar>n>n çok faktörlü kal>tsal neden-
lerle ortaya ç>kt>¤> bilinmektedir (1,16). Bu nedenlerin aç>k-
lanmas> amac>yla çok faktörlü eflik modeli ileri sürülmüfltür
(17,18). Bu modele göre, patolojik olsun veya olmas>n, bir fle-
kilsel özelli¤e olan genetik yatk>nl>k birden çok gen taraf>ndan
2375
229
BÖLÜM
Dudak ve Damak Yar>klar>
Dr. Figen Özgür, Dr. Ali Emre Aksu