background image
Yaflam havadaki oksijenin kana, kandan da dokulara geçmesi
esas>na dayal> duyarl> bir dengeye ba¤l>d>r. Kardiorespiratuar
sistem fonksiyonlar> küçük bir hata yüzdesiyle gerçeklefltiril-
mektedir. Cerrahi olaylar>n analizi ve çözümünde yaflamsal
organlar>n oksijen transportunu ve gaz de¤iflimini etkileyen,
gö¤üs duvar> ve gö¤üs içi yap>lar> ilgilendiren tümör, travma
ve enfeksiyon gibi olaylar da de¤erlendirilmelidir. Yeterli ok-
sijene sahip hava, üst hava yollar>ndan trakea ve bronfllarda
nemlendirilip, >s>t>larak oksijen ve karbondioksit difüzyonu
için yeterli koflullara sahip olan alveolar membrandan geçme-
lidir. Optimum flartlarda oksijen karbondioksid de¤iflimi için,
yeterli oksijen tafl>ma kapasitesine sahip kan>n alveolar kapil-
lerden tatminkar hacim ve h>zda, uygun pH ve >s>da geçmesi
gerekir.Vasküler sisteminde bas>nç, gradient, ak>m h>z> ve di-
nami¤i aç>s>ndan gaz al>flveriflini sa¤layacak nitelikte olmas>
gerekir. Sistemin anl>k bozulmalar> bile organlarda tamir edi-
lemeyecek hasarlara yolaçabilir.
Gö¤üsü ilgilendiren cerrahi giriflimlerde kardiorespiratuar
fonksiyonlar normale yak>n flekilde devam etmelidir. Daha
önceden de varolan pulmoner fonksiyon bozuklu¤u, cerrahi
olarak dokular>n ç>kar>lmas>, ameliyat sonras> a¤r> ve di¤er il-
gili durumlar söz konusu oldu¤unda hastan>n ameliyat sonra-
s> pulmoner fonksiyonlar>n> önemli ölçüde etkileyebilir.
Anestezinin, trakea entubasyonunun ve pozitif bas>nçl> venti-
lasyonun geliflmesi, gö¤üs cerrahisine önemli katk>larda bu-
lunmufltur. Bu geliflmelerden önce gö¤üs cerrahisi özellikle si-
lah yaralanmalar> olgular> ile s>n>rl> kalm>flt>r. Savafl yaralan-
malar>yla ilgili bilgiler milattan önce 950 y>l>na kadar uzan-
maktad>r. Galen gö¤üs duvar>nda yaralanmayla oluflan rekür-
ren abse nedeniyle parsiyel sternum ve perikard eksizyonunu
tan>mlam>flt>r. Gö¤üs yaralanmalar>yla ilgili 13. yüzy>la ait
pekçok bilgi bulunmaktad>r. Theodoric yaraya hava girifl ç>k>-
fl>n> önlemek için "mutlaka dikifl konmas>" gerekti¤ini söyle-
mifltir.
14. yüzy>lda ateflli silahlar>n kullan>lmaya bafllanmas>yla,
gö¤üs yaralanmalar>yla bafla ç>kmak, intratorasik hasar ve aç>k
pnömotoraks nedeniyle güçleflmifltir. Ço¤unluk yaran>n dre-
naj için aç>k b>rak>lmas> gerekti¤ini düflünmüfltür. Napol-
yon'un cerrah> olan Baron Larrey gözlemleriyle aç>k yaran>n
kapat>lmas>n>n yaflam kurtar>c> oldu¤unu söylemifltir. Lar-
rey'in aç>k gö¤üs yaralanmalar>yla ilgili gözlemleri kardiores-
piratuar fonksiyonlar konusunda oldukça faydal> olmufltur.
19 yüzy>l>n sonlar>na do¤ru özellikle hayvan deneyleriyle
gelifltirilen mekanik ventilasyon elektif gö¤üs cerrahisinin ge-
liflimine büyük katk>da bulunmufltur. 1904 y>l>nda Sauer-
bruch hastan>n ve cerrahi ekibin içinde bulundu¤u negatif ba-
s>nçl> bir sistem gelifltirmifltir. Bu flartlar alt>nda akci¤erler gö-
¤üs aç>ld>¤>nda çökmemektedir. Hayvan deneyleri cerrahi gi-
riflimler için belli bir ölçüde baflar> getirmifltir. Henüz bu dö-
nemde endotrakeal entubasyonla pozitif bas>nçl> ventilasyon
daha emekleme döneminde bulunmaktad>r. Bo¤maca krup'u
için kullan>lan orotrakeal metal tüplerin özellikle aspirasyonu
önlemek için oral cerrahi giriflimlerde kullan>lmas>, gö¤üs cer-
rahisinin ve endotrakeal anestezinin geliflimini sa¤lam>flt>r.
Trakeostomi kanülü ve ilk suni solunum cihaz> Fell taraf>ndan
1893'de gelifltirilmifl, 1896'da O'Dwyer taraf>ndan modifiye
edilmifltir. Daha sonralar> orotrakeal tüp ve ayakla çal>flan da-
ha büyük kapasiteye sahip bir sisteme geçirilmifltir. 1900 y>l>n-
da New Orleans'da Rudolph Matas, Fell-O'Dwyer'>n cihaz>n>
gö¤üs cerrahisi için daha kullan>fll> bir duruma getirmifltir.
Ancak bu yeni teknikler baz> güçlükleri de beraberinde getir-
mifltir. Laringotrakeal entubasyonun ve anestezi tekniklerinin
geliflmesiyle bu güçlükler afl>lm>flt>r. Gö¤üs cerrahisinin gelifli-
mindeki en önemli isim, Evarts Graham'd>r 1918 y>l>nda or-
duda yüzbafl> iken Ampiyem Komisyonunda intraplevral en-
feksiyonlar>n nedeni ve tedavisi konusunda önemli katk>larda
bulunmufl, 1933'de ilk baflar>l> pnömonektomiyi yapm>flt>r.
Bu önemli baflar>dan sonra gö¤üs cerrahisinde büyük bir at>-
l>m bafllam>flt>r. Akci¤er hastal>klar>nda özellikle kanserlerinde
tütün kullan>m>n rolünü de, ilk kez Graham öne sürmüfltür.
Kendisinin s>k> bir sigara tiryakisi olmas> ve akci¤er kanserin-
den ölmesi ise talihsiz bir tesadüf olarak kabul edilmifltir. Kalp
cerrahisinin bafl döndürücü bir h>zla ilerlemesi gö¤üs cerrahi-
sini bir süre gölgede b>rakm>flsa da, özellikle tütüne ba¤l> has-
tal>klar nedeniyle t>p dünyas>nda kendine has yerini alm>flt>r.
Son y>llarda özellikle çocuklar>n etkilendi¤i, pasif sigara içimi
konuyu daha da önemli hale getirmifltir. Bilgisayarl> tomogra-
fi (BT) ve manyetik rezonans (MR) gibi tan> yöntemlerinin
geliflmesiyle akci¤er hastal>klar>n>n tan> ve tedavisinde önemli
geliflmeler sa¤lanm>flt>r. Fiberoptik endoskopinin geliflimi, ha-
va yollar>, özafagus, trakea, akci¤er ve plevray> ilgilendiren pa-
tolojilerin saptanmas>nda çok faydal> olmufltur. Bunun sonu-
cunda özellikle akci¤er kanserlerinde preklinik ve asempto-
matik dönemde tedavi flans> do¤mufltur. Son zamanlarda ge-
lifltirilen kemoterapi ve radyoterapi yöntemleri hastalar>n te-
davisine olumlu katk>da bulunmufltur. sal teknikler, monoklonal antikorlar, henüz araflt>rma aflama-
s>nda olsa bile ilerisi için umut vermektedir.
2435
235
BÖLÜM
Gö¤üs Anatomisi ve
Fizyolojisi
Dr. R>za Do¤an