background image
Arteriyel kanamalar tarihin ilk ça¤lar>ndan beri bilinmektedir.
Savafllarda, kanamalar> durdurmak amac>yla kompresyon
bandajlar>n>n kullan>ld>¤>na dair bilgilerimiz Hippokrat'a ait
bulunmaktad>r. Kanayan damar>n ligasyonu ise yine Hippok-
rat, Gallen ve Paul V.Aegina taraf>ndan bildirilmifltir. Ampu-
tasyon s>ras>nda arterin ba¤lamas>n>n gerekti¤i ilk olarak
M.Ö. 97'de Yunanl> Archigenes taraf>ndan ortaya at>lm>flt>r.
Daha sonra 12. yüzy>lda Arap hekimleri Albucasis ve Avenzo-
ar taraf>ndan sözü edilmifl nihayet 16. yüzy>lda Ambrois Paré
ligasyonu yara cerrahisine rutin olarak sokmufltur. Ancak o
zamana kadar kanayan yaran>n k>zg>n demir ile da¤lanmas>
hakim olan tedavi özelli¤ini korumufltur (1-3).
Damar yaralanmalar>na yönelik tedavi ilkelerinin birço¤u
20. Yüzy>ldaki savafllar s>ras>nda gelifltirilmifltir. II. Dünya Sa-
vafl>, Kore Savafl>, Vietnam Savafl> s>ras>nda elde edilen istatis-
tikler vasküler yaralanmalar>n %90'>n üzerinde ekstremite da-
marlar>nda oldu¤unu göstermektedir. Günümüz damar re-
konstrüksiyonu yöntemlerine benzer uygulamalar II. Dünya
Savafl>na kadar nadiren uygulanmas>na ra¤men ço¤u olguda
ligasyon yap>lm>flt>r. Yaral> damar>n rekonstrüksiyonu fikri
daha eskilere dayanmaktad>r. Flebotomi s>ras>nda yaralanan
brakiyal arteri 1759 y>l>nda Hallowel'in primer dikiflle onar>-
m>ndan sonra 19. yüzy>l>n sonlar>na kadar cerrahi teknikte
herhangi bir ilerleme olmam>flt>r. Kanama kontrolunda
Gluck'un (1881) küçük fildifli klempler kulland>¤>, Jassi-
nowsky'nin ise primer dikifli tercih etti¤i bildirilmifltir (1889).
Yine Jassinowsky tromboz riskini azaltmak için dikiflin intima
tabakas>ndan geçirilmesini önermifltir. Dorfler ise 1899'da di-
kiflin damar duvar>n>n her üç tabakas>ndan da geçmesi gerek-
ti¤ini ileri sürmüfl ve devaml> dikifl tekni¤ini gelifltirmifltir.
1902 y>l>nda Alexis Carrel ilk uçuca anastomozu gerçeklefltir-
mifl, ayr>ca arteriyel homogreftleri ilk kez kullanm>fl ve histo-
lojik sonuçlar>n> incelemifltir (1-6).
Goyanes (1906) ve Lexer (1907) yaralanmaya ba¤l> yalan-
c> anevrizmalarda otojen ven grefti interpozisyonunu ilk kez
ve birer y>l arayla uygulam>fllard>r. DeBakey ve Simeone'nin
II. Dünya Savafl>na ait 2471 olguluk damar yaralanmas> serisi-
nin sonuçlar>na göre yaln>z 81 hastada rekonstrükstif cerrahi
uygulanabildi¤i bildirilmifltir. Ancak Kore Savafllar> s>ras>nda
organ ve ekstremite koruyucu rekonstriktif damar cerrahisi-
nin yo¤un ve baflar>l> flekilde uyguland>¤> dikkati çekmifltir.
Balkan ve I. Dünya Savafllar>nda amputasyon oran> %51 iken,
II. Dünya Savafl>nda %36, Kore Savafllar>nda %13 ve nihayet
Vietnam'da %3,8'e kadar düflmüfltür. Bu rakamlar damar ya-
ralanmalar>n>n tedavi ilkelerindeki geliflmelerin büyük ölçüde
savafl alanlar>nda elde edilen deneyimlerle oldu¤unu belirgin
flekilde göstermektedir. Ancak Kore Savafllar>n>n sonlar>na
do¤ru daha da artan cerrahi deneyim ile gelifltirilen damar re-
konstrüksiyonu ilkeleri ve anestezi yöntemleri yan>nda hepa-
rin, antibiyotikler, atravmatik alet ve dikifl materyalleri, suni
greftler ve anjiyografinin kullan>lmaya bafllanmas> baflar>l> so-
nuçlar> art>rm>fl ve günümüzde rekonstrüktif yöntemlerin ön
plana geçmesini sa¤lam>flt>r (1,4,5,7-9).
Önceleri aortan>n gö¤üs içinde iyi korunmufl oldu¤u sa-
n>ld>¤>ndan aorta duvar>n>n ancak patolojik de¤ifliklikler ol-
du¤unda y>rt>labilece¤i düflünülmüfltür. Elliotson'un 1830 y>l-
lar>nda yapt>¤> bu aç>klamas>na ra¤men Zehnder'in 1960 ve
1961'deki çal>flmalar> toraks travmalar> geçirenlerde aortan>n
s>kl>kla etkilendi¤ini göstermifltir. Delici aort yaralanmas>nda
ilk baflar>l> cerrahi 1922 y>l>nda yap>lm>flt>r. Yaralanmalar so-
nucu oluflan aortokaval fistüller I. ve II. Dünya Savafllar>nda
Makins (1919), Peinberton, Seefeld ve Baker (1944) ile Free-
man ve Storck'un (1945) dikkatini çekmifl ve tan>mlanm>flt>r.
Travmatik aorta anevrizmas> rüptürü sonucu oluflan aor-
takaval fistüllere daha s>k rastlanmakta olup ilk hasta 1938 y>-
l>nda Lehman taraf>ndan bildirilmifltir (1,8,10).
Tarihsel istatistikler bir tarafa b>rak>lacak olursa savafllar d>-
fl>nda günümüzdeki vasküler yaralanmalar>n yar>dan fazlas>
gövde üzerindedir. Büyük, toplu istatistikler hastanede ayak-
tan veya yatarak tedavi gören yaral>lar>n yaklafl>k %0.3'ünün
damar travmal> oldu¤unu göstermektedir. Birçok yaral>n>n
ülke flartlar>na göre hastaneye ulaflamadan kaybedildi¤i varsa-
y>l>rsa bu say>n>n daha yüksek düflünülmektedir. Toplu istatis-
tiklere bak>ld>¤> zaman en s>k yaralanmaya maruz kalan eks-
tremite damarlar>d>r (Tablo 1). Brakiyal ve superfisiyel femo-
521
47
BÖLÜM
Damar Yaralanmalar>
Dr. Erkmen Böke, Dr. F. Tanzer Serter, Dr. H. o¤lu
TABLO 1.
Sivil Popülasyona Ait Damar
Yaralanmalar>n>n S>kl>k S>ras>na
Göre Da¤>l>m> (Hewitt RL)
Radial, ulnar arter
%20
Brakial arter
%18
Femoral arter
%17
Subklavian arter
%7
Popliteal arter
%6
Torasik aorta
%5
Karotid arter
%5
Abdominal aorta
%5
Di¤er abdominal arterler
%5
%4
Tibial arter
%3