![]() vazyon yapan guatr olarak tan>mlanm>fl ve sonunda ölüme neden oldu¤u belirtilmifltir. 1800'lü y>llar>n sonlar>na do¤ru ise guatr ameliyatlar> yapan cerrahlar tiroid karsinomlar>n> da ameliyat etmeye bafllam>fllard>r. O zamanlarda basit guatr da prekanseröz bir patoloji olarak düflünülüyordu. 19. yüzy>l>n sonlar>nda mikroskopik olarak da karsinom tan>s> konulmaya bafllanm>fl ve 1920'li y>llarda tiroid epitelyal malignansi tan>- s>nda damar invazyonu ve uzak metastaz gibi kriterler konul- maya bafllanm>flt>r. 1930'lu y>llarda histopatolojik kriterlere göre prognostik faktörler belirlenmifl ve daha sonra 1940'l> y>llarda tiroid karsinomlar>n>n tan> ve tedavisinde radyoaktif iyot (RAI) kullan>lmaya bafllanm>flt>r. Böylece RAI tutan ve tutmayan tiroid kanserleri belirlenmifl ve RAI tan> ve tedavide kullan>lm>flt>r. Bu tarihten sonra tiroid kanser cerrahisinin il- keleri ortaya konulmaya bafllanm>flt>r. tiroidin malign tümörlerine çok daha nadir rastlanmaktad>r (1). Tiroid kanserlerinin insidans> cinsiyete ve yaflan>lan böl- geye göre de¤iflmektedir. Amerika'da her y>l 1 milyon kifliden 25-40 kiflide tiroid kanserine rastlanmakta ve bütün kanserle- rin %3'ünü oluflturmaktad>r (2). Kad>nlarda erkeklere göre 3 kat daha s>k rastlanmaktad>r (2). Her yafl grubunda görülebil- mesine ra¤men 30-40 yafllar>nda daha s>k görülmektedir. Kli- nik bulgu vermeyen tiroidin malign tümörleri bu orandan çok daha fazla görülür. Otopsi serilerinde %0.5-13 aras>nda daha önce saptanmam>fl ve ço¤unlu¤u okült olan tiroid kanseri tes- pit edilmektedir (3). Bu da toplumda tiroid kanseri insidans>- n>n tan> konulandan çok daha fazla oldu¤unu göstermektedir. mifl tek etken radyasyona maruz kalmakt>r (4). Radyasyona maruz kalma d>fl bir kaynaktan veya RAI'un oral al>m>yla ola- bilmektedir. D>fl kaynaktan kaynaklanan radyasyon nükleer bombalardan, nükleer kazalardan veya baflboyun bölgesine radyoterapi uygulanmas>ndan kaynaklanabilmektedir (5). Boyuna radyoterapi uygulamas>n>n tarihçesine bak>ld>¤>nda; 1930 ve 1940'l> y>llarda radyoterapi bir çok benign çocukluk ça¤> hastal>klar>nda kullan>lm>flt>r. Bu dönemden sonra 1950'li y>llarda radyoterapi sonras> tiroid malignensilerine s>k rastlanmaya bafllanm>flt>r (6). Daha önce radyasyona maruz görülmüfltür. Çernobil'de 1986 y>l>nda meydana gelen nükle- er kaza sonras>nda çocuk hastalarda tiroid malign tümörleri- nin say>s>nda önemli bir art>fl olmufltur (7). yüzdesiyle do¤ru orant>l> oldu¤u bildirilmifltir. Radyasyona maruz kald>ktan sonra en az 5 y>ll>k bir sürenin geçmesi gerek- mektedir (8). Tümörün görülme oran> 20-30 y>l sonra maksi- muma ulaflmaktad>r (8). Radyoterapi sonras> geliflen tiroid malign tümörlerinin hemen tümü papiller tiptedir. Günü- müzde görülen tiroid malign tümörlerinin %10'undan az>nda boyuna radyasyon öyküsü vard>r. sel faktörler ve genetik yatk>nl>k tiroid malignansi oluflumunu art>rmaktad>r. Diet ile ilgili faktörler oldukça tart>flmal>d>r. karsinomdur. Fakat bu bölgelerde iyot eksikli¤i giderildi¤inde karsinomlarda azalma gösterilememifltir. olan bölgelerde ise papiller karsinom daha s>k olarak görül- mektedir (9,10). Guatrojen madde al>m> ve alkol al>m> da ma- lignansi olas>l>¤>n> art>rmaktad>r. Benign tiroid hastal>lar>(en- demik ve sporadik guatr, benign tiroid nodülleri, lenfositik ti- roidit, Graves hastal>¤>) tiroid kanser oluflumunu art>rabil- mekte, bu oran solid tiroid nodüllerinde daha belirgin, multi- nodüler guatrda ise daha azd>r. Kad>nlarda tiroid kanserleri- nin daha fazla görülmesi nedeniyle seks hormonlar> suçlan- maktad>r. Kad>n/erkek oran> pubertede en fazla iken menapo- za do¤ru giderek azalmaktad>r. Bu da seks hormonlar>n>n ti- roid kanseri üzerinde etkili olabilece¤ini göstermektedir (11). Erken menapoz, oral kontraseptif kullan>m>, ilk do¤umun geç yaflta olmas> tiroid kanseri geliflme olas>l>¤>n> art>rmaktad>r. Tiroid kanserlerinin di¤er malign tümörler ile birlikteli¤i ise genetik yatk>nl>¤> düflündürmektedir. Cowden hastal>¤> vü- cutta birçok organda hamartomlarla karakterize bir hastal>k- t>r. Cowden hastal>¤>nda PTEN genindeki mutasyon gösteril- mifltir. PTEN geni tümör supresör bir gendir ve mutasyon so- nucu ifllevini yitirerek afl>r> hücre ço¤almas>na yol açmaktad>r. Bu hastal>kta tiroidin malign tümörleri daha s>k görülmekte- dir (12). Familial adönomatöz polipozis gastrointestinal sis- temde poliplerle karakterizedir. Bu hastalarda kolon karsino- mundan sonra en s>k kanser tiroidde görülür (12). Familial adönomatöz polipozisli hastalarda normal topluma göre ti- Kanserleri |