görülebilen lezyonlara verilen add>r (1). Geçmiflte polipler ne- oplastik olanlar (adenomatöz polipler) neoplastik olmayanlar (hiperplastik, inflamatuvar ve hamartomatöz polipler) olarak iki gruba ayr>lmakta iken moleküler t>p ve genetik alan>ndaki geliflmeler neoplastik olmad>klar> düflünülen poliplerin de malign potansiyel tafl>yabilecekleri konusunda ipuçlar> ortaya koymaktad>r. displastik ve premalign olmalar> ve s>k görülmeleri nedeni ile en önemli kolorektal poliplerdir. Adenomlar epitelyal mima- rilerine göre tubüler, villöz ve tubülovillöz olmak üzere 3 fle- kilde s>n>fland>r>l>rlar: villöz bileflen %0-25 oran>nda ise tubü- ler adenom, %25-75 oran>nda ise tubülovillöz adenom, %75- 100 oran>nda ise villöz adenom (2). Kolorektal adenomatöz poliplerin toplumda görülme insidans> %5-10'dur. Yaflla gö- rülme s>kl>¤> artmaktad>r; 40 yafl>n alt>nda %20-30 s>kl>kta gö- rülürken, 60 yafl>n üzerinde s>kl>k %40-50 aras>nda de¤iflmek- tedir (2-4). En s>k tubüler adenomlar görülürken, tubülovillöz adenomlar %5-10, villöz adenomlar %1 oran>nda görülmek- tedirler. Güvenilir epidemiyolojik verilerin elde edildi¤i otop- si çal>flmalar>nda adenomatöz poliplerin erkeklerde (%34-52) kad>nlara göre daha fazla görüldü¤ü bulunmufltur. En s>k rek- tosigmoid bölgede görülürler. Adenomatöz poliplerin ço¤u asemptomatiktirler ve insidental olarak yakalan>rlar. Sempto- matik olanlar rektal kanama, müköz ak>nt>, barsak al>flkanl>- ¤>nda de¤ifliklik ve intususepsiyona ikincil barsak t>kan>kl>¤>- na yol açabilirler. Büyük bir villöz adenom sulu diyareye yol açabilir, ender olarak da s>v> elektrolit dengesini bozabilir ve hipokalemiye neden olabilir (3). olarak sapl> (pediküllü) ya da saps>z (sesil) olabilirler (fiekil 1). Sap histolojik olarak fibromusküler doku ve submukozadan köken alan kan damarlar>ndan oluflur ve s>kl>kla normal (ne- oplatik olmayan) mukoza ile örtülüdür (2). Genel olarak ço- ¤u tubüler adenomun küçük boyutta oldu¤u, büyüdükçe sap- l> olduklar> ve sapl> poliplerin ço¤unun da tübüler histolojide oldu¤u söylenebilir. Villöz adenomlar genellikle daha büyük (%60'> >2 cm) ve saps>zd>rlar ve saps>z poliplerin ço¤u villöz histolojik özellikler içerirler. Makroskopik olarak karnabahar rektumda) daha s>k görülürler (2,3). ten fliddetliye kadar de¤iflebilir. Hafif displazide nukleuslar ge- nifllemifltir, hiperkromazi ve minimal polarite kayb> vard>r. Mitoz hafif artm>fl olsa da yap>sal bozulma oluflturmam>flt>r. Orta displazide nukleuslar pleomorfiktir, dizilme bafllam>flt>r ve bezler ço¤alm>flt>r. fiiddetli displazide ise nukleus pleomor- fizmi ve dizilimi artar, polarite kaybolur. Nukleol iyice belir- ginleflir, nukleus/sitoplazma oran> büyür. Bezler s>rt s>rta ve- rir, musin sal>n>m> azal>r ve mitoz artar. Dünya Sa¤l>k Örgütü (DSÖ) displazi s>n>flamas>nda hafif ve orta fliddette displazi düflük derece displazi (fiekil 2). fiiddetli displazi ise yüksek de- rece displazi (fiekil 3) olarak s>n>fland>r>lmaktad>r ki bu s>n>f- lama de¤erlendiren patologlar aras> daha yüksek benzerlik oranlar> sunmas> nedeniyle günümüzde daha s>k kullan>lmak- tad>r (Tablo 1) (5). Polipozis Sendromlar> |