![]() oranlarinda azalma salami gibi görünmektedir. Ancak hala, ciddi alt ekstremite travmalari artmaktadir. Amerika Birleik Devletleri'nde 18 ile 54 yalari arasinda yillik 250.000'den faz- la hasta hastanelere bavurmaktadir. Bunlarin yaklaik yarisi yüksek enerji ile olumu travmalardan olumaktadir. malarin tedavisinde en son teknikleri, çok sayida teknolojik avantajlar ile kombine edebilmeleri için, geçmite uygulanmi konseptleri detayli biçimde anlami olmalidirlar. nin tedavisi hastalar ve ayni ekilde cerrahlar için bir felaket olarak görülmütür. Bu hastalarda, çok ciddi düzeydeki açik kiriklarin bir çou amputasyon uygulamasina kadar sepsis ve kanamadan dolayi ölümcül seyretmitir. ile yüksek mortalite oranlarina sebep olmutur. Franco-Prus- sian Savai ve Amerikan Sivil Savalari'nda amputasyon uygu- lanmasi mortalite oranlarini %90'lardan %26'lara kadar düür- mütür. mitir. Pasteur, Koch ve Lister'in öncülüklerinde 1880'lerin ortalarinda bakteriyel kontaminasyon ve enfeksiyon, antiseptik ajanlarin kullanimi ile hizla azalma göstermi, aseptik metotla- rin uygulanmaya balanmasi ile de mortalite oranlari azalmi- tir. profilaksi ve tedavinin daha iyi anlailmasi ile ekstremite ya- ralanmalari önce hasta yaamini tehdit eden acil bir durum olarak deerlendirilmi, çok sonralari da mikrobiyal profilaksi konsepti hayata geçirilmitir. göreceli bir oranda mortaliteyi azaltmi olmasina ramen, bir çok hasta ve hekim zamanla bunun ekstremite yada yaami kurtaracak tedavilerin baarisizliinin bir sonucu olduunu fark ettiler. Ambrose Pare amputasyon alanindaki öncülerden olmasina ve kendi açik tibia kiriinin hayatini tehdit ettiini bilmesine ramen konservatif tedaviyi tercih etmitir. Böylece bu yaralanmadan kurtulmakla kalmayip ayni zamanda, eks- tremite ve yaami tehlikeye atan bu tür yaralanmalarda `eks- tremite kurtarici' tedavinin dökümante edilmi ilk olgusunu oluturmutur. Ne yazik ki o dönem çok kompleks ekstremite yaralanmalari rutin olarak amputasyonla tedavi edilmektey- di. II. Dünya savaindan sonra, sava yaralanmalari sayesinde medikal ve cerrahi tedavilerin daha spesifik olmaya balamasi ve sivil medikal alanda bir çok gelime salanmasi ile günü- müzdeki ekstremite korucu tedavilerin temeli oluturulmu oldu. Kore ve Vietnam savalari sirasinda arter tamiri ve by pass yöntemlerinin uygulanmasi ile damar yaralanmasindan kaynaklanan amputasyon oranlari %50'den %13 civarina ge- rilemitir. lanmalarinin rekonstrüksiyonunu yapabilecek duruma geldik. Bunda yaklaik 20 yil önce amputasyon gerektiren ekstremite yaralanmalari bu gün rutin olarak kompleks rekonstrüksiyon protokolleri ile tedavi edilmektedir. kinci ve üçüncü kuak antibiyotiklerin gelitirilmesi ve mikrocerrahi yöntemleri ile tremite koruyucu giriimlerin balamasini salami ve daha sonra bir çok olgu baarili biçimde tedavi edilir hale gelmitir. Hatta youn otojen greft lemeler ve/veya osteoindüktif mater- yaller, olarak uygulanir olmutur. Ekstremite kurtarici giriimleri teknik olarak baari ile uygulanmasina ramen, hasta ve ya- ranin balangiçta deerlendirilmesi ve tedavisinde ekstemite koruyucu giriimin uygulanip uygulanmayacainin karalati- rilmasi en önemli konuyu oluturmaktadir. nüü çok etkileyicidir ve bu siklikla cerrah ve medikal ekibi rahatsiz eder. Bu yaralanmalarin çou yüksek enerjili trav- malarla olutuklarindan, sadece yaralanan ekstremiteyi deil, hastayi bir bütün olarak deerlendirmeyi gerektirir. Çünkü bu hastalarin %10 ile %17'sinde yaami tehdit edebilecek öl- çüde baka yaralanmalar bulunmaktadir. kisaca ATLS) protokolleri takip edilerek balanmalidir. lk or- topedik deerlendirme sirasinda, primer ve sekonder travma tetkikleri tamamlanarak hastaya hakim olunmalidir. Bu de- erlendirme, yaralanmanin zamaninin tespiti, mekanizmasi, hastanin yai ve daha önceden varsa geçirilmi yada mevcut hastaliklari ile sosyal durumunun deerlendirilmesini kap- samalidir. Mümkün olan ilk firsatta antibiyotik verilmeli ve gerekiyorsa tetanus profilaksisi yapilmalidir. Yaralanmi eks- tremite öncelikle dolaim yönü ile deerlendirilmeli ve damar yaralanmasi üphesi varsa damar cerrahisi konsultasyonu yap- tirilmalidir. Yumuak doku deerlendirilerek yaranin özellii ve kontaminasyon durumu not edilmelidir. Eer mümkünse yaranin sarilmasidir. mmobilizasyondan önce kabaca, büyük kontaminasyon etkenleri uzaklatirilarak yikama yapilmalidir. Özellikle, eer gerekli ise kirik yada eklem redüksiyonu yika- ma için operasyon odasina transporttan önce düünülmelidir. Ekstremitenin detayli bir motor ve his muayenesi hem operas- yon öncesi hem de sonrasinda yapilarak not edilmelidir. Bir- likte görülebilecek bir kompartman sendromu deerlendiril- meli varsa ortadan kaldirilmalidir. Radyografik deerlendirme eklem ve uzun kemiklere göre iki planda ve dik açili olarak elde edilmi radyogramlardan yapilmali, böylece kirik altinda ve üstünde olabilecek ilave yaralanmalar gözden geçirilmeli- dir. Mümkün olduunda ise yaranin fotorafl ari çekilmelidir. Bunlar yaranin ilk hali ile tedavi süresince geçirdii evrelerin karilatirilmasinda ve görsel olarak, kurtarilan ekstremitenin fonksiyonundan ne kadar uzaklatiinin deerlendirilmesinde paha biçilmez bilgiler salayacaktir. larinin gözden kaçirilmamasi için detayli biçimde yapilmali- dir. Ezilmi yada parçalanmi ekstremiteli politravma olgula- rinda, ilk tanisal tetkikler ve hastanin ekstremitesinin tedavisi, yaami tehdit eden durumlarin varliinda geciktirilebilmek- tedir. Bu durumlarda mümkün olur olmaz hemen yara baki- mi, steril sargi ile bütün yaranin sarilmasi ve ekstremitenin immobilizasyonu salanmalidir. Bu ameliyat odasi artlarin- |