![]() raf>ndan do¤ru tan> konmas>nda yaflanan zorluklar; prognoz ve tedavide kolayl>kla ciddi hatalar>n yap>labilmesi; ve pek ço¤u taraf>ndan paylafl>lan takiben fonksiyon limitasyonu korkusu, dirsek komflulu¤undaki yaralanmalar>n di¤erlerine nazaran daha az çekici olmas>n> sa¤lamaya neden oldu¤unu kan>tlad>." Bu endifleler bugün bile mevcuttur. Di¤er kemik- lerde, minimal tedaviyle s>kl>kla iyi sonuçlar elde edilebil- mekte, fakat dirsekte, komplikasyonlardan kaç>nmak için da- ha sald>rgan bir tedavi s>kl>kla gerekmektedir. Uygun tedavi seçimi için dirse¤in temel anatomisinin ve radyografik k>la- vuz noktalar>n anlafl>lm>fl olmas> gereklidir. minde oldu¤undan, çocuklardaki tüm k>r>klar>n %65-%75 yaralanan bölge distal ön kol olup en s>k dirsek yaralanmalar> olup, dirsek k>r>¤> olan hastala- r>n %55-%75'inde rapor edilmifltir. En s>k ikinci karfl>lafl>- lan lateral kondiler k>r>klar olup, bunu medial epikondiler k>r>klar izler. Olekranon, radius bafl> ve boynu k>r>klar>, ve medial epikondil ve T-kondiler k>r>klar çok daha nadirdir- ler. larda 8.5) olarak rapor etmifllerdir. Pek çok raporun aksine, bu araflt>rmac>lar dirsek k>r>klar>n> k>zlarda (%54) erkekler- den daha s>k bulmufllard>r. Cheng ve ark. |