background image
Girifl
Ampiyem ya da torasik ampiyem plevral
bofllukta pürülan materyalin birikmesidir.
Tedavi ve klinik tablo hekime, co¤rafi ye-
re ve ekonomik kaynaklara göre hat>r> sa-
y>l>r de¤ifliklikler gösterir. piyemli hastalar>n maksimum %40 kada-
r> baflar>s>z kateter drenaj>ndan sonra cer-
rahiye gelir ve "ampiyemli hastalar>n ge-
nelde %20'si ölür." Üçüncü dünya ülkele-
rinde, ampiyeme neden olan organizma-
lar geliflmifl dünyadakilerden büyük ölçü-
de farkl>d>r. Tedavi basit aç>k drenajdan
pahal> fibrinolitiklerle karmafl>k giriflimsel
radyolojik drenaja kadar uzan>r. Bu bö-
lüm torasik ampiyemin cerrahi tedavisini
gözden geçirirken kapal> tüp drenaj>, de-
kortikasyon ve aç>k-pencere torakostomi
üzerinde yo¤unlaflmaktad>r.
Ampiyemden ilk söz eden kifli olarak
Hipokrat an>lmaktad>r. Ampiyemin do¤al
seyrini flöyle anlatm>flt>, "Plevritik hasta-
l>klarda, hastal>k 14 gün içinde bertaraf
edilmezse, genellikle ampiyemle sonuçla-
n>r." Cerrahi tedavi de flöyle olacakt>: "Il>k
bir banyo haz>rlay>n, onu sallant>l> olma-
yan bir tabureye oturtun sesin ne tarafta
duyuldu¤unu anlamak için dinleyin; ve
tam bu yere tercihen solda bir insizyon
yap>n, o zaman daha nadir ölümle sonuç-
lan>r." Hipokrat>n tarif etti¤i aç>k drenaj
metodu 2000 y>ldan daha uzun süre kul-
lan>lmaya devam etti. 1843 y>l>nda Trous-
seau torasentez ve drenaj kullan>m>n> tarif
etti. Trousseau taraf>ndan torasentezin
önerilmesinden birkaç y>l sonra Hewett
kapal> plevral drenaj> tarif etti. Tedavi so-
nuçlar>nda önemli bir ilerleme 1918 y>l>n-
da Amerika Ordusu Ampiyem Komisyo-
nu'nun bir parças> olarak Graham ve
Bell'in raporunun sonucu kaydedildi. On-
lar>n raporundan önce, aç>k drenaj I.
Dünya Savafl> boyunca geliflen tüm ampi-
yemler için standart tedaviydi. Mortalite
oran> %30 ile %70 aras>nda de¤ifliyordu,
ki bu çok yüksekti. Hasta popülasyonu-
nun dikkatli analizi yoluyla, tedavinin
birkaç prensibe uymas> gerekti¤i sonucu-
na vard>lar. Drenaj oluyordu ama aç>k
pnömotorakstan kaç>nmaya dikkat edile-
rek. Ayr>ca erken sterilizasyon ve kavite
obliterasyonu kavramlar>n>n ve bu hasta-
larda nutrisyonun öneminin üzerinde
durdular. Bu basit prensiplerin benimsen-
mesiyle, mortalite %10-15 aras>na düfltü.
1945 y>l>nda Tillet fibrinolitik kullan>m>n>
tarif etti ve 1972 y>l>nda Clagett plevral
kavitenin antibiyotik solüsyonuyla doldu-
rularak kapat>lmas>n> tarif eden bir maka-
le yay>nlad>. Daha yak>n zamanlarda, Pa-
irolero ve Miller zor ampiyemlerin tedavi-
sinde kas fleplerinin kullan>m>yla ilgili
bilgilerimizi genifllettiler.
Ampiyem flüphesi olan bir hastay> te-
davi ederken, en iyi tedaviyi belirlemek
için al>nacak birkaç karar vard>r. ta, sepsis ya da pnömonik bir hastal>kla
iliflkili bir efüzyonu olan her hastada tan>-
sal plevral s>v> örneklemi al>nmal>d>r.
E¤er s>v> al>namazsa, örneklemin al>naca-
¤> alan>n saptanmas>na bilgisayarl> tomog-
rafi ya da ultrason yard>mc> olabilir. Ber-
rak bir püy ya da bulutsu s>v> olan hasta-
lara derhal gö¤üs tüpü yerlefltirilmelidir.
12 ile 24 saatlik bir gecikme bile, s>v>n>n
dekortikasyon gerektirecek kadar yo¤un-
laflmas>na f>rsat verebilir. Benzer flekilde,
plevral efüzyon gram boyas>nda bakteriler
görüldü¤ü zaman derhal gö¤üs tüpü yer-
lefltirilmelidir. Aras>ra, Pnömokoklara se-
konder kültür ve parapnömonik efüzyon
tek bafl>na antibiyotiklerle düzelebilir,
ama miks enfeksiyon olas>l>¤> hesaba ka-
t>lmal>d>r. pH<7.2 olan hastalara gö¤üs
tüpü yerlefltirilmelidir. Gö¤üs tüpü yer-
lefltirilmesinin di¤er nedenleri masif efüz-
yon, loküle (bilgisayarl> tomografi ya da
ultrasonla) efüzyon ve hastan>n antibiyo-
tik tedavisine klinik yan>t vermemesidir
(fiekil 32-1).
Gö¤üs tüpleri genellikle hafif sedas-
yon ve lokal anestezik infiltrasyonuyla ya-
tak bafl>nda yerlefltirilebilir. Plevral boflluk
genellikle asidik olur ve böylece yeterli
analjezi sa¤lamak daha zordur. Yine de,
uygun yap>ld>¤> zaman bir gö¤üs tüpünü
minimum rahats>zl>kla yerlefltirmek
mümkün olabilir. Tüp plevral s>v> biriki-
mi içine yerlefltirilmelidir ve drenaj> sti-
müle edecek pozisyonda olmal>d>r, ama
hastan>n tüpün üzerine yatmas>n>n gere-
kece¤i flekilde olmamal>d>r.
Geleneksel genifl çapl> (32F-36F) gö-
¤üs tüpleriyle radyografik yerlefltirilen in-
ce tüplerin (10F-14F) etkinli¤ini karfl>lafl-
t>ran klinik çal>flma yoktur. Literatürdeki
ço¤u makale iki tip tüple de iyi sonuçlar
bildirmektedir (fiekil 32-2). Benzer flekil-
de tüpün en iyi kullan>m flekliyle ilgili de
bir fikir birli¤i yoktur. Küçük çapl> tüpler
üç yollu bir stopcock arac>l>¤>yla 10-30
ml normal saline solüsyonuyla aral>kl> ir-
rigasyon gerektirir. l> tüplerde genellikle yap>lmaz, çünkü ne-
gatif intraplevral bas>nc> sürdürürken
tüpleri y>kamak daha zordur. Tekrarlanan
irrigasyon plevral bofllu¤a bakteri sokabi-
lir ama bu da incelenmemifltir. Gö¤üs
tüpleri genellikle 20 cm H
2
O suction ola-
32
Ampiyemin Cerrahi Tedavisi: Tüpler,
Dekortikasyon, Aç>k-Pencere Torakostomi
Mark S. Allen
Çeviri: Dr. Göknur Alver
280