![]() yüzünü döfleyen parietal plevra ile akci¤e- rin d>fl yüzeyini kaplayan visseral plevra aras>ndaki plevral aral>k potansiyel bir boflluktur. Plevral aral>k içinde hava ol- mas> pnömotoraks olarak adland>r>l>r ve birçok sebebe ba¤l> olarak görülebilir. Kli- nik olarak ciddiyetin belirlenmesinde; eti- yoloji, pnömotoraks>n miktar>, intraplev- ral bas>nç bileflkesi ve altta yatan akci¤e- rin durumu rol oynar. lat>lacakt>r. De¤iflik etiyolojiye ba¤l> olarak oluflan pnömotorakslarda patofizyoloji, ta- n> ve yaklafl>m seçenekleri tart>fl>lm>flt>r. Büllöz hastal>¤>n di¤erlerinden farkl> duru- muna ayr>nt>l> olarak dikkat çekilmifltir. ile kaplanm>flt>r (fiekil 12-1). Akci¤erin d>fl yüzeyini s>k> bir flekilde kaplayan vis- seral plevra genellikle bir hücre kal>nl>- ¤>nda ince bir tabakad>r. Altta yatan akci- ¤er parankiminin alveolar duvarlar>na elastik fiberlerden oluflmufl ba¤ dokusu arac>l>¤> ile tutunmufltur. Böylece, visseral plevra ile sard>¤> akci¤er parankimi ara- s>nda gerçek bir klivaj düzlemi bulunmaz. Visseral plevrada somatik innervasyon yoktur. ragma ve mediastinumun iç yüzünü kaplar ve bu yap>lara endotorasik fasiya denilen fibröz ve ba¤ doku tabakas> arac>l>¤> ile tu- tunur. Endotorasik fasiya diseksiyon düz- lemi oluflturarak parietal plevran>n gö¤üs duvar> ve di¤er yap>lardan soyulmas>na r>n üzerinde en kal>n ve sa¤lamd>r. Medias- tinal yap>lar> örterken ve sternum alt>nda ise en incedir. Parietal plevra interkostal si- nirler arac>l>¤> ile somatik, sempatik ve pa- rasempatik innervasyona sahiptir. na ra¤men nispeten apaç>kt>r. Fonksiyo- nel rezidüel kapasite; istirahat halinde normal bir ekspirasyonu takiben akci¤er- lerde kalan hava volümüdür. Solunum s>- ras>nda gö¤üs duvar> ve akci¤erin elastik ve retraktil do¤as>, parietal ve visseral plevray> çekip birbirinden uzaklaflt>r>r böylece genellikle --2 ile --5 cm H oluflturur. parankiminin normal elastik geri çekilme kuvvetine karfl> d>fltaki gö¤üs duvar> ve di- afragmatik kuvvetler -20 ile -35 cm H lir. Yerçekimi de bu negatif intraplevral bas>nç üzerinde bir etki oluflturur. Dik po- zisyonda, apeksteki intraplevral negatif bas>nç kostofrenik sulkus bölgesindeki akci¤er taban>ndakinden büyüktür (yük- sekli¤in her bir cm'sinde 0.25 cm H lerin fliflerek gerilmelerinde art>fl ile apikal bleblerin y>rt>lmas> sonucu spontan pnö- motoraksa büyük predispozisyon olufltur- maya bir derece katk>s> olabilir. mas>n>n sonucu (respiratuar oran < 1) venöz kan, arterial sistem ve plevral aral>ktaki gazlar aras>nda bir bileflke parsiyel bas>nç gradienti oluflur. Genellikle 54 ve 72 cm H cmH Daha pratik olarak bu durum, pnömotoraks durumunda oldu¤u gibi, plevral havan>n dif- füzyon yoluyla venöz dolafl>ma dereceli olarak nas>l reabsorbe edilebildi¤ini de aç>klar. atmosferik bas>nç de¤ifliklikleri ile de¤ifl- mezken, bu gazlar>n hacimlerinde önemli bir de¤ifliklik olabilir. Boyle kanunu, sabit bir s>cakl>kta bir gaz kütlesi için, bas>nç (p) ile hacim (V) çarp>m>n>n bir sabite (c) eflit oldu¤unu ifade eder. ters orant>l>d>r. Bu durum pnömotoraks söz konusu oldu¤unda klinik olarak önemli bir çok sonuç ile iliflkilidir. melen bas>nçl> bir kabinde olmas>na ra¤men gö¤üs tüpü ile sa¤land>¤> gibi intaplevral gaz için bir ç>k>fl yolu olmad>¤>nda barometrik bas>nç düflüklü¤ü ile orant>l> pnömotoraks hacminde bir art>fl olmas> beklenebilir. ferik bas>nc>n daha düflük oldu¤u) bir yerde olan bir klinisyen, deniz seviyesine yak>n yerleflimli meslektafl> taraf>ndan görülen uy- gulamaya göre pnömotorakslar>n tek bafl>na emici difüzyon ile ortadan kalkmas>n> daha yavafl olarak bekleyebilir. Patofizyoloji rakslar>n en s>k nedenidir ve y>lda |