ARTRİTE GİRİŞ Artritler: Giriş ve Genel Bakış Artritik Süreçlerin Klasik Görünümü Bir hastada bir artritik süreç iyi yapılandığında genellikle görüntüleme ile tanısının konmasını sağlayacak tipik bir görünüme ulaşır. Kısmen erken ya da orta evredeki bir hastalıkta, radyografiler genellikle doğru tanıya varmak için yeterlidir. Tanı genellikle eklem anormalliklerinin lokalizasyonuna ve diğe birçok radyografik özelliklere bağlıdır. Tutulan eklemin lokalizasyonu sıklıkla bazı tanıları eler ve diğerlerinin olasılığını arttırır. Örneğin, distal interfalangeal eklem hastalığı sıklıkla psöriatik artrit, osteoartrit ve eroziv artritte görülür. Bununla birlikte, romatoid artritte görülmediğinden bu tanı olasılığı dikkate alınmaz. Benzer şekilde, sakroiliyak eklemleri tutmuş bir hastalık ankilozan spondilit, inflamatuar barsak hastalığı artriti, psöriatik spondilartropati, kronik reaktif artrit, osteoartrit ve difüz idiyopatik iskelet hiperostozisi (DİİH) olasılığını arttırır. Sık tutulan eklem lokalizasyonları bu bölümde şematik şekilde resimlerle gösterilmiştir. Erken dönemde ve en sık tutulan eklemlerin diğer daha az sıklıkla ya da hastalığın son evresinde tutulan eklemlerden ayırt edildiğine dikkat ediniz. Tutulan eklemlerin lokalizasyonu olası tanıların bir listesinin oluşturulmasına kesinlikle katkıda bulunurken yukarıdaki örneklerde olduğu gibi liste göreceli olarak uzun olabilir. Bu listenin tek bir tanıya indirgenmesine yardımcı olacak bir çok farklı parametre izleyen tablolar içinde özetlenmiştir. Bu parametrelerin bazıları hakkında aşağıdaki gibi daha ileri açıklamalar yardımcı olabilir. Yaş ve cinsiyet uygulamada en kolay parametreler olabilir. Çocuklar (jüvenil inflamatuar artrit, hemofilik artropati, inflamatuar barsak hastalığı artropatisi ve septik eklem) ve gençleri (çocukluk çağında görülenlere ek olarak erken başlangıçlı erişkin romatoid artrit ve ankilozan spondilit) etkileyen çok az sayıda artritik süreç mevcuttur. Bazı hastalıklar bir cinsiyette daha sık bulunrken (erkeklerde gut, ankilozan spondilit, kronik reaktif artrit ve kadınlarda romatoid artrit) bazı hastalıklar sadece bir cinsiyette görülür (hemofilik artropati ve hemokromatozis). En önemli parametrelerden bir tanesi sürecin karakteridir. Bazı artritler sadece erozivdir; romatoid artrit bu grubun en tipik olanıdır. Diğerleri sadece kemik-yapıcı (aynı zamanda “prodüktif” olarak da adlandırılır) özelliktedir. Bu kemik yapımı osteofit (osteoartritte olduğu gibi), entesopati ya da ligamentöz osifikasyon (ankilozan spondilit, DİİH ve posterior longitudinal ligaman osifikasyonu (PLLO) da olduğu gibi) ya da periostit (psöriatik artrit, kronik reaktif artrit ve jüvenil idiyopatik artritte olduğu gibi) şeklinde görülebilir. Diğer süreçler karışık olabilir, bazen erozyonlarla başlayıp osteofitlerle devam ederken (pirofosfat artropati ya da gutta olduğu gibi) bazen de periostit ile başlayıp erozyon ve osteofitlerin bir arada olmasıyla devam eder (psöriatik artrit ya da kronik reaktif artritte olduğu gibi). Bu süreçler zaman içinde tam olarak oturduklarında artritin her tipi için farklı olmaya eğilimlidirler; hastada sürecin karakteri ve primer lokalizasyonunun değerlendirilmesiyle tanı genellikle güvenceye alınabilmektedir. Bir artritik sürecin iki taraflı simetrik oluşu yararlı bir özelliği olabilir. Özellikle romatoid artrit bilateral simetrik görünümüyle iyi tanınır. Romatologların artriti 1 2 simetrik olarak değerlendirmek için spesifik parmakların spesifik eklemlerinin tutulumuna ihtiyaç duymadıklarına dikkat ediniz. Örneğin, sol elin beşinci PİF eklemi ve sağ elin üçüncü PİF eklemi her iki elin PİF eklemleri tutulmuş olduğundan simetrik hastalık olarak kabul edilebilmektedir. Romatoid artrit de dahil olmak üzere artritik hastalığın erken evrelerinde bilateral simetri olmayabilir. Benzer şekilde ankilozan spondilitin sakroiliyitinin genellikle bilateral simetrik olduğu düşünülürse de hastalığın erken evrelerinde simetri şaşırtıcı bir şekilde sıklıkla yoktur. Bu nedenle bilateral simetriye dair yararlı genelleme çoğu kez hastalık sürecinin olgunlanmış evrelerinde yapılır. Fakat, erken artriti değerlendirirken simetri “kuralları” nın sert bir biçimde uygulanılmasından kaçınılmalıdır. Yumuşak doku şişliği radyografide artritin en erken bulgusu olarak anahtar rol oynayabilir. Sosis parmak, eklem aralığında daralma ya da eklemde erozyon olmadığı durumda bile hafif periostitin fark edilmesini sağlayabilir. Metakarpofalangeal eklemi çevreleyen şişlik metakarp başının daha ayrıntılı incelenmesine neden olarak erken inflamatuar hastalıkta kortikal silikliğin ya da nokta-çizgi paterninin gözlemlenmesini sağlayabilir. Bu anormallikler komşu eklemin daha yakından incelenmesine neden olduklarından her görüntü penceresinde yumuşak dokuların değerlendirildiğinden emin olun. Yumuşak doku kitlelerinin artritik sürece eşlikçiliği sık değildir. Bununla birlikte, tanının özgünleşmesini sağlayabilirler. Değişik derecelerde dens doku içeren bir kitle olarak görülen gut tofüsü tanısal olabilir. Başka bir örnek olarak, akroosteoliz ve interfalangeal eklem erozyonları ile birlikte görülen yumuşak doku nodülleri nadir bir hastalık olan multisentrik retikulohistiyositozisin tanısını sağlayabilir. DİİH/PLLO’nun ligamentöz osifikasyonu, spondilozis deformansın osteofitleri, ankilozan spondilitin sindesmofitleri ve psöriatik artrit ile kronik reaktif artritin paravertebral osifikasyonunun ayırıcı tanısında paravertebral osifikasyonun özelliği sıklıkla doğru tanıyı gösterir. Ancak diğer parametrelerde olduğu gibi bu antitelerin her birinde olgunlaşmış paravertebral osifikasyonun birbirine benzer görünüme sahip olabileceğini bilmek önemlidir. Gerçek osteofitler disk aralığını köprüleşerek geçebilir ve DİİH’in akıcı ligamantöz osifikasyonuna benzer görünüm oluşturabilir. Olgun ankilozan spondilitte erken dönemde görülen ince vertikal osteofitlerden çok daha iri sindesmofitler mevcuttur. Subkondral kistler tüm artritik süreçlerde mevcut olduğundan ayırıcı tanılarında nadiren yarar sağlar. Bununla birlikte, nadiren subkondral kistler o kadar büyük olur ki tanı için yarar sağlayacak karakteristik şekle dönüşebilir. Diğer özellikleriyle romatoid artrite benzeyen bir süreçte büyük subkondral kistlerin varlığı dirençli romatoid artrit tanısını sağlar. Çok büyük kistler pirofosfat artropatisi ve pigmente villonodüler sinovitte de izlenir. Osteoartrit ve gut da çok büyük subkondral kistler oluşturur. Kemik yoğunluğu her zaman hasta yaşı ve cinsiyeti göz önüne alınarak yorumlanmalıdır. Yaşlı kadın hastalar üzerine eklenmiş romatoid artrit (klasik olarak yaygın osteoporoz tarafından takip edilen jukstaartiküler osteoporozun nedeni olarak tanımlanırlar) olsun ya da olmasın genellikle yaygın osteoporoza sahip olacak-