72 AMER‹KAN PS‹K‹YATR‹ B‹RL‹⁄‹ PS‹K‹YATR‹ ‹Ç‹N KURUL SINAVLARI HAZIRLIK VE GÖZDEN GEÇ‹RME KILAVUZU yetmezli¤i, alerjik hastal›klar ve otoimmün bozukluklar olarak alt s›n›flara ayr›labilirler. Ba¤›fl›kl›k eksikli¤i hastal›klar›nda, vücut patojen ya da habis tümörleri tan›mada ya da onlarla savaflmada yetersizdir. Hem B hem de T hücre ifllevlerinin ciddi düzeyde bozuk oldu¤u a¤›r kombine immün yetmezli¤i bu duruma bir örnektir. Genelde konjenital olan, hem humoral hem de hücrearac›l› ba¤›fl›kl›¤› etkileyen bu bozukluk, vücudun kayna¤› ne olursa olsun enfeksiyonla savaflmas›n› önlemektedir. Etkilenen kifliler tedavisiz kald›klar›nda bakteriyel, viral ya da fungal (ya da hepsinin birleflimi) enfeksiyonlara h›zla yenik düflerler. Di¤er ba¤›fl›kl›k yetmezlikleri daha özgündürler. Örne¤in; nötropeniye neden olan baz› kemoterapi rejimleri hastalar› bakteri enfeksiyonlar›na yatk›n hale getirmektedirler. HIV enfeksiyonu nedenli AIDS, ba¤›fl›kl›k sisteminin bir parças›ndaki yetmezli¤in yayg›n patolojilere sebep olabilece¤ini göstermektedir. Virüs, T-yard›mc› (T-helper, Th) lenfosit yüzeyindeki CD4+ proteinine ba¤lanarak hücreye girer ve birçok yolla hücrenin ifllevine müdahale eder. T-yard›mc› lenfositlerinin ba¤›fl›kl›ktaki rolleri çok önemlidir ve fonksiyon kayb›na u¤ramalar› etkilenen kiflide ba¤›fl›kl›k ile ilgili birçok bozukluk için zemin haz›rlar. Hastalar, Kriptokok, Mikobakteri türleri ve Toksoplazma gibi f›rsatç› enfeksiyonlara duyarl›d›rlar. Sitomegalovirüs veya herpes virüsleriyle reaktivasyon ya da ciddi enfeksiyonlar oluflabilir. HIV enfeksiyonlu hastalar ayr›ca, Kaposi sarkomu ve santral sinir sistemi lenfomalar› gibi kanserler için risk alt›ndad›rlar. HIV/AIDS sendromu, tekbir ba¤›fl›kl›k hücre tipinin fonksiyon bozuklu¤unun bir tak›m ba¤›fl›kl›k süreçlerine nas›l yans›d›¤›n› göstermektedir. Ba¤›fl›kl›k bozukluklar› ayr›ca yüksek ölçüde ba¤›fl›kl›k kaynakl› durumlar›da içermektedir. Bu hastal›klar iki tiptir; ba¤›fl›kl›k sisteminin patojen olmayan çevresel antijenlere afl›r› tepki gösterdi¤i alerjik hastal›klar ve sistemin kendi antijenlerine tepki göstermesinin engellenemedi¤i otoimmün hastal›klar. Bu süreçlerin, vücut enerji kaynaklar›n›n tüketimi, öz dokular›n hasar› ve ba¤›fl›kl›k sisteminin d›fl kaynakl› patojenlere yeterli yan›t vermesinin engellenmesi gibi birçok patolojik sonuçlar› olmaktad›r. Bütün alerjik hastal›klarda ana patoloji mast hücre degranülasyonudur. Mast hücreler özellikle deri, respiratuar mukoza ve gastrointestinal sistemde bol miktarda bulunur. Alerjik reaksiyonlar›n patofizyolojisi, immünoglobulin E’ye ba¤lanan antijenlere cevap olarak mast hücre aktivasyonunu ve afl›r› aktif T-yard›mc› 2 (Th2) hücre yan›t›n› içerir. Mast hücrelerden sal›nan histamin, kapiller geçirgenli¤in artmas›na ve düz kas kas›lmas›na neden olur. Antijenle karfl›laflmada oluflabi- lecek en ciddi alerji flekli, bronkospazm ve hipotansif tepkinin görüldü¤ü anafilaktik reaksiyondur (Abbas ve Lichtman 2003). Otoimmün hastal›klar, sistem kendi antijenlerini yabanc› olarak tan›mlad›¤›nda oluflur ve bir seri ba¤›fl›kl›k olay› öz dokunun zarar görmesi ile sonuçlan›r. Bu çok faktörlü hastal›klar kiflisel genetik yatk›nl›k, antijene maruziyet ve hormonal örüntüler gibi birçok faktörün birlefliminden kaynaklan›r. Bu durumlarda, kiflinin kendi antijenlerine çok s›k› ba¤land›klar› için elenmifl olmalar› gereken lenfositler olgunlu¤a eriflirler. Viral enfeksiyonlar ya da di¤er uyaranlar öz hücrelerde yüzey de¤iflikliklerine neden olabilirler, bu da ba¤›fl›kl›k hücrelerinin bu hücreleri yabanc› olarak tan›mlamalar›na ve sald›rmalar›na neden olur. Bu mekanizmalarla do¤rudan doku hasar› oluflabilir. Dolafl›mdaki antijen-antikor komplekslerinin renal doku ve mikrodolafl›mda depolanmas› ve bu dokulara zarar vermelerinin söz konusu oldu¤u sistemik lupus eritematozusta (SLE) oldu¤u gibi ikincil etkilerde görülebilir. Ba¤›fl›kl›k yetmezli¤i ve otoimmün bozukluklara verilen bu örnekler, ba¤›fl›kl›k düzenlenmesi bozuldu¤unda oluflabilecek hastal›klar›n çeflitlili¤i ve fliddetini yans›tmaktad›rlar. Stres, Depresyon ve Ba¤›fl›kl›k: Hastal›k Üzerine Etkileri Kanser Kanser gelifliminde depresyonun etkisi ile ilgili veriler kar›fl›kt›r (Raison ve Miller 2003). McGee ve arkadafllar› taraf›ndan yürütülen prospektif çal›flmalar› içeren bir meta-analizde (1994), depresyonu olan hastalarda kanser riski için, küçük ama istatistiksel olarak anlaml› art›fl bulunmufltur. Wulsin ve arkadafllar›n›n yürüttü¤ü, mortalite ve depresyon üzerine olan 50’den fazla çal›flmay› içeren daha eski tarihli bir derlemede (1999) yazarlar, depresyonun özellikle erkeklerde kardiyovasküler hastal›k nedenli ölüm riskini artt›rd›¤› ama kanser nedenli ölüm riski üzerine etkisinin olmad›¤› sonucuna varm›fllard›r. Her iki çal›flmada da olas› arac› de¤iflkenleri kontrol eden yüksek nitelikli çal›flma bulunmamas› elefltirilmifltir. Depresyondaki sigara içicilerinde artm›fl kanser riski (Linkins ve Comstock 1990), depresyondaki erkeklerde artm›fl akci¤er kanseri riski (Knekt ve ark. 1996) ve yüksek umutsuzluk seviyelerine sahip erkeklerde artm›fl kanser riski (Everson ve ark. 1996) bulan dikkate de¤er çal›flmalar mevcuttur. Veriler birlikte ele al›nd›¤›nda, depresyonun tek bafl›na kiflileri daha yüksek risk alt›nda b›rakmad›¤› ama özellikle sigara içicili¤i gibi di¤er risk faktörlerinin varl›¤›nda kanser riskini artt›rabilece¤i öne sürülebilir.