göstermifltir. Ulusal Sa¤l>k ve Beslenme oldu¤unu ortaya koymufltur. Eriflkinlerdeki e¤ilim takip NHANES anketleri ile de¤erlendirilmifl, 1976-1980 aras>nda %47,0 olarak tespit edilen afl>r> kiloluluk ve obezite prevalan- s> 2003-2004 y>llar> aras>nda %66,2 düzeyine ve sadece obezi- te prevalans> iki kattan daha fazla artarak %15.0'dan %32,9'a artm>flt>r. Obezite prevalans> Latin Amerikal> olmayan siyah- larda %45,0, Meksikan Amerikal>larda %36,8 ve Latin Ame- rikal> olmayan beyazlarda ise %30,6 olarak tespit edilmifltir. adolesanlarda olmufltur. NHANES 2003-2004 anketinde Amerika Birleflik Devletlerinde çocuk ve adolesanlar>n %17,1'inin afl>r> kilolu (BMI %5 olarak tespit edilen obezite prevelans>, NHANES 2003- 2006'da %12,1'e yükselmifltir. Benzer olarak; en güncel ulusal anketlere göre 6-11 yafl grubunda obezite prevelans> %6,5'den %17,0'a ve 12-19 yafl grubunda %5'den %17,6'ya yükselmifl- tir. makla birlikte, obezite ve afl>r> kiloluluk geliflmekte olan ül- keler de dahil olmak üzere daha yayg>n hale gelmektedir. Çin'de fazla kiloluluk prevelans> 1992-2002 y>llar> aras>nda %14,6'dan %21,8'e yükselmifl, en fazla art>fl erkeklerde, fle- hirlerde yaflayanlarda ve yüksek gelir grubunda olanlarda iz- lenmifltir. Hindistan'da 2003-2005 y>llar> aras>nda k>rsal ke- simde erkeklerde %9,4 olan afl>r> kiloluluk prevalans> kent- sel alanda kad>nlarda %38,8'e yükselmifltir. milyon) obez eriflkin oldu¤u tahmin edilmektedir. Konserva- tif projeksiyonlar kullan>ld>¤>nda ve uzun süreli e¤ilimler dik- kate al>nmad>¤>nda 2030 y>l>na kadar fazla kilolu eriflkinlerin say>s>n>n 1,35 milyara, obez eriflkinlerin say>s>n>n 573 milyo- na ulaflmas> beklenmektedir. Yazarlar mevcut uzun süreli e¤i- lim azalmad>¤> takdirde toplam afl>r> kilolu eriflkin birey say>- s>n>n 2,16 milyara ve obez eriflkin birey say>s>n>n 1,12 milyara ulaflaca¤> konusunda uyarmaktad>r. Amerika Birleflik Devlet- lerinde yaflayanlara bak>ld>¤>nda projeksiyonlar 2030 y>l>na kadar eriflkinlerin %86,3'ünün afl>r> kilolu veya obez (%51,1) olaca¤>n> ve bu durumdan en çok siyahi kad>nlar>n (%96,9) ve Meksikan-Amerikan erkeklerin (%91,1) etkilenece¤ini göstermektedir. Wang ve ark., 2048 y>l>na kadar tüm Ameri- kal> eriflkinlerin afl>r> kilolu veya obez olaca¤> ve çocuklardaki afl>r> kiloluluk (BMI Aç>klamalar nin h>zl> art>fl>n> aç>klayacak birçok hipotez sunulmufltur. En temel ve basit aç>klamalar yaflam tarz> de¤ifliklikleri, düzenli fiziksel aktivitenin azl>¤> ve enerji dengesini bozacak flekilde artm>fl kalori al>m> ile bafllamaktad>r. Ancak obezite epidemi- faktörler, sosyal norm ve de¤erleri, hükümetlerden medya ve yeme/e¤lence endüstrisine uzanan birçok sektörü, ifl/ev/ma- halli çevredeki davran>fllar>, genetik, sosyoekonomik, kültü- rel ve psikososyal kiflisel faktörleri içerir. Framingham ko- hortunun yeni bir sosyal a¤ analizinde, araflt>r>c>lar kiflinin kilo durumunun (kilo al>m>, kayb> veya kilosunun sabit kal- mas>) üç dereceye ayr>lacak flekilde arkadafllar> ve ailesinden yüksek düzeyde etkilendi¤ini tespit etmifltir. Global olarak obezite epidemisini anlaml> düzeyde durdurmak için çok yönlü yaklafl>m>n gereklili¤i anlafl>lmaktad>r. Düzenlenmesi artan enerjinin ya¤ olarak depolanmas>d>r. Bu dengesizli¤i neyin yaratt>¤> net olarak bilinmemekle birlikte enerji al>m>, beslenme ve enerji kullan>m>na yönelik yak>n dönemde tarif- lenen fizyolojik sistemler obezite patofizyolojisine baz> aç>k- lamalar getirmifltir. Besin al>m> ve enerji kullan>m>n> kontrol eden fizyolojik sistemler (1) bireyin enerji durumunu alg>la- yan uzun süreçli ve k>sa süreçli afferent sinyaller (2) efferent yan>t>n belirlendi¤i en önemlisi hipotalamus içinde olan en- tegre beyin merkezleri ve (3) açl>¤>n fliddetini ve enerji kulla- n>m düzeyini belirleyen efferent sinyallerden oluflmaktad>r. cak, bu sistemin temel rolü starvasyonun önlenmesindedir. Yani bazal metabolizma fiziksel aktivite, büyüme ve üreme için ihtiyaç duyulan yeterli enerji al>m>n>n sa¤lanmas>d>r. Sonuç olarak bu fizyolojik sistem enerji fazlal>¤>n> kontrol etmek yerine enerji eksikli¤ini önlemek taraf>ndad>r. Enformasyonu: Leptin ve K>sa- Süreçli Gastrointestinal Sinyaller önemli aferent sinyal leptin hormonudur. 1994'te bulunan bu sitokin benzeri 167 amino asitlik protein, adipositlerden salg>lan>r. Bazal koflullar alt>nda serum leptin düzeyi ya¤ kütlesi ile koreledir (r = 0.8) ve kilo kayb> ile serum leptin düzeyi azalmaktad>r. Azalan leptin düzeyi beyine negatif enerji dengesinden kaynaklanan ya¤ deposunda azalma sin- yali verir. Bu durum enerji depolar>n>n ve enerji dengesini yeniden düzenleyen ifltah ve enerji kullan>m>nda kompansa- tuvar etkilerin oluflmas>na yol açmaktad>r. Leptinin rolü en iyi insanlarda nadir rastlanan komplet leptin eksikli¤i olan vakalar>n fenotipi ile anlafl>lm>flt>r. Bu vakalar erken bafllan- g>çl>, ileri derecede fliddetli obeziteye ra¤men fliddetli açl>k davran>fllar>n> ve fizyolojik bulgular>n> göstermifllerdir. Bu bulgular hiperfaji, azalm>fl immun fonksiyon ve hipogona- dotropik hipogonadizmi içermektedir. Hipogonadotropik hipogonadizm etkisi leptin sinyal yetersizli¤i nedeni ile bey- |