direnç için çaba gösterirler. Sigara gibi nedenlerle indükle- nen artm>fl oksidatif stres, tokoferol içeri¤ini boflalt>r. Lipop- roteinlerin oksidasyonu, makrofajlarda ve düz kas hücrele- rinde temizleyici reseptörler arac>l>¤>yla endositozu uyar>r ve köpük hücrelerin oluflumuna yol açar. Yak>n zamanda yap>- lan çal>flmalar D vitamininin, muhtemelen makrofajlar>n inflamatuvar aktivitesini etkileyerek, aterosklerozun önlen- mesinde rolü oldu¤unu kuvvetle desteklemektedir. düflürerek ve plateletler yoluyla trombogenezi artt>rarak ate- rogenezi h>zland>r>r. Aktive plateletler, platelet arac>l> büyü- me faktörü (PDGF) salarak düz kas kaynakl> hücrelerin ço- ¤almas>n> ve lezyona göçünü uyar>rlar. lanan metalloproteazlar ateromu zay>flat>r, böylece çatlak ve y>rt>lma oluflabilir. Kan>n subintimal kollajene ve doku fak- törüne maruz kalmas> trombogenezi uyar>r, bu da akut ko- roner olaylar> h>zland>r>r. HDL düzeyleri ile aterogenez ara- s>ndaki ters iliflki muhtemelen kolesterolün geri al>nmas> ve lipoproteinlerin oksidasyona karfl> korunmas>nda belli HDL türlerinin rolünü yans>t>r. Döndürülmesi aterosklerotik lezyonlarda gerileme oluflturabilece¤ini gös- termifltir. Büyük çal>flmalar daha önce koroner hastal>k öy- küsü olmayan hiperlipidemili kiflilerde (primer önleme) ve önceden hastal>¤> olanlarda (sekonder önleme) yeni koro- ner olay insidans>nda lipid düflürücü tedavi ile çarp>c> azal- malar oldu¤unu kan>tlam>flt>r. Böylece, zaman>nda ve lipid bozuklu¤una uygun hipolipidemik tedavi koroner hastal>k insidans>n> ve anjioplasti, stent, by-pass cerrahisi gereksini- mini azalt>r. Bu yarar>n büyüklü¤ü ile karfl>laflt>r>ld>¤>nda te- davinin yan etkileri çok azd>r. endüstriyel Bat> toplumlar>ndaki yüksek koroner hastal>k in- sidans>n> büyük oranda aç>klar ve lipoprotein düzeylerini dü- flürecek diyet de¤iflikliklerinin yap>lmas>n>n yarar>n> gösterir. GEÇ birlikte tafl>n>rlar. Bunlar>n en basit kompleksleri esterifiye olmayan veya serbest ya¤ asitleri (SYA) ve albümin ile olu- flanlard>r ve SYA'lerini periferik adipositlerden di¤er doku- lara tafl>maya yard>m ederler. 19-1). Çekirdekteki bafll>ca lipidler kolesterol esterleri ve trigliseridlerdir. Trigliseridler, barsaktan yeni emilen lipid- leri tafl>yan flilomikronlar>n çekirde¤inde ve karaci¤er kay- nakl> VLDL'de ço¤unluktad>r. Bu lipoproteinlerden kay- naklanan art>klar>n çekirdeklerinde kolesterol esterlerinin rölatif içeri¤i artm>flt>r. Kolesterol esterleri LDL ve HDL'deki bafll>ca çekirdek lipiddir. Her lipoproteinde çe- kirde¤i çevreleyen tek katl> amfifilik fosfolipidler ve esteri- fiye olmam>fl (serbest) kolesterol vard>r. Lipidlere non-ko- valent ba¤lanan apoproteinler bu tek katl> yüzeyde yer al>r (fiekil 19-1). leri gibi davranan çok yüksek molekül a¤>rl>kl> B proteinleri içerirler. Daha küçük apoproteinlerin aksine, B proteinleri bir lipoprotein partikülünden di¤erine göç etmez. VLDL, B- 100 proteini içerir ki bu protein karaci¤erde VLDL kal>nt>- lar>ndan LDL oluflumu esnas>nda korunmaktad>r. Barsak B protein, B-48, proteini sadece flilomikronlar ve kal>nt>lar>n- da bulunur. Apo B-100, VLDL'nin LDL'ye dönüflümü esna- s>nda ortaya ç>kan LDL reseptörüne ba¤lanmas> için bir li- ganda sahiptir. inler bulunmaktad>r (Tablo 19-1). C-II, C-III, C-IV olmak üzere dört ayr> tipi vard>r. Apo C-II lipoprotein lipaz için gerekli bir kofaktördür. (g/cm Apolipoproteinler |