- Page 1
- Page 2 - Page 3 - Page 4 - Page 5 - Page 6 - Page 7 - Page 8 - Page 9 - Page 10 - Page 11 - Page 12 - Page 13 - Page 14 - Page 15 - Page 16 - Page 17 - Page 18 - Page 19 - Page 20 - Page 21 - Page 22 - Page 23 - Page 24 - Page 25 - Page 26 - Page 27 - Page 28 - Page 29 - Page 30 - Page 31 - Page 32 - Page 33 - Page 34 - Page 35 - Page 36 - Page 37 - Page 38 - Page 39 - Page 40 - Page 41 - Page 42 - Page 43 - Page 44 - Page 45 - Page 46 - Page 47 - Page 48 - Page 49 - Page 50 - Page 51 - Page 52 - Page 53 - Page 54 - Page 55 - Page 56 - Page 57 - Page 58 - Page 59 - Page 60 - Page 61 - Page 62 - Page 63 - Page 64 - Page 65 - Page 66 - Page 67 - Page 68 - Page 69 - Page 70 - Page 71 - Page 72 - Flash version © UniFlip.com |
![]()
294
III. Spesifik Kardiyak Bozukluklarda Anestezi Yönetimi
7. Off-pump koroner bypass klasik koroner KABG ile kıyaslandığında, mortalite ve yaşam kalitesinde farklılık bulunmaz. Ancak, off-pump koroner bypass’la ventilasyon süresi, hastanede kalış süresi ve morbidite daha azdır. 8. Bypass öncesinde, sırasında ve sonrasında iskeminin birçok nedeni olabilir. 9. Kısa süreli iskemi süreci daha sonraki uzun süreli iskemi ve doku reperfüzyonu ile oluşan hasardan koruyabilir. İskemik ön-koşullandırma hayvanlar ve insanlarda gösterilmiştir.
I.
1
2
Giriş A. Koroner arter hastalığının yaygınlığı ve ekonomik etkileri. Son dekatlarda koroner kalp hastalığından ölüm oranı azaldı ise de, ABD’de halen ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. ABD’de 16 milyon kişide anjina pektoris, miyokard enfarktüsü öyküsü, veya her ikisi vardır [1]. Yılda 400,000’den fazla KABG revaskülarizasyon girişimi yapılmaktadır [1]. Koroner arter hastalığının ekonomik sonuçları çok büyüktür. ABD’de kardiyovasküler hastalığın yıllık maliyetinin 400 milyar dolara yakın olduğu tahmin edilmektedir ki bu, ciddi hastalıklara bağlı toplam sağlık maliyetlerinin %17’sini oluşturur [2]. Ayrıca, koroner kalp hastalığı Sosyal Sigortalar Kurumunun iş göremezlik ödemelerinin neredeyde beşte birinden sorumludur [1]. B. Koroner arter hastalığının belirtileri ve progresyonu. Koroner arter hastalığına bağlı anjina pektoris ve diğer belirtilerin detaylı açıklaması Bölüm 3’te yer almaktadır. Kapak hastalığı olan hastalardaki genellikle ön görülebilen zaman aralığı ve belirtilerin progresyonundan farklı olarak, koroner arter hastalığı olanlarda belirtilerin başlangıcı değişken olduğu gibi hastalığın progresyonu, anjina veya miyokard enfarktüsü gibi farklı olaylarla karakterizedir. Hastaların çoğunda iskemi belirtileri yoktur; bu “sessiz” iskemik olaylar tanı koymak için dikkat ve cerrahi öncesi ve sonrasında hızlı tedaviyi gerektirir. miyokard enfarktüslerinin sadece %18’i uzun süredir devam eden anjinadan öncedir [1].Bu hastaların preoperatif değerlendirmeleri tüm yönleri ile (ör., efor testi ve kardiyak kateterizasyon) Bölüm 3’te tartışılmıştır. C. KABG tarihsel perspektifi. Başarısız veyayetersiz miyokardiyal revaskülarizasyon girişimleri 1960’lardan eskidir. Cleveland kliniğinde Favalaro ve Effler 1967’de safen ven ile bypass greftleme girişimlerine başlamıştır. Green 1968’de internal mamarian arterin (İMA) direkt olarak koroner artere anastomozunu gerçekleştirmiştir. 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında bir takım çalışmaların İMA greflemesi ile safen ven greflerine göre daha fazla açık kalma oranı bildirmelerini takiben İMA greftine ilgi, yeniden başlamıştır. Üstelik İMA grefi uygulanan hastalarda, ventrikül fonksiyonundan bağımsız olarak, uzun-dönem sağ kalım daha belirgin bulunmuştur. Kardiyak cerrahide daha ileri iyileşmeye (“fast-track”) ilgi, belki de kaynağın kullanılması ile alakalı klinik sonuçlarda düzelmenin fark edilmesine yol açmıştır [3]. Yeni miyokardiyal stabilizasyon gereçlerinin keşfi,miyokardiyal revaskülarizasyon için seçilmiş olgularda KPB’i gereksiz kılmıştır. 1990’larda pek çok merkezin minimal invasif revaskülarizasyon teknikleri ve transmiyokardiyal revaskülarizasyonla ilgili denemeleri olmuştur. Bu süreçte, koroner revaskülarizasyon sırasında TEE kullanımına ilgi artmıştır. Kardiyak cerrahiye aday hastalarda fizyolojik dengesizliğin boyutu, yaşlı popülasyonun artması, reoperasyon sıklığında artış, daha düşük derecede hastalığı olanlara çok sayıda damar anjiyoplastisi yapılması ve intrakoroner stent takılmasına bağlı, artmaya devam etmektedir. D. KABG cerrahisinde morbidite ve mortalite riskinin değerlendirilmesi 1. Giriş. KABG cerrahisi için çok büyük sayıda olan risk sınıflama şemasının kapsamlı olarak tekrar gözden geçirilmesi, bu kitabın kapsamı dışındadır; ancak, en popüler risk sınıflama kalıpları ile ilgili tartışma aşağıda yer almaktadır. 2. Risk faktörü modelleri. Risk sınıflama kalıpları belli risk faktörlerine spesifik olarak farklılık gösterir ve de risk faktörlerinin tümü her çalışmada yer almazsa da, belli fak-
|