![]() yarat>r. Bu durumda replikasyonunun her bir döngüsünde, kesikli zincir kromozomun ve k>s>mlar>nda replike olamaz, telomer bu yüzden k>sal>r ve tekrar k>sal>r. Hücre bölünmesi s>ras>nda telomerlerin korunmas> özel bir ribonükleoprotein olan telomeraz enziminin görevi olup; bu enzim telomerlerde repetetif DNA'n>n eklenmesi için kendi RNA's>na tem- plate oluflumunu sa¤lar. Farkl> türlerin telom- erlerinde farkl> tekrarlar vard>r; insanda telom- eraz, TTAGGG, bir hegzomerik DNA tekrar> ilave eder. (fiekil 16-6) rarlar> içerir. Geliflme s>ras>nda, telomeraz fonksiyonu azal>r ve telomerler her bir hücre bö- lünmesinde yaklafl>k olarak 35 bazl>k telomerik tekrar DNA's>n> kaybederek k>sal>r. Yüzlerce hücre bölünmesinden sonra kromozom uçlar> hasarlan>r ve telomerler yak>nlar>na lokalize olan genler delesyona u¤rayabilir. Hasar gör- müfl DNA, asl>nda p53 ve Rb1 yollar> ile hücre siklusunun G0 faz>na girer ve hücrelerin bölün- mesinin durmas>na neden olur (bkz, aflag>daki bölüm). Hücresel yafllanma olarak belirtilen bu durum, (kültür ortam>nda normal hücrelerin bölünme yetersizli¤i olan) telomeraz fonkisyon kayb>n>n bir bulgusu olabilir. mör hücrelerinin proliferasyon yetene¤inin art- t>¤> baz> tümörlerde ortaya ç>kar. Baz> olgular- da, telomeraz aktivitesinin ortaya ç>k>fl> kromo- zom veya genom mutasyonlar>n>n sonucuyla oluflup; di¤erlerinde telomeraz MYC taraf>ndan ekspresyonu de¤iflmifl baz> genlerin yaln>zca birisi olabilir. Her iki olguda, telome- raz aktivitesinin ortaya ç>k>fl> flüpheli kanseröz lezyonlarda biyopsi veya i¤ne aspirasyonuyla el- de edilen hücrelerde kanserin tan>s> için kulla- n>lmaktad>r. Daha önemlisi, artm>fl hücresel profilerasyonda telomeraz>n rolü, kanser teda- visi için telomeraz inhibisyonunun yeni bir önemli potansiyel hedef olabildi¤ini gösterir. fonksiyon kazand>ran mutasyonlar yoluyla ya da genin bir allelinin artm>fl veya uygun olma- yan ekspresyonuyla kanser oluflumunu sa¤lar- larken; genin her iki allelininin fonksiyonunun yitirmesi gibi farkl> bir mekanizma ile malig- nensiye neden olan mutasyonlar>n izlendi¤i da- ha pek çok gen vard>r. Bu genler ttü sö ya hücre-hücre temas> ile büyümenin engellen- mesinde do¤rudan yer almalar> aç>s>ndan ger- çekten tümör süpresörleri olup; bu tip tümör süpresörler, hücre büyümesini do¤rudan do¤ru- ya düzenlediklerinden b mir etmede ve genomik bütünlü¤ü sürdürmede yer ald>klar>ndan k kromozom k>r>klar>nda yer alan genlerin her iki alelinin kaybolmas>, ikinci bir mutasyonun pro- to-onkogenlerde ya da di¤er tümör süpresör genlerde gerçekleflmesiyle birlikte, kanser olu- flumuna dolayl> bir flekilde yol açar. Pek çok tü- mör süpresör gen ürünü izole edilmifl ve karak- terize edilmifltir (Tablo 16-4). Tümör süpresör genler ve gen ürünleri kansere karfl> do¤al bir koruyucu özellik gösterdiklerinden onlar> anla- yabilmek, kansere karfl> tedavi metodlar>n>n ge- liflmesi için bir umut olacakt>r. yol açt>¤>; baz> herediter kanser formlar>nda bir germline mutasyon için heterozigot olan bir ki- flinin ikinci bir somatik mutasyona u¤ramas>y- la, yani tümör süpresör gende fonksiyon kayb> oluflturan mutasyon için homozigot olmas>yla tümör geliflti¤i, ilk kez 1960' l> y>llarda öne sü- rülmüfltür. Tümör süpresör genlerin iki alelinin kayb> pek çok sporadik kanserin patogenezinde de önemli rol oynarlar, bu durumda ayn> hücre- de iki somatik olay>n oluflmas>yla her iki allel inaktif hale getirilirler. Bu ""ççiifftt v rediter, hem de sporadik formlar>nda nas>l olufl- tu¤unu aç>klamak için kullan>lm>flt>r; ancak gü- nümüzde de ailesel polipozis koli, ailesel meme kanseri, nörofibromatozis tip 1 (NF1), herediter nonpolipozis kolon karsinomu ve ailesel kanser- lerin nadir bir formu olan Li-Fraumeni sendro- mu gibi pek çok ailesel kanserler için önemli bir model olarak kabul edilmektedir. Bu hastal>lar- da otozomal dominant geçifl hakim olmas>na ra¤men, tümör geliflimi için sorumlu tümör süp- resör genin iki kopyas>n>n da fonksiyon kayb> gerekmektedir. Bu görünen paradoksun aç>k- lanmas> flu flekildedir: Bir mutasyon için hetero- zigot olan hücreler tek bir fonksiyonel tümör süpresör kopyas>na halen sahip olup, bu da on- lar>n normal hücresel fenotipini sa¤lamada ye- terlidir; bununla birlikte, bir kopyas> herediter olarak zaten mutasyona u¤ray>p gelmiflse, di¤er normal allelin fonksiyonunun bir flekilde sonra- dan kaybolmas> tümörü süprese etme yetene¤i- ni ortadan kald>rm>fl olur. Bu ikinci vurufl; ge- nellikle somatik bir mutasyon olmas>na ra¤- men, baz> kanser hücrelerinde izlenen transk- ripsiyonel suskunluk (trancriptional slincing)' |