Diabetes Mellitus 779 Mikroanjiyopati Serebral vasküler enfarktüsler Hemoraji Hipertansiyon Retinopati Katarakt Glokom Miyokardiyal enfarktüs Ateroskleroz Adacık hücre kaybı İnsülitis (Tip 1) Amiloid (Tip 2) Nefroskleroz Glomeruloskleroz Arterioskleroz Piyelonefrit Periferal vasküler ateroskleroz Gangren Perifik nöropati Otonomik nöropati Enfeksiyonlar Resim 20.25 Diyabetin uzun dönem komplikasyonları. diasilgliserol (DAG) tarafından aktivasyonu, birçok hücresel sistemde önemli bir ileti taşıma yolağıdır. İntrasellüler hiperglisemi, glikolitik ara moleküllerden DAG’ın de novo sentezini uyarabilir ve böylece PKC aktivasyonuna neden olur. PKC aktivasyonu çok sayıda zincirleme etki yapar ve bunlar arasında diyabetik retinopatiye özgü neovaskülerizayona neden olan damar endoteli büyüme faktörü (VEGF) gibi pro-anjiogenik moleküllerin üretilmesi, hücre dışı matriks ve bazal membran materyalinin birikimini artıran transforme edici (“transforming”) büyüme faktörü β gibi profibrojenik moleküllerin üretilmesi yer alır. 3. Poliol yolaklarında bozukluklar. Glukoz taşınması için insüline gerek duymayan bazı dokulardaki (örn. sinirler, lens, böbrekler, kan damarları) hiperglisemi, intrasellüler glukoz artışına yol açar, bu glukoz daha sonra aldoz redüktaz enzimi tarafından, NADPH’ı (nikotinamid dinükleotid fosfatın indirgenmiş bir biçimi) kofaktör olarak kullanan bir reaksiyonla bir poliol olan sorbitole metabolize edilir. Indirgenmiş glutatyon (GSH) üretimine yol açan bir reaksiyonda glutatyon redüktaz enzimi de NADPH’ya gereksinim duyar. Bölüm 2’de tanımlandığı gibi GSH hücredeki önemli antioksidan mekanizmalardan biridir ve GSH’daki indirgenmeler, oksidasif strese yatkınlığı arttırır. Persistan hiperglisemi, nöronlardaki diyabetik nöropati gelişiminin altında yatan en büyük neden olarak görülmektedir (glukoz nörotoksisitesi). M O R F O LO J İ En önemli morfolojik değişiklikler, diyabetin geç dönem sistemik komplikasyonları ile ilişkilidir. Bu değişiklikler hem tip 1 hem de tip 2 diyabette görülür (Resim 20.25’e bakınız). Pankreas. Pankreas lezyonları değişkenlik gösterir. Aşağıdaki değişikliklerin bir veya birden fazlası bulunabilir: • Adacıkların sayısında ve boyutlarında azalma. Bu değişiklik en sık Tip 1 diyabette özellikle hastalığın hızlı ilerlediği durumlarda görülür. Adacıkların çoğu küçük ve belirsizdir, kolayca fark edilmez. • Adacıklarda lökosit infiltrasyonu (insülit), esas olarak T lenfositlerden oluşur (Resim 20.26A) En sık tip 1 diyabette, klinik başvuru sırasında görülür. • Tip 2 diyabette adacıklarda amiloid birikimi, kılcal damarlarda ve çevrelerinde ve hücreler arasında birikmeye başlar. İleri evrelerde adacıklar büyük ölçüde ortadan kalkar (bkz. Resim 20.26B); aynı zamanda fibrozis de görülebilir. Benzer lezyonlar, yaşlı non-diyabetiklerde, normal yaşlanmanın bir parçası olarak bulunabilir. • Özellikle diyabetli annelerin, diyabetik olmayan yeni doğan çocukları için karakteristik olan adacıkların sayısında ve boyutlarında artış. Büyük olasılıkla fötal adacıklar, annedeki hiperglisemiye yanıt olarak hiperplaziye uğramaktadır. Diyabetik makrovasküler hastalık. Diyabetik makrovasküler hastalığın belirtisi, aortayı, büyük ve orta çaplı arterleri