- Page 1
- Page 2 - Page 3 - Page 4 - Page 5 - Page 6 - Page 7 - Page 8 - Page 9 - Page 10 - Page 11 - Page 12 - Page 13 - Page 14 - Page 15 - Page 16 - Page 17 - Page 18 - Page 19 - Page 20 - Page 21 - Page 22 - Page 23 - Page 24 - Page 25 - Page 26 - Page 27 - Page 28 - Page 29 - Page 30 - Page 31 - Page 32 - Page 33 - Page 34 - Page 35 - Page 36 - Page 37 - Page 38 - Page 39 - Page 40 - Page 41 - Page 42 - Page 43 - Page 44 - Page 45 - Page 46 - Page 47 - Page 48 - Page 49 - Page 50 - Page 51 - Page 52 - Page 53 - Page 54 - Page 55 - Page 56 - Page 57 - Page 58 - Page 59 - Page 60 - Page 61 - Page 62 - Page 63 - Page 64 - Page 65 - Page 66 - Page 67 - Page 68 - Page 69 - Page 70 - Flash version © UniFlip.com |
![]()
Benign ve Malign Neoplazilerin Özelikleri 195
Resim 6.9 Memenin invaziv duktal karsinomunun kesit yüzü. Lezyon retrakte görünümdedir, çevre meme dokusunu infiltre etmektedir ve taş sertliğinde palpe edilmektedir.
Resim 6.10 Resim 6.9’da görülen meme karsinomunun mikroskopik görünümü. Yuvalanmalar ve kordonlar halindeki tümör hücrelerinin meme stromasını ve yağ dokusunu infiltre ettiği görülebilmektedir (Resim 6.8 ile karşılaştırınız) Belirgin bir kapsül olmadığına dikkat ediniz. (Dr. Susan Lester’ın izniyle, Brigham and Women’s Hospital, Boston, Massachusetts.)
kas dokusundan, basık ve ince normal myometrium tabakası ile keskin bir şekilde ayrılır, ancak kapsüllü değildir. Az sayıda benign tümör ise kapsüllü olmadıkları gibi iyi sınırlı da değillerdir. Keskin sınırlı olmamak hemanjiom gibi vasküler neoplazilerde görülen bir durumdur ve bu da eksizyonlarını güçleştirir. Bu istisnalara yer vererek işaret etmek istenilen şudur: Enkapsülasyon benign tümörler için bir kural olsa da, bir tümörün kapsülsüz olması onun malign olduğu anlamına gelmemektedir. Ne yazık ki, tümörler hiç de uygar olmayan doğaları nedeniyle, insanlar tarafından konulan kurallara uymazlar. Bu bölüm boyunca, bu gibi sapmaları sık sık göreceğiz. Metastaz yapmalarının yanı sıra, invaziv olmaları kanserleri benign tümörlerden ayıran en güvenilir özelliktir (Resim 6.9 ve 6.10). Kanserler iyi gelişmiş bir kapsüle sahip değildirler. Bazı durumlarda, yavaş büyüyen malign bir tümörün, onu çevreleyen dokunun stroması tarafından sarmalandığı izlenimi alınabilir. Ancak, mikroskopik inceleme sırasında kanserin yengeçvari uzantılarla penetrasyona sebep olduğu ve çevre yapılara infiltre olduğu görülebilir. Bu infiltratif büyüme paterni sebebiyle malign tümörleri eksize ederken çevre normal dokudan da geniş bir alan çıkartmak gerekir. Rezeke edilen tümörlerin cerrahi sınırlarında tümör olup olmadığı cerrahi patoloji uzmanları tarafından detaylıca incelenir (temiz cerrahi sınırlar).
olarak saptanabilen metastaz vardır. Ayrıca %20 hastada ise tanı anında okkült (gizli) metastaz mevcuttur. Genel olarak bir primer tümör ne kadar anaplastik ve ne kadar büyük ise metastatik yayılım olasılığı da o kadar yüksektir. Ancak tabi ki, birçok kuralda olduğu gibi bu kuralda da istisnalar mevcuttur. Son derece küçük kanserlerin de metastaz yapabildikleri bilindiği gibi, kaygı verici büyüklükteki lezyonlar metastaz yapmayabilirler. Bütün malign tümörler metastaz yapabilirler, ancak bazılarının metastazı çok nadirdir. Örneğin, derinin bazal hücreli karsinomu ve merkezi sinir sisteminin primer tümörlerinin büyük kısmı, lokal olarak oldukça invaziv olmalarına karşın, çok nadiren metastaz yaparlar. Lokal invazyon ve metastaz özelliklerini bazen ayrı düşünmek gerekmektedir. “Kan kanserleri” denen lenfoma ve lösemi için özel bir durumdan söz edilebilir. Bu tümörler kanı oluşturan hücrelerden gelişirler ve kan akımına karışıp kanın gittiği her yere ulaşabilirler. Bu nedenle bazı istisnalar dışında lenfoma ve lösemiler tanı anında yaygın hastalık ve her zaman malign kabul edilirler. Malign neoplaziler şu üç yoldan biriyle yayılım gösterirler: (1) vücut boşluklarına ekilerek (2) lenfatik yayılım-
Metastaz
Metastaz, tümörlerin ana tümör kitlesiyle fiziksel olarak bağlantısı olmayan uzak bölgelere yayılımı anlamına gelmektedir ve bir tümörün tartışmasız olarak malign olduğunu gösterir. Çünkü tanımı gereği benign tümörler metastaz yapmazlar. Kanserlerin invaziv karakteri onların kan damarlarına, lenfatiklere ve vücut boşluklarına penetrasyonuna olanak tanır ve yayılmaları için fırsat yaratır. (Resim 6.11). Yeni tanı almış solid tümörü olan hastaların (melanom dışı deri kanserleri hariç tutulduğunda) yaklaşık %30’unda klinik
Resim 6.11 Metastatik kanser ile dolu bir karaciğer
|