Hücre Hasarı ve Hücre Ölümündeki Olaylar Dizisi 37 Resim 2.10 Poliarteritis nodosa hastasına ait bir arterdeki fibrinoid nekroz. Arter duvarında, protein birikimi ve inflamasyonla birlikte, çember şeklindeki parlak pembe renkte nekroz alanı görülmektedir. Resim 2.8 Kazeifikasyon nekrozu. Akciğer tüberkülozunda, sarı-beyaz (peynirimsi) debris içeren, büyük bir infarktüs alanı. amorf pembe, granüler birikimi şeklinde gözlemlenir. Koagülasyon nekrozundakinin aksine doku yapısı tamamen silinmiştir ve hücreler ayırt edilemez. Nekroz alanı çoğu zaman makrofajlar ve diğer inflamatuar hücrelerin oluşturduğu topluluklar ile sınırlanmıştır; bu görünüm, granülom adı verilen nodüler inflamatuar lezyon için karakteristiktir (Bölüm 3). • Yağ nekrozu, tipik olarak aktive olmuş pankreas lipazlarının pankreas dokusu ve periton boşluğuna yayılması sonucunda gelişen odaksal yağ yıkımı alanlarının görüldüğü bir nekrozdur. Son derece ağır bir tablo olan ve akut pankreatit olarak adlandırılan acil batın sorunu geliştiğinde görülür (Bölüm 17). Bu tabloda pankreas enzimleri, asiner hücrelerden ve kanallardan dışarıya çıkar, peritondaki yağ hücrelerinin membranlarını sindirir ve pankreas lipazları yağ hücrelerindeki trigliserid esterlerini parçalar. Serbest kalan yağ asitleri kalsiyumla birleşerek; cerrahın ve patologun lezyonları makroskopik olarak tanımasına olanak veren, tebeşirimsi beyaz bölgeler oluşturur (Resim 2.9). Histolojik incelemede nekroz odaklarında inflamatuar bir reaksiyonla kuşatılmış olan ve sınırları belli belirsiz olarak seçilen nekrotik yağ hücreleri ile bazofilik kalsiyum birikimleri görülür. • Fibrinoid nekroz özel bir nekroz tipidir. Genellikle antijen-antikor komplekslerinin arter duvarlarında biriktiği, bağışıklık reaksiyonlarında gelişir, ancak ağır hipertansiyonda da görülebilir. Hasarlı damar duvarına sızan immün kompleksler ve plazma proteinleri, HE preparatlarında patologların fibrinoid (fibrinimsi, fibrin-benzeri) adını verdiği, parlak pembe renkteki, şekilsiz görünümü oluşturur (Resim 2.10). Bu tip nekrozun görüldüğü, immun-aracılı hastalıklar (örn. poliarteritis nodosa) Bölüm 5’te anlatılmaktadır. Hücre-içi proteinlerinin hasarlı hücre membranından ve daha sonra da dolaşıma sızması, nekrozun hangi dokuda geliştiğinin kan veya serum örnekleriyle ortaya konulmasına olanak tanır. Örneğin kalp kasında, kreatin kinaz enziminin ve kontraktil protein olan troponinin benzersiz bir izoformu; karaciğerdeki safra kanalı epitelinde alkalen fosfataz enzimi, hepatositlerde ise transaminazlar bulunur. Bu dokulardaki geri dönüşsüz hücre hasarı ve ölümü, adı geçen proteinlerin serum düzeylerini yükselttiğinden bunların serum düzeylerinin ölçülmesi, söz konusu dokulardaki hasarın klinik olarak değerlendirilmesinde kullanılır. Apoptoz Apoptoz hücrenin kendi çekirdek DNA’sının, nükleer ve sitoplazmik proteinlerinin yıkımına neden olacak enzimleri aktive etmesiyle gerçekleşen bir hücre ölümü yolağıdır (Resim 2.11). Apoptotik hücre parçalarının birbirinden kopması ile ortaya çıkan görünüm (apoptosis, “dağılma”) teriminin kaynağıdır. Apoptotik hücrelerin plazma membranı sağlam kalır, ancak hücre membranındaki değişiklikler apoptotik cisimcikler adı verilen parçacıkları, fagositler tarafından yutularak tüketilmesine uygun hale getirir. Ölen hücre ve parçaları, çok az hücre içeriğinin dışarıya sızmasıyla ortadan kaldırıldığından apoptotik hücre ölümü inflamatuar yanıta neden olmaz. Bu nedenle apoptoz birçok yönüyle nekrozdan farklıdır (Tablo 2-1). Resim 2.9 Akut pankreatitte yağ nekrozu. Beyaz renkte, tebeşirimsi birikimlerin bulunduğu alanlar, mezenterdeki lipid yıkım alanlarında kalsiyum sabunu oluşumuyla (saponifikasyon) ile birlikte giden yağ nekrozu odaklarını temsil etmektedir. Apoptoz Nedenleri Apoptoz birçok normal durumda gelişir ve potansiyel olarak zararlı olabilecek hücrelerle, artık işe yaramayacak hücrele-