background image
karfl>t kuvvet ortadan kalkar ve akci¤erler kendi
denge konumlar>na eriflmek için, hemen hemen hiç
hava içermeyen bir duruma kadar sönerler.
Akci¤er dokusuna esnekli¤ini, alveol duvarla-
r>nda bulunan, bronfliyolleri ve pulmoner kapillerle-
ri kuflatan elastin ve kollajen lifler verir. Dinlenim
boylar>n>n yaklafl>k iki kat>na kadar uzayabilen elas-
tin lifleri olas>l>kla akci¤er dokusuna esneklik veren
ana etkendir. Aksine, kollajen lifleri çok az esner ve
esas olarak yüksek akci¤er hacimlerinde geniflleme-
yi s>n>rlarlar. Akci¤erler olas>l>kla liflerindeki kat-
lant>lar>n aç>lmas> ve liflerinin geometrik olarak ye-
niden düzenlenmesi sayesinde genifllerler; t>pk> bir
naylon çorab>n, çoraptaki her bir lifin boyunun pek
az uzamas>na karfl>n, kolayl>kla esneyebildi¤i gibi.
Elastin ve kollajen liflerinde yafllanmayla birlik-
te görülen de¤ifliklikler sonucunda akci¤erlerin ge-
niflleyebilirli¤i artar. Alveol duvarlar>n> yok ederek
alveol boflluklar>n> geniflleten akci¤er amfizemi de
benzer flekilde akci¤er kompliyans>n> art>r>r. Aksine,
akci¤erin intersitisyel dokusunu etkileyen akci¤er
fibrozu gibi hastal>klar ve akci¤erin genifllemesini
zorlaflt>ran yayg>n alveol konsolidasyonu ve ödemi,
akci¤er kompliyans>n> azalt>r.
Yüzey Gerilimi (Levha 6). Akci¤erin, özellikle
küçük akci¤er hacimlerindeki esnekli¤i, alveolleri
kaplayan ince s>v> tabakas>n>n yüzey gerilimine ba¤-
l>d>r. S>v> tabakas>n>n molekülleri aras>ndaki çekim
kuvvetleri, bu s>v> ile alveollerdeki gaz aras>ndaki
çekim kuvvetlerinden daha büyüktür. Bu nedenle,
yüzey tabakas>n>n alan> küçülür. Hava ile dolu akci-
¤erlerin bas>nç-hacim iliflkisi, serum fizyolojik ile
dolu akci¤erlerinki ile deney hayvanalar>nda karfl>-
laflt>r>larak, yüzey tabakas>n>n davran>fl> incelenmifl-
tir. Serum fizyolojik, dokunun esnekli¤ini etkile-
meksizin s>v>-hava ara yüzünü ortadan kald>rd>¤>
için, belli bir akci¤er hacmine ulaflmak üzere akci-
¤erlerin s>v> ile doldurulmas> hava ile fliflirilmelerine
k>yasla çok daha düflük bir transpulmoner bas>nç
gerektirmifltir.
Bu gözlem, alveol gibi küre fleklindeki bir yap>-
n>n içindeki bas>nc>n duvardaki gerim ile do¤ru, kü-
renin çap> ile ters orant>l> oldu¤unu söyleyen Lapla-
ce yasas> ile aç>klan>r. Alveol bofllu¤una serum fiz-
yolojik doldurularak, s>v>-hava ara yüzü, dolay>s>y-
la da yüzey gerilim kuvvetleri ortadan kald>r>lacak
olursa, belli bir akci¤er hacmini sürdürmek için ge-
reken bas>nç azal>r. Yani, yüzey kuvvetleri akci¤eri
söndürmeye çal>flan kuvvetlere oldukça önemli bir
katk> yapar.
Alveol duvarlar>n> kaplayan s>v> tabakas>n>n yü-
zey gerilimi akci¤erin hacmine göre de¤iflir: akci¤er-
ler fliflirildi¤i zaman artar; akci¤er hacmi küçülünce
azal>r. Yüzey geriliminin akci¤er hacmi ile de¤iflme-
si s>v> tabakas>n>n özel bir yüzey-aktif madde içer-
mesini gerektirir. Alveolleri kaplayan bu yüzey-ak-
tif maddenin, yani sürfaktan>n, tip II granüler pnö-
mositler taraf>ndan üretildi¤i kabul edilmektedir.
Sürfaktan>n önemli bir yap>tafl>, dipalmitoil lesitin-
dir. Sürfaktan>n bir dizi önemli ifllevi vard>r. Sürfak-
tan>n yüzey geriliminin düflük olmas>, özellikle dü-
flük akci¤er hacimlerinde, akci¤erlerin kompliyans>-
n> art>r>r ve bir sonraki inspirasyon s>ras>nda genifl-
lemelerini kolaylaflt>r>r. Dahas>, düflük akci¤er ha-
cimlerinde, alveollerin dengede, kararl> kalmas>n>
sa¤lar. Yüzey gerilimi akci¤er hacmi ile de¤iflmeyip
sabit kalsayd>, akci¤er hacmi azald>¤> zaman çap>
küçülen alveolleri aç>k tutabilmek için çok daha bü-
yük bir bas>nç gerekecek; küçük alveoller ba¤lant>da
olduklar> daha büyük alveollere boflalacak ve s>k s>k
atelektazi görülecekti.
Gö¤üs Duvar>n>n ve Tüm Solunum Sisteminin
Esnekli¤e Ba¤l> Nitelikleri (Levha 7). Gö¤üs kafesi,
akci¤erlerle dengede tutulmasayd>, gö¤üs duvar>
esnek geri büzülme özelli¤i sayesinde, total akci¤er
kapasitesinin yaklafl>k %70'ine kadar genifllerdi. Gö-
¤üs duvar>n>n denge veya dinlenim konumunu
temsil eden bu durumda, gö¤üs duvar>n>n iki yan>
aras>ndaki bas>nç fark> (solunum kaslar> tamamen
dinlenim halinde iken plevra bas>nc> ile gö¤üs kafe-
sinin d>fl yüzeyindeki bas>nç aras>ndaki fark) s>f>r-
d>r. Akci¤erlerdeki gaz>n hacmi toraks> daha da ge-
niflletecek flekilde artacak olursa, gö¤üs duvar> da
t>pk> akci¤erler gibi içeriye do¤ru geri büzülecek,
genifllemeye karfl> koyacak ve denge konumuna ge-
ri dönüflü teflvik edecektir. Bunun aksine, total akci-
¤er kapasitesinin %70'inden daha küçük hacimler-
de, gö¤üs kafesinin esnek geri büzülme etkisi d>flar>
do¤ru olup, akci¤er esnek geri büzülmesinin tersi
yöndedir.
Gö¤üs duvar>n>n, akci¤er hacminin alt-bölümle-
rini belirlemede önemli bir rol oynayan esnek geri
büzülme özelli¤i, afl>r> fliflmanl>k, kifoskolyoz ve an-
kilozan spondilit gibi hastal>klar taraf>ndan olum-
suz etkilenebilir.
Akci¤erlerin ve gö¤üs duvar>n>n birbirlerine se-
ri ba¤land>klar> kabul edilir; öyle ki akci¤erlerin (P
L
)
ve gö¤üs duvar>n>n esnek geri büzülme (P
W
) etkile-
rinin oluflturdu¤u bas>nçlar>n cebirsel toplam>, tüm
solunum sisteminin esnek geri büzülme bas>nc>n>
(P
RS
) meydana getirir:
P
RS
= P
L
+ P
W
Alveol bas>nc> (Palv) ile plevra bas>nc> (Ppl) ara-
s>ndaki fark, akci¤erin esnek geri büzülmesini verir.
Plevra bas>nc> (Ppl) ile gö¤üs kafesinin d>fl yüzeyin-
deki bas>nç (Pbs) aras>ndaki fark ise, solunum kasla-
r> dinlenim halinde iken gö¤üs duvar>n>n esnek geri
büzülmesini verir. Yani, tüm solunum sisteminin es-
nek geri büzülmesi afla¤>daki flekilde ifade edilebilir:
P
RS
= (Palv ­ Ppl) + (Ppl ­ Pbs)
Solunum kaslar> tümüyle dinlenim halinde iken
ve gö¤üs kafesinin d>fl yüzeyindeki bas>nç atmosfer
bas>nc>na eflitken,
P
RS
= Palv
Tüm solunum sisteminin esnekli¤e ba¤l> nitelik-
leri birkaç yolla de¤erlendirilebilir. Bütün yöntem-
ler, tüm solunum kaslar>n>n tamamen gevfledi¤i s>-
rada belli bir akci¤er hacminin korunmas>n> gerekti-
rir. Bu ise genellikle d>fl kuvvetler kullan>larak: ha-
vayollar>na pozitif veya gö¤üs çevresine negatif bir
bas>nç uygulanarak; ya da havayolunun girifli t>kal>
iken solunum kaslar> istemli olarak gevfletilerek sa¤-
lan>r. Bu durumda hiç hava ak>m> olmad>¤> için, al-
veol bas>nc> a¤>zdaki bas>nçla eflittir.
Fonksiyonel rezidüel kapasite (FRC), akci¤erler
ve gö¤üs duvar>ndan oluflan sistemde, esnek geri
büzülme bas>nc>n>n s>f>r oldu¤u, denge veya dinle-
nim durumunu temsil eder. Fonksiyonel rezidüel
kapasitenin üzerindeki her hacimde, esnek geri bü-
zülme bas>nc> atmosfer bas>nc>n>n üzerinde olup,
akci¤er hacminin azalmas>n> teflvik eder; fonksiyo-
nel rezidüel kapasitenin alt>ndaki hacimlerde ise es-
nek geri büzülme bas>nc> atmosfer bas>nc>ndan daha
küçük olup, solunum sistemi d>fla do¤ru aç>larak,
akci¤er hacmini art>rma e¤ilimindedir.
Akci¤erin Ak>ma-Direnç Gösterme Nitelikleri.
Esnekli¤e ba¤l> olmayan toplam pulmoner direnç,
havayollar>n>n ak>ma karfl> gösterdi¤i direnç (hava-
yolu direnci
) ile akci¤er dokusunun solunum s>ras>n-
da yer de¤ifltirmeye karfl> gösterdi¤i sürtünme di-
rencinden (doku direnci) oluflur (Levha 8 ve 9). Doku
direnci, esnekli¤e ba¤l> olmayan toplam pulmoner
direncin normalde yaln>zca %10-20'sinden sorumlu
iken, parankimal dokular> etkileyen baz> akci¤er
hastal>klar>nda önemli derecede art>fl gösterebilir.
Hava ak>m>na karfl> gösterilen direncin önemli
bir bölümü üst solunum yollar>ndan kaynaklan>r.
Burun kanallar>n>n hava ak>m>na gösterdi¤i direnç
öylesine büyüktür ki, burundan soluma s>ras>ndaki
nazal direnç toplam havayolu direncinin %50'sini
oluflturabilir. A¤>z, farenks, larenks ve trakea, sakin
a¤>z solumas> s>ras>ndaki hava yolu direncinin %20-
30'undan sorumlu ise de dakika ventilasyonu artt>¤>
zaman bu oran toplam havayolu direncinin %50'si-
ne kadar ç>kabilir. Havayolu direncinin geri kalan
k>sm>n>n bulundu¤u belli bafll> noktalar, hava yolla-
r>n>n yaklafl>k yedinci kufla¤>na kadar uzanan, orta-
çapl> lobar, segmental ve subsegmental bronfllard>r.
Distale do¤ru dallanmalar artt>kça, herhangi bir ku-
fla¤a ait hava yollar>n>n say>s> ve dolay>s>yla toplam
52
Akci¤er Mekani¤i ve Gaz De¤iflimi
(devam>)
(Devam ediyor)
BÖLÜM
II