![]() l> oluflabilecek büyük çapl> metabolik ve hacimsel de- ¤iflimin en aza indirilmesini hedefleyen, dakikal>k so- lüt klirensinin yavafl oldu¤u ve ultrafiltrasyon süreci- nin günün ço¤una hatta tamam>na yay>ld>¤> farkl> tek- niklerdeki diyaliz modalitelerini tan>mlamak için kul- lan>lmaktad>r. Günümüzün tekni¤i ilk olarak 1970'lerde, klinik durumlar> gere¤i ne periton diyali- zi ne de intermitan (aral>kl>) hemodiyaliz için uygun olmayan, diüretik rezistan hipervolemik olgularda de- neysel bir tedavi flekli olarak ortaya at>lm>flt>r. O gün- den bu yana SRRT'nin yo¤un bak>m ünitelerinde (YBÜ) kullan>m> giderek yayg>nlaflm>fl, kapsam ve çe- flitlilik anlam>nda geliflim gözlenmifltir; öyle ki bugün SRRT teknikleri akut böbrek yetmezli¤i olan yo¤un bak>m hastalar>nda h>zla standart tedavi yaklafl>m> ha- lini almaktad>r. Bu bölümde SRRT çevrimi ile ilgili kullan>lan temel kavramlar, sa¤l>k çal>flanlar>n>n karfl>- laflmas> olas> en belirgin klinik ve teknik sorunlar, ge- lecekte ilgili yöntemlerin etkinlik ve kullan>labilirli¤i- ni art>racak ümit vaad eden geliflmeler özetlenecektir. girifl flekline ve istenilen klinik parametrelerin idame- si için gereken solüt/su at>l>m>n>n gerçekleflti¤i meka- nizmaya göre farkl> flekillerde tan>mlanmaktad>r (fiekil 52-1). bas>nç gradiyenti, hastan>n arteryal ve venöz sistemle- ri aras> bas>nç fark>ndan karfl>lanmaktad>r. Bu teknik- ler arteryal kanülasyonu zorunlu k>lmakta ve böylelik- le arteryal tromboz, ekstremitelerde iskemi, kanama ve ateroembolizm (di¤erlerinde) risklerini de berabe- rinde getirmektedir. Ayr>ca uzaklaflt>r>lan solüt yükün muna ba¤l> olarak k>s>tl> kalmakta, bu da yeterli çev- rimin yap>lmas>n> ve uygulanan tedavinin standardi- zasyonunu özellikle hipotansif yo¤un bak>m hastala- r>nda zorlaflt>rmaktad>r. AV yolun en temel avantaj>, komplike eksternal bir cihaz ve destek olmaks>z>n te- davinin uygulanabilmesidir. Ancak faydazarar oran> düflünüldü¤ünde risklerinin fazlal>¤> ve kan ak>m h>- z>n>n kontrol edilemiyor olmas> nedeniyle günümüzde üçüncü basamak sa¤l>k merkezlerinde pek tercih edil- meyen bir yöntem halini alm>flt>r. gradiyenti oklüsiv peristaltik bir pompa ile karfl>lan- maktad>r. VV uygulamada arteryal girifl gerekli olma- y>p, ekstrakorporeal dolafl>mdaki kan ak>m h>z> üze- rinde de daha fazla kontrol imkân> bulunmaktad>r. VV yolun dezavantajlar> ise daha fazla eksternal ciha- z>n (pompalar, hava kapanlar> vs.) ifllem için gerekme- si ve daha uzun olan dolafl>ma ba¤l> p>ht>laflmaya e¤i- limin artm>fl olmas>d>r. Ancak VV yolun AV yola gö- re güvenlik ve kontrol alan>ndaki üstünlükleri dikka- te al>narak, SRRT'nin gerekti¤i klinik tablolar>n ço- ¤unda VV teknikler kullan>lmaktad>r. mas> için farkl> modaliteler mevcuttur. Günümüzde hemofiltrasyon ve hemodiyafiltrasyon teknikleri s>k- l>kla kullan>lmaktad>r. Da'dan daha küçük boyuttaki moleküllerin klirensi önceliklidir. Hastan>n kan> ve diyalizat oldukça küçük porlara sahip bir yar> geçirgen membran taraf>ndan ay- r>lmaktad>r (low flux gibi). Membran porlar>ndan ge- çebilecek kadar küçük olan elektrolitler ve di¤er solüt partiküller, konsantrasyon gradientine göre, teorik olarak geçifl katsay>lar> (diyalizattaki solüt konsantras- yonun kandakine oran>) 1 olarak kabul edilirse, mem- bran>n her iki taraf>ndaki konsantrasyon eflitleninceye |