- Page 1
- Page 2 - Page 3 - Page 4 - Page 5 - Page 6 - Page 7 - Page 8 - Page 9 - Page 10 - Page 11 - Page 12 - Page 13 - Page 14 - Page 15 - Page 16 - Page 17 - Page 18 - Page 19 - Page 20 - Page 21 - Page 22 - Page 23 - Page 24 - Page 25 - Page 26 - Page 27 - Page 28 - Page 29 - Page 30 - Page 31 - Page 32 - Page 33 - Page 34 - Page 35 - Page 36 - Page 37 - Page 38 - Page 39 - Page 40 - Page 41 - Page 42 - Page 43 - Page 44 - Page 45 - Page 46 - Page 47 - Page 48 - Page 49 - Page 50 - Page 51 - Page 52 - Page 53 - Page 54 - Page 55 - Page 56 - Page 57 - Page 58 - Flash version © UniFlip.com |
![]()
70
Klinik Nöropsikoloji ve Nöropsikiyatrik Hastalıklar
laşmış kişidir (Executive Committee of Division 40 of the APA, 1989) ve nöropsikolojik değerlendirmeyi yardımcı bir laboratuar incelemesi olarak yapmaktadır. Nöropsikolojik değerlendirme ayırıcı tanı, hastalığın izlenmesi ve tedavinin değerlendirmesi, ilerleyici hastalıklarda başlangıç profilinin saptanması, rehabilitasyonun planlanması, araştırma amacıyla veya adli soruşturmalar-resmi raporlar için yapılabilmektedir (Lezak, 1995). Nöropsikolojik değerlendirme sırasında, beyin-davranış ilişkilerinin çok faktörlü ilişkiler olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Bu sebeple nöropsikoloji laboratuarlarından hastalar için spesifik tanıyı tek başına koyabilecek bataryaların oluşturulmasını beklemek oldukça yanlış olacaktır. Bu durumun nedenleri arasında tüm değişkenleri etkileyen normatif verileri toplamanın zorluğu, testlerin zorluk derecesini her kişiye göre ayarlamanın mümkün olmaması, çok nadiren görülen sendromlar için test geliştirmek ve onları standardize etmenin güçlüğü, insan davranışının her özelliğini ölçebilmenin mümkün olmaması, test skorları ve tanılar arasında tam olarak örtüşen bir ilişki bulunmaması sayılabilir (Mesulam, 2004). Nöropsikolojik değerlendirme bütün kognitif işlev alanlarının tek tek gözden geçirilmesi şeklinde yapılmaktadır. Kognitif süreçlerden söz edildiğinde bunların ayrı ayrı süreçler olmadığını ve çok şekilde birbirleriyle etkileşim gösterdiğini unutmamak gerekir (Mesulam, 2004). Örneğin sözel bellek performansına baktığımız bir hastada gerçekten bellek kaybı olup olmadığını anlayabilmemiz için hastanın dil işlevlerinin normal olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Bu nedenle bir testte performans bozukluğu görüyorsak bunu hemen “belli bir beyin merkezi işlevsizleşmiş” şeklinde yorumlamak yanlış olacaktır. Kognitif görevlerde sadece belli merkezler değil geniş boyutlu nörokognitif şebekeler aktive olmaktadır. Bu sebeple bir kişinin kognitif işlevlerini değerlendirirken nöroanotomik bağlantılarına göre durum bağımlı ve kanal bağımlı işlevler şeklinde ikiye ayırarak yapmak daha uygun olacaktır. Durum bağımlı işlevler bilgiyi hangi güçte işleyeceğimize aracılık ederler. Bu nedenle durum bağımlı işlevler hastanın uyanıklık durumunu, dikkatini, duygu durumunu ve motivasyonunu yansımaktadır. Durum bağımlı işlevlerdeki bozulmaların çok büyük bir lokalize edici değeri bulunmamaktadır. Bu sistemin esas olarak asandan retiküler aktive edici sistemden kortekse doğru uzanan nöral alt yapısı bulunmaktadır. Kortikal ve subkortikal bağlantılarıyla beraber geniş boyutlu şebekeler kanal bağımlı işlevlerin altyapısını oluşturmaktadır. Dil, görsel-mekansal işlevler, bellek, yürütücü işlevler bu şekilde bir düzenlemeyle ilişkilendirilen alanlardır. Bu işlevlerin bozulması için fokal lezyonlar gerekmektedir ve bu nedenle daha fazla lokalize edici değeri bulunmaktadır (Mesulam, 2004). Kognitif işlevlerin çok fazla etkileşim göstermesi nedeniyle nöropsikolojik değerlendirme yapılırken hiyerarşik bir şekilde muayene yapmak uygun olacaktır. Yani öncelikle durum bağımlı işlevlerin, daha sonra kanal bağımlı işlevlerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle değerlendirmeye hastanın uyanıklık ve dikkat düzeyini, hatta motivasyonunu ele alarak başlamak uygun olur. Çünkü dikkati bozulmuş bir hasta, hemen tüm kognitif alanlarda buna sekonder bozulmalar gösterecektir. Nöropsikolojik değerlendirme sonucunda, test yapılan kişinin hangi kognitif işlevlerinin hangi şiddette bozulduğu ve hangilerinin göreceli olarak korunmuş olduğu anlaşılır. Kişiyi yalnızca aldığı test puanı ile değil, test süresince yaptığımız gözlemlere göre de değerlendirmek gerekmektedir. Değerlendirme sonucunda kişinin güçlü ve zayıf yönleri ortaya konulmaktadır. Elde edilen bilgilere göre nörospikolojik bir profil çıkartılır, bu profil bize beyindeki bir adresi göstermektedir. Klinisyenin görevi bu nöropsikolojik profile karşılık gelen en uygun tanıyı koymak olacaktır.
ÜLKEMİZDE KULLANILAN KOGNİTİF VE DAVRANIŞSAL TESTLER
Ülkemizde kullanılan kognitif ve davranışsal testlerin bazıları aşağıdaki tabloda listelenmektedir. Bu testlerin en sık kullanılanları ayrıntılı olarak tanıtılacaktır (Tablo 1).
|