- Page 1
- Page 2 - Page 3 - Page 4 - Page 5 - Page 6 - Page 7 - Page 8 - Page 9 - Page 10 - Page 11 - Page 12 - Page 13 - Page 14 - Page 15 - Page 16 - Page 17 - Page 18 - Page 19 - Page 20 - Page 21 - Page 22 - Page 23 - Page 24 - Page 25 - Page 26 - Page 27 - Page 28 - Page 29 - Page 30 - Page 31 - Page 32 - Page 33 - Page 34 - Page 35 - Page 36 - Page 37 - Page 38 - Page 39 - Page 40 - Page 41 - Page 42 - Page 43 - Page 44 - Page 45 - Page 46 - Page 47 - Page 48 - Page 49 - Page 50 - Page 51 - Page 52 - Page 53 - Page 54 - Page 55 - Page 56 - Page 57 - Page 58 - Flash version © UniFlip.com |
![]()
4
Klinik Nöropsikoloji ve Nöropsikiyatrik Hastalıklar
süreciyle de organizmanın etrafda değişen koşullara yönlenebilmesinin sağlandığı ileri sürülmüştür (Salazar, Grafman, et al., 1986). Dikkat sürecinde dikkat dağıtıcılar olsa da spesifik olay ve stimuluslara beyin konsantrasyonla mental sürecini sürdürebilir. Sürekli dikkat veya vijilansla dikkat uzunca bir sure spesifik bir konu üzerinde kalabilir. “Bölünmüş dikkat” sürecinde ise kişi birkaç olaya dikkatini yönlendirip, izleyip, yanıt verebilir. “Alternan dikkat” sürecinde ise, bir iş veya fokusdan başka bir yöne dikkatin yönlendirilip, ona fokusun sürdürülebilme süreci vardır. Bozulmuş dikkat ve konsantrasyon birçok nörolojik hastalıkda olabilir. Birçok bilişsel işlevi yerine getirenilebilse bile, bilişsel üretkenlik ve performans, dikkatsizlik, düşük konsantrasyondan veya bunlara bağlı yorgunlukdan düşebilir, bozulabillir (Stuss, Stethem, Hugenholtz, et al., 1989). Davranış nörolojisi içinde benzer veya aynı anlamlara yakın terminojiler, semptomlar veya bulgular ortaya konabilir. Örneğin, ideasyonel apraksi, ideomotor apraksi veya ideokinetik apraksi gibi belirli objeyi kullanmada apraksi bozukluğuna gelecek benzer sendromlar kafa karıştırabilir. Burada Kimura ve Archibald’ın (1974) belirttiği gibi belli bir hareketin hipotetik bilişsel sürecinde değişik aşamalarda bozuklar vardır. Apraksi tüm bu tanımlamaları basitçe içerir. Bunun gibi davranışlarımızda basite indiregenecek olursa, temel klinik nöropsikolojide; 1. Biliş (cognition), davranışın farkındalığı ve yönlendirilmesi, 2. Emosyonlar, duygular ve motivasyonlar, 3. Yapılandırıcı (eksekutif), davranışın dış dünyadaki uygulaması, ifadesi süreci vardır. Klinik nöropsikolojide bilişsel işlevler, emosyonel ve kontrol bozukluklarından daha kavramlaştırabilinip, somut olarak ortaya konabilmektedir. Bellek, yönelim, dil ve sağ hemisferin uzaysal bozuklukları birer bilişsel bozukluk olarak ortaya konup, ölçümlenebilir. Ancak, sağ hemisferin hasarında, reaksiyonlara kayıtsızlık, affektif küntlük, mental ve fiziksel hasarlarının farkında olamama ve buna emosyonel tepkiler verememe, başkalarının duygularına empati yapamama, uygunsuz emosyonel yanıtlılık, kendi durumu yaptıkları ve sınırları hakkında değerlendirme yapamama, görsel-uzaysal işlevlerini yerine getirememe olabilir. Bunların tanılaması ve gözlem ve sorgulamayla ortaya konması önemlidir. Her hastadaki bireysel durumuyla ilgili reaksiyonlar ve problemlerde klinik nöropsikolog tarafından tanımlanmalı ve belirtilmelidir. Bilişsel işlevlerin algılama sürecinde seçme, bilgiyi toplama, sınıflandırma ve entegre etme süreçleri vardır. Bellek ve öğrenme süreçlerinde ise bilginin depolanması ve yeniden geri çağrılması süreci vardır. Düşünme sürecinde ise bilginin mental süreçlerle organizasyonu ve yeniden düzenlemesi yapılır. Dışa vurum da ise işlenmiş bilginin iletişimle veya eylemle dışarı aktarılması olayı vardır. Bu süreçlerin herbirinde spesifikleşmiş ayrı alt çalışmalarla yapılmaktadır. Bütün işlevler davranışın ayrı bir alt sınıfını oluşturur ve birlikte veya birbiriyle bağlantılı çalışır. Bir süreçte işlevlerin bağlanması kavram oluturulması sürecinde görsel bir uyarı isimlendirme sürecine bağlanır. Esasında ayrı görülen işlevler birbirine bağlı olarak içiçe götürülmektedir. Belli bilişsel işlevler araştırıcının ne yapmak ne görmek istediğine gore özel testler yapmasıyla ortaya konabilir. Basit testlerle daha özel bir işlev ortaya konabilir. Çok boyutlu testler daha kompleks ve kabaca daha genel işlevlerin ortaya çıkarılmasını sağlar. Örneğin, sözel testlerle bir noktada sözel işlevler ortaya konarken, motor testlerle daha çok motor davranış özellikleri ortaya konur. Burada, hastayı muyene edenin belli bozukluklara yönelik zaman ve ekipman donanımının da olması şartdır, yoksa spesifik bozuklukların ortaya konması olası değildir. Dikkat işlevleri belli bir görevi veya işlevi sürdürmek için gerekli bilişsel süreçleri aktifleştirmek ve sürdürmek için gerekli bir işlev olarak kabul edilir. Dikkat sayesinde de işlevler sürdürülür. Zekada belli bilişsel işlevlerin aktivitesinin sağlanmasında ve sürdürülmesinde beceriyi ve yetiyi sağlayan bir işlevdir. Beyin hasarlarından sonra bazı bilişsel işlevler etkilenirken bu işleve bağlı diğer süreçlerde yavaşlama veya aksamalar olmaya başlayabilir. Örneğin, bir hastada görsel agılamada ve değerlendirmede bozukluk yokken, akıl yürütme gerektiren resim düzenleme ve seriyal organizasyon gerektiren bir işlevde bozukluk ortaya çıkabilir. Bilişsel işlevler yapısal olarak duysal uyarıların algılanmasıyla santral değerlendirme sürecinden geçer ve duyumlar algılama olarak anlamlı girdilere dönüşür ve belleğe aktarılır. Duysal modalitelere
|